40

8.1K 418 30
                                    

"Eul, sana bir şey yaptığını düşüneceğim artık n'olur anlat."

"Kaç defa diyeceğim Taehyung bir şey yapmadı. Yetiştin." Hala kısık ve ağlamaklı çıkan sesimle Taehyung'u ve diğerlerini ikna etmeye çalışıyordum. Neden bu kadar ağladığımı söylemeliydim. "Ağladım, çünkü aklıma annem geldi... Onun neler çektiğini düşündüm."

Hepsi bana bakıyordu, devam etmemi söyler gibi. "Yani-"

"İstemiyorsan anlatma!"

"Merak ettiğini biliyorum Taehyung."

Yutkundu ve gözlerime baktı. "Annem 6 sene önce bir adam tarafından öldürüldü. Kaçırmış, tecavüz etmiş ve ö-öldürmüş... Aklıma annem geldi. Neler yaşadığı geldi. Ona bunları yaşatan şerefsizin hala yakalanmadığı geldi. Ben annem için ağladım Taehyung. Sana yemin ederim... her gün annemin yerine ben ölseydim diye düşünüyorum. Her günüm aklıma hiç olmayacak anlarda onun gelmesiyle geçiyor. Kolyeye bu yüzden bu kadar önem veriyorum. Ben aptalım. Ben tam bir aptalım! Annem acı çekerken ben o sırada neredeydim biliyor musun Taehyung?! Bardaydım. Onunla kavga etmiştim ve ona inat bara gitmiştim. Hepsi benim yüzümden! Ben tam bir aptalım! Ben-"

"Şşş, senin suçun değil. Ağlama lütfen. Lütfen Eul."

"S-sen neden ağlıyorsun? Jin Hyung sen de mi?" Taehyung elini yüzüne götürdü ve eline bulaşan yaşa şaşırdı.

"Özür dilerim."

"Hayır hayır Eul neden özür dileyip duruyorsun?!"

"Bilmiyorum ya, ne yaptığımı bilmiyorum ki." Taehyung suyu tekrar bana uzattı ve ayağa kalkıp stresli bir şekilde saçlarını karıştırdı. "Eve bırakayım istersen, saat geç oldu."

Kafa salladım ve ayağa kalktım. Diğerlerine döndüp konuştum "Rahatsızlık verdim, özür d-"

"Özür dileme!" Hepsi aynı anda bağırdığında gülmüştüm. Taehyung beni tuttu ve yönlendirdi. İlerlerken diğerlerine "Yurda gelirim hyung!" diye seslendi.

Taehyung beni, nereden çıktığını anlamadığım bir arabaya bindirdi ve evime doğru sürmeye başladı.

"Eul."

Kafamı ona çevirdiğinde yüzüme bakıyordu. "Üzgünüm. Annen için."

"... Ben de."

"Kendini suçlama." Bu dediğine ise cevap vermemiştim. Babam, Sehun ve diğerlerinin bana söylediği onca şeye rağmen hala kendimi suçlu hissediyordum.

Bir süre sonra evime geldiğimizi fark ettim. Arabadan indik ve kapının önüne geldik. "Teşekkür ederim Taehyung."

"Ah, bugün o kadar çok özür ve teşekkür duydum ki kendimi özel biri gibi hissetmeye başlayacağım."

"Özelsin zaten."

"Hı?"

İşte diyorum ya, tam bir aptaldım. Benim için özeldi, bu doğruydu. Fakat bunu dillendirmem doğru değildi. Aptaldım. "Yani ü-ünlüsün ya ondan." Birden suratı asıldı ve dudaklarını büzdü. "Yani sadece ünlü olduğum için mi özelim?"

"Ah, hayır öyle demek istemedim. Kimi insana göre ünlü olduğun için ama bana göre... Yani seninle arkadaşız ve bende özel bir yerin var. Hep yanımdasın, bana destek oluyorsun."

"Anladım... İyi o zaman. Ben gidiyorum. İyi geceler. Evi iyi ısıt dışarısı soğuk."

Gidiyordu ki tekrar arkasını döndü. "Eul... Ne zaman istersen beni çağırabilirsin. Ne bileyim kötü hissedersen, yalnız olursan, sıkılırsan hatta öylesine bile çağırabilirsin. Hemen gelirim."

"Tamam."

Bu halleri hem gülmeme yol açıyor hem de beni heyecanlandırıyordu.
"Kendine dikkat et."

"Sen de." O biraz uzaklaştığında hala arkasından bakıyordum. Kendi kendime mırıldandım. "Her özelliğinle beni etkiliyorsun Taehyung." Ama ne dediğimi sonradan fark etmiştim.

-

-

-

-

THE PHOTO • Kim TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin