"Kovuldun! Çık dışarı!"
"Ajumma! Bu haksızlık! Niye ben kovuluyorum. O adam bana sözlü tacizde bulundu bunun için dava bile açabilirim! Sen gelmiş bana müşterine saygılı ol diyorsun!"
"Çık dışarı diyorum sana kovuldun!" Birden dükkan kapısını yüzüme kapattı ve çantamla paltomu da yüzüme fırlattı. "AJUMMA!?" Son yarı zamanlı işimden de olmuştum. Hep aptal insanlar yüzünden zarar görüyordum. Bundan nefret ediyorum!
Hava 3 gün öncesine göre iyi olsa da hala ara ara kar yağıyordu. Her gün Taehyung'un tembihlemesiyle sıkı sıkı giyinip çıkmak zorunda kalıyordum.
Paltomu giydim, ayaklarımı yere vurarak ve ajumma duysun diye söylenerek çantamı yerden aldım.
Tamamen kovulduğuma emin olduğumda son kez güzelce bir sövdüm.
"Aptal kadın! Ne yapsaydım öyle dursa mıydım!" Uzaklaşırken de durmamıştım. "Sanki kendisi kadın değil, beni anlamalıy- Ah!" Çantam elimden çekilince, elinde çantamla koşarak uzaklaşan adamı gördüm ve peşinden koştum."Hey pislik herif! Dur kaçma! Çantam! Çantamı çaldı! Aptal!!"
Nefes nefese kaldığımda adam görüş açımdan çıkmıştı. Neden her şey üst üste geliyordu. Beni son maaşımı vermeden kovan Ajumma ve bütün paramın içinde olduğu çantamı çalan pislik!
"Aptallar! Herkes aptal! Hepinizden nefret ediyorum! Bu dünyadan nefret ediyorum! Şerefsizl- Aah!?"
Yere düştüm ama tabiki bugün normal bir şey yaşama şansım olmadığı için çamura bulanmıştım.
"Çamurdan da nefret ediyorum! Topuklu ayakkabılardan nefret ediyorum! Başıma daha ne gelecek acaba!"
Sinirle ayağa kalktım ve yürümeye devam ettim. Eve gidip depresyona girecektim. Telefonumun çalmasıyla cebimden çıkardım. Neyseki onu da çantama koymamıştım.
Numarayı tanımıyordum. Sırf meraktan açacaktım.
"Alo?"
"Alo, merhaba Jung Hwa Eul ile mi görüşüyorum?"
"Evet buyrun."
"Endişelendirmek istemem ama haber vermem lazım, sanırım babanız oluyor, Bay Jung Ki Min bir araba kazası geçirdi."
Duyduğum şeyle yolun ortasında kilitlendim kaldım. Bugünün bana zehir olmasını başıma ne gelirse gelmesini yeğlerdim. Ama bu duyduklarım... Dünyam resmen başıma yıkılmıştı. En değerlim olan babam kaza geçirmişti.
"S-siz ciddi m-misiniz?"
"Maalesef hanımefendi."
Gözlerimdeki zaten akmaya hazır damlalar teker teker düşüyordu.
"O iyi mi?"
"Benim bir bilgim yok efendim."
"N-nerede şuan?"
"Busan Myeong Medical Hastanesinde."
"T-tama..m"
Telefon kapandığı gibi kendimi hüngür hüngür ağlarken bulmuştum. Bir taraftan da Sehun'u arıyordum.
"Her gün arar-sın, bugün ben aradım açmayaca-ğın tuttu Oh.. Sehun!"
Birkaç defa daha hıçkırıklar arasında Sehun'u aradım ama ulaşamadım. Aklıma gelen tek kişi Taehyung'tu. Şirkete çok yakın olduğumu fark etmem bugünkü tek mutluluğum olmuştu.
Topuklularla koşturarak ve ağlayarak yağmur çamur içinde şirkete vardım. Artık adam beni tanıyordu ve bu halimi görünce hiç düşünmeden içeri almıştı. Ağlayarak etrafıma bakındım. Birkaç kişi bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"T-taehyung nere-de?"
Kadın hemen beni yanıtlayıp pratik odasında olduklarını söyledi. Koştura koştura merdivenleri çıktım ve hemen odaya girdim.
"Eul?! Bu halin ne? Neden ağlıyorsun?! "
Taehyung hemen yanıma geldi ve yaşlarımı sildi.
"Tae-hyung, b-ben..."
Tekrar hıçkırıklara boğulduğumda hemen bana sarıldı. Sonrasında ise birkaç dakika bekleyip sakinleşince beni hemen kenara oturttu. Diğer üyeler de oldukça korkmuş görünüyordu.
"Eul, ne oldu güzelim?"
"B-babam kaza geçirmiş. Bugün işimden kovuldum kadın paramı vermedi. Bir adam çantamı çaldı cüzdanım yok. Param yok. Sehun'u arıyorum açmıyor. Babamın yanına gitmem gerekiyor Taehyung! Bilet alacak param bile yok. Çok aptalım. Normalde olsa istemem ama söz veriyorum geri ödeyeceğim. Busan'a gitmem lazım lütfen yardım-"
"İlk bana gelmeliydi Eul! Merak etme gideceksin sadece sakin ol. Al su iç, ben seni götürürüm şimdi bilet bulamayız."
"Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim."
"Hyung ben kıyafet bulacağım hemen gelirim. Ağlama Eul lütfen."
Taehyung koşarak çıktığında diğerleri yanıma geldi.
"Noona, endişelenme baban iyidir."
Jungkook bana sarıldığında diğerleri de hep birlikte sarıldı ve küçük de olsa yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.
"Teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE PHOTO • Kim Taehyung
Fiksi Penggemar[ Text & Instagram & Texting ] Yanlış anlaşılan bir fotoğrafla başladı herşey. Belki o fotoğraf olmasa bir daha birbirlerini hatırlamayacaklardı, görmeyeceklerdi, aşık olmayacaklardı... -Kim Taehyung-