Yazar'dan
Sehun hastane odasının kapısını tıklattıktan sonra yavaşça araladı. Hwa Eul'u gördü. Hastane kıyafetleri içinde, tıpkı küçük bir çocuk gibi babasının koynuna sığınmıştı. Babası da onu kaybetmekten korkarcasına kollarını sımsıkı Eul'e sarmıştı. Sehun'un geldiğini fark eden Eul kafasını kaldırdı ve gülümsedi. "Gelmişsin."
"Gelmeyeceğimi mi düşünmüştün?" Sehun'un kaşı havada söylediği söze gülen Eul, kalktı ve ona sarıldı. Sehun da kollarını ona sardı, ona göre oldukça kısa olan Eul'un kafasının üstüne kafasını koydu. "Ameliyatı çok iyi geçecek olan güçlü kız kardeşimi görmeye geldim. Tabi hastaneyi kalabalık etmesin diye gelmelerine izin vermediğin yaşları büyük ama kendileri küçük 8 abinin selamlarını getirdim. Zaten görüşmüştünüz ama çocuklara laf anlatmak zor."
Eul'un hafif kahkahasıyla ondan ayrılan Sehun, koltukta oturan Hwa Eul'un babasına yöneldi. "Jung Amcama destek olmak da gelme nedenlerimden biri." Sehun'u oğlu gibi gören Bay Jung ayağa kalktı ve Sehun'un güzel sözlerine karşılık ona sarıldı. Hepsi oturduğunda Sehun saatine baktı. Ameliyata 2 saat vardı. Dile getirecekti fakat Eul'un gözünün saatte olduğunu gördüğünde vazgeçti.
Eul belli etmemeye çalışsa da hayatında hiç olmadığı kadar gergindi. Şuan ölesiye Taehyung'a sarılmak istiyordu. Ama Taehyung yoktu. Belki Eul birazdan girdiği ameliyattan çıkamayacaktı. Belki uyanamayacaktı. Belki bir daha Taehyung'u, Taehyung da onu göremeyecekti. Eul deli gibi korkuyordu ama Taehyung korkmuyordu. Çünkü Taehyung'un haberi yoktu.
Tam 1 saat önce Eul'e mesaj atmıştı. 'Canlı yayın var. İstersen izle. Yıllar geçti ama hala canlı yayında geriliyorum. Belki senin izlediğini bilirsem rahatlarım.' demişti. Eul'un cevabı ise 'İzleyeceğim, endişelenme yaparsın. Seni seviyorum.' olmuştu. İzleyemeyeckti çünkü o saatte ameliyatta olacaktı Eul. Doktoru izin verirse başlarını izlerdi belki. Taehyung 'Ben de seni seviyorum. Hem de çok.' diye mesaja dönüş yaptığında ise Eul gözyaşlarını tutamamış, yarım saat ağlamıştı.
Eul uzandığı yerden dakika başı olduğu gibi yine saate baktı. Ameliyata 1 saat kalmıştı. 1 saat sonra ya yaşayacak, Taehyung'a kavuşacak; ya da ölecek, annesinin yanından sevdiklerini izleyecekti.
Dün gece, Sehun'a bir mektup vermişti Eul. O ameliyata girdikten sonra, ölür ya da yaşarsa bilmezken, bu mektubu Taehyung'a vermesi için Sehun'u tembihlemişti. Sehun her ne kadar içinde ne yazdığını iyileştiğinde kendisi söylemesini söylese de Eul ona söz verdirmişti bir kere.
Sehun Taehyung'un bilmesi gerektiğini düşünüyordu ve ona söyleyememek içini kemiriyordu.
Son 1 saat.
Şimdi söylese Taehyung belki yetişebirdi. Oturduğu yerde dikleşti ve telefonunu eline aldı. Mesaj kısmında Taehyung'un ismine tıkladı. Bunu yapacaktı. Yapması gerektiğini hissediyordu.
***
"Hyung yayın için yerimizi almamızı söylüyorlar."Taehyung makyöze hafif bir kafa selamı verdi ve Jungkook'a yanıt verme gereği duymadan yanlarına gitti.
İçinde bir huzursuzluk vardı ve bunu dışarıya da yansıtıyordu. Üyeler birbirlerinin içini bilen kardeşler olarak Taehyung'daki bu gerginliği ilk fark edenlerdi. "Neşelen Taehyung. Sadece bir canlı yayın. Her zaman olduğu gibi yine günü güzelce bitireceğiz."
Taehyung gülümsedi ve canlı yayında oturacakları koltuklarda diğerleri gibi yer edindi. Yayına daha 5 dakika vardı. Cebinden, arka planı Hwa Eul ile kendisinin fotoğrafı olan telefonunu çıkardı. Ona buna bakayım derken 5 dakika geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE PHOTO • Kim Taehyung
Fanfiction[ Text & Instagram & Texting ] Yanlış anlaşılan bir fotoğrafla başladı herşey. Belki o fotoğraf olmasa bir daha birbirlerini hatırlamayacaklardı, görmeyeceklerdi, aşık olmayacaklardı... -Kim Taehyung-