30 Mayıs 2016 | 13.00
"Pam pam pam bir iki bir iki pam pam!"
"Ay yeter," diye bağıran Jisoo unnie kendini yere atınca olduğum yere çöküp bağdaş kurdum. "Bence de."
"Biri bana kendi şarkını dinlemekten bıkacaksın dese inanmazdım sanırım." Jennie emekleyerek odanın köşesindeki su şişelerine ulaştı. Lisa bize şaşkın bakışlar atarken, "Ne çabuk yoruldunuz," diye homurdandı ve taktığı şapkasını çıkardı.
Jisoo elini göğsüne bastırıp nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. "Biz senin gibi dans makinesi değiliz Lisa."
Jennie'ye bana da su şişelerinden birini atmasını işaret edip attığı şişeyi havada yakaladım. Bir dikişte şişenin yarısını içtiğimde şişeyi uzanmaya çalışan Lisa'ya uzattım. "Bunun dans makinesiyle ne alakası var, hoşuma gidiyor."
"Hoşuna gittiği için dans makinesisin zaten."
"Bir şey söyleyeceğim," dedi Jennie dudak büzerek. "Diğer şarkıya geçsek olur mu? Bıktım boombayah boombayah oppa! demekten."
Jisoo anında, "Olmaz," diye itiraz etti. "Boombayah'ın dansında daha çok eksiğimiz var."
Jennie onu ikna etmek için bir şeyler söylemeye başladığında muhabbetlerini dinlemeyi bırakıp ayaklandım ve sandalyenin üzerine bıraktığım telefonumu aldım. Oppa, deyince aklıma düşen kişinin sohbetine girdiğimde mesaj olmadığını fark edince telefonu oflayarak yerine geri koydum.
At kuyruğu yaptığım saçlarım dağılmıştı. Aynanın karşısına geçip gevşemiş tokayı çıkardım ve saçımı yeniden bağladım. Bu sırada mesaj atıp atmamam gerektiğini düşünüyordum. Konuşmak istemese engeli açmazdı ancak şöyle bir şey vardı ki konuşmak isteseydi bana sürekli ters cevaplar da vermezdi. Ne yapmamı bekliyordu ki! Ona yeterince açık olmaya çalışmıştım, neredeyse paragraflarca açıklama yapmıştım. İnanmayan kendisiyken benden hala ne bekliyordu?
"Ne inceledin kendini bu kadar? Güzelsin işte."
Yanıma bağdaş kuran Lisa'ya gülümsedim. "Keşke tek düşünmem gereken şey, güzel olup olmadığım olsaydı."
"Yine neden karalara bağladın?" Dudağını büzdü. "Anında değişen ruh hallerine yetişemiyorum."
Lisa'nın bacağına uzandım. "Biliyor musun, ben de." Aynadan arkaya baktığımda Jennie ve Jisoo'nun olmadığını fark ettim. "Unnieler nereye gitti?"
"Jennie unnie tuvalete, Jisoo unnie de üzerini değiştirecekmiş."
"Bugün daha çalışmayacak mıyız?"
Omuz silkti. "Bilmem, belki akşam."
Başımı salladım. At kuyruğu yaptığım saçlarımla oynamaya başladı. "Karın ağrının sebebini anlatmayacak mısın?"
Derin bir nefes aldım. "Hani sana anlatmıştım ya, bir çocuk vardı." Tepkisini ölçmek için ona baktığımda aynadan yansımama dikkat kesildiğini fark edince anlatmaya devam ettim. "İşte onun beni engellediğini zaten biliyorsun. Ama geçen hafta engeli kaldırmış."
Gözlerini kocaman açtı. "Ne? Cidden mi? Kesin sana aşık!"
Ona göz devirdim. "Saçmalama Lisa, beni bir dinle."
Eliyle ağzına fermuar çekti. Dudaklarımı yaladım. "Sonra engeli kaldırmışsın, gibi bir şeyler yazdım. Bana hep ters cevap verdi. Ben de eğer istersen yazmam deyince bana fark etmez dedi!" Birden uzandığım yerden kalkıp Lisa'ya döndüm. "İnanabiliyor musun? Hem engeli kendisi kaldırıyor hem de bana yazmazsan da umrumda değil diyor! Ondan sonra bir daha yazmadım ve o da yazmadı. Aptal, o zaman ne bokuna kaldırdın lanet engeli!"
"Hey hey hey," diyen Lisa şaşkın bakışlarla bana bakıyordu. Ellerini bana doğru kaldırdı. "Sakin ol, erkeklerden nasıl mantıklı bir hareket beklersin ki?"
"Cinsiyeti önemsiz, bana bir insan gibi bile davranmıyor!"
"Yazma o zaman."
"Ne?"
"Silah zoruyla mı yazıyorsun? Yazma. Madem senin sinirlerini bozuyor, yazma olsun bitsin."
Bacaklarımı kendime çekip başımı dizlerime yasladım. "Olmaz."
"O neden?"
"Çünkü... çünkü olmaz."
Elini koluma koydu. "Neden Rosie?"
"Çünkü yazmak istiyorum."
"Büyük ihtimalle senle konuşmak istiyordur ki engeli kaldırdı, yine de daha ne cins olduğun bile belli olmadığı için söylediklerine inanmıyordur. Bir fotoğrafını mı atsan?"
"Asla olmaz."
"O nedenmiş? Çıkış yapacağın için mi tedirgin hissediyorsun?"
Ofladım. "Hayır, ondan değil. Sadece... bilmiyorum."
Kafama bir şaplak yediğimde başımı kaldırdım. "Ne vuruyorsun Lisa—ah?"
"Bana adam gibi her şeyi anlat da sana yardımcı olayım, ilk beş dakikasını izlediğin filmin sonunu tahmin edebilir misin sen?"
"Filmin sonu belli zaten," diye mırıldandım. "Ben sadece beni gülümsetecek en azından bir sahne olması için uğraşıyorum. Sonunu unutmamı sağlayabilecek herhangi bir sahne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
behind lights ღ rosékook
FanfictionKeşke sana hak ettiğin her şeyi verebilseydim. Park Chaeyoung ღ Jeon Jungkook 20.07.19