1.0

5.4K 329 13
                                    

19 Şubat 2016 | 03.49

"Ancak ışıklar kapanırsa anlarsın
yıldızların parladığını.
Yalnızca düşersen fark edersin
en başından beri yükseklerden uçtuğunu.
Eğer her gece gözlerini yumarsan görürsün
rüyaların daha güzel olduğunu."

"Jk?" Oturduğum yerde sıçrarken defterimin kapağını kapattım. Elimi göğsüme bastırıp, "Ödümü kopardın," diye mırıldandım.

"Gecenin bir yarısı karanlıkta duvar dibine çökmüş oturursan tabii ki de korkarsın."

"Uyanmışsın hyung." Hoseok hyung koca salonun en ucra köşesinde oturmuş benim yanıma bağdaş kurdu. "Sen de hiç uyumamışsın. Gözlerinin altında oluşmuş mor halkaları şu an sana sayabilirim."

Omuz silkip kucağımdaki deftere sarıldım. Kaşlarıyla siyah kaplı defteri işaret etti. "İlham perileri kapını mı tıklattı?"

"Kapımı mı çaldı yoksa kapımı başıma mı yıktı emin değilim."

"Şu kız mı?"

Şaşkınca ona baktım. "Ne? Ne kızı?"

"Jimin ile Taehyung konuşurken duydum. Bir hayranın varmış."

Gözlerimi devirdim. "Beni seven birçok hayranım var." Yeni fark ettiğim şeyle hyunga döndüm. "Ayrıca Jimin ile Taehyung ne konuşuyorlardı?"

"Ben de fark ettim Jungkook," diyen Hobi hyung şefkatle bana baktı. "Neredeyse son bir aydır fazlasıyla durgunsun. Yine içine atıp halledemediğin bir şeyler var gibi görünüyor. Bir neden aradığımızda elimizde sadece o kızı buluyoruz. Bu arada ismi ne?"

Gözlerimi kaçırıp omuzlarımı düşürdüm. "Bilmiyorum."

"Nasıl bilmiyorsun?" Şaşkına dönmüşe benziyordu. "Adını bile sormadın mı?"

"Sordum, söyledi de. Ama yalan olduğunu düşünüyorum."

"O nedenmiş?"

Konunun ne ara buraya geldiğini kestiremiyordum. Zihnim binlerce çıkmazlardan oluşuyordu, bir yola girsem üzerime tonlarca sorumluluk yağıyordu. Karanlık bu yoldan ayrılamıyordum, düştüğümü belli etmiyordum, tabelalar yanlıştı; bana doğru yolu gösteremiyorlardı.

"Bir şeyler beni rahatsız ediyor, ortada yanlış bir şey var ama ne olduğunu bulamıyorum. Zihnim çok dolu."

"Jungkook sen daha 19 yaşında bir gençsin."

Başımı duvara yasladım. "Hayır, ben Bangtan'ın golden maknaesi Jeon Jungkook'um."

Hobi hyung elini kaldırıp saçlarımı karıştırdığında, "Hyung—ah ne yapıyorsun?" diyerek elini saçlarımdan uzaklaştırmaya çalıştım.

Hyung gülümsedi. "19 yaşında bir veleti seviyorum. Çünkü kendisi BTS'in bir üyesi gibi davranmıyor."

Saçlarımı düzeltirken ofladım. "Ne yapmamı bekliyorsun ki!"

"Sadece tek bir yolda yürümeni değil, hayallerinin peşinden gerekirse uçurumdan atlamanı. Kim olursa olsun, insanlar hayallerini gerçekleştirenlerin hikayesini dinlerken büyülenirler. Uçurumun kıyısında bile olsan, arkanda seni alkışlayacak bir ordu var Jeon Jungkook ve sen sadece 19 yaşındasın."

Hobi hyung ayaklandı. "Bir de senin elinden tutan altı tane gururlu hyungun." Salona girmeden önce açtığı ışığı kapatınca geriye cılız ışığıyla odamdan getirdiğim baş ucu lambam kaldı. "Bir saat sonra seni kontrol etmeye geleceğim ve sen odanda mışıl mışıl uyuyor olacaksın. İyi geceler Kook."

"Tamam," diye mırıldandım. "Teşekkürler hyung, iyi geceler."

Bana gülümseyip elini salladı ve salondan çıktı. Siyah kaplı deri defterimi açtım.

"Bir umutla seversen duyarsın
her bir melodinin kalbin kadar nasıl kırıldığını.
Söndüğüm ışık,
düştüğüm yol,
uçtuğum gökyüzü,
gözlerimi kapattığımda gördüğüm hayaller,
bu kalp sızısı bile
Hepsi bana ait,
hepsi ben'im."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
behind lights ღ rosékook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin