1.9

5K 289 38
                                    

13 Mayıs 2016

Esnememi bastırmak için elimle ağzımı kapattım. Görüşüm kapandığından yürümeyi kesip duraksadıktan sonra ayaklarımı sürüyerek pratik odasına ilerledim.

Dün, debut şarkımızı yayınlamadan önce kendimizi tanıtmak amacıyla dans koreografisi paylaşmaya karar vermiştik. Bunun için çalışmalarımıza hız katmıştık, şaka gibi gelse de çıkış yapmamıza sadece üç ay kadar kısa bir süre kalmıştı. Sanırım o sahneye adımımı atmadan, elime mikrofonu almadan veya bizi izlemeye gelen fanlarımızı görmeden bu hayalin gerçek olacağına inanmayacaktım.

Kızlar benden önde gitmişlerdi, ısınmaya başlamış olmalıydılar. Onları daha fazla bekletmek istemediğim için adımlarımı sıklaştırdım ve pratik odasından dışarı taşan duymayı beklemediğim müzikle kapının koluna uzandım. Acaba yanlış yere mi gelmiştim, bir üst kattaki odada olma ihtimal—

Jisoo unnieyi dizlerinin üzerine çökmüş, kafasında nereden bulduğunu kestiremediğim siyah bir kasketle şarkıya eşlik ederken, Lisa ve Jennie'nin karşılıklı değişik hareketlerle dans ediyor olmalarını tabii ki beklemiyordum.

"Kızlar Rosie gelmiş!"

"Haydi alık sincap, bize katıl!"

Jisoo unnie yerden kalkıp Jennie'nin arkasına geçerek ellerini omuzlarına koyunca Jennie unnie de aynısını Lisa'ya yaptı ve dans ede ede önümde durdular. Kıkırdayıp ellerimi Jisoo unnienin omuzlarına yaslayıp yaptığı hareketlere ayak uydurdum. "Şu an neden böyle bir şey yapıyoruz?"

"Çünkü biz Blackpink'iz!"

"Çünkü seneler sonra, sonunda çıkış yapıyoruz!"

"Çünkü beraber olduğumuz zaman hiçbir neden gerekmez!" Lisa trenin ilk vagonu olarak Jennie'nin kollarından çıkınca, "Durun şarkıyı değiştireceğim," dedi. Ben de ellerimi Jisoo unnienin omuzlarından çektim.

"Unnie sen o kafandakini nereden buldun?" Müzik sesinden dolayı bağırmak zorunda kalmıştım. Jisoo unnie kafasındakini unutmuş gibi bir an duraksadı. "Bilmiyorum, buralarda bir yerlerde buldum."

"Ben o kasketi takabilecek dünyada sadece bir kişi tanıyorum," dediğimde Jennie'nin kahkahasının ardından Jisoo unnie kafasındaki kasketi anında alıp, "Ah cidden mi?" diye şaşkınca soluduğunda Lisa kendisini gülerek yere bıraktı.

"Hayır ya," diyerek dudağını büken Jisoo unnienin yüz ifadesiyle gülüşüm arttı. Jennie kasketi elinden kaptığı gibi köşedeki boş sandalyelerin birinin üzerine bıraktı.

"Beni mutlu edecek daha güzel şarkı açmam gerek, Lisa kapat şunu!" Lisa gülerek ve sürünerek hoparlörleri kapattı. "Ne açsam, ne açsam, ne açsam... Ah durun, nını nınınıı diye bir şarkı vardı, onun adı neydi ya?"

Jennie kaşlarını çattı. "O nasıl tarif etmek öyle?"

"Nasıl bilemezsiniz, adı dilimin ucunda! Nını nınınııı nınınııı!"

Jisoo unnienin bu haline güldüğümüzde suratını astı. Dayanamadığımdan cebimden telefonumu çıkartıp Jisoo unnieye uzattım. "Benden bakabilirsin istersen."

Jisoo başını sallarken telefonumu anında kaptı. "Artık başlamamız gerek Jisoo," diye mırıldanan Jennie bozulan topuzunu açıp onun yerine at kuyruğu yapıyordu.

"Sadece bakıp kapatacağım, söz."

Jisoo unnie şarkıyı bulmaya çalışırken üzerimdekilere bir bakış attım. Üzerime siyah kısa bir tişört ve uzun siyah eşofman altı giymiştim. Aynadan Lisa'nın sapsarı saçları gözüme takıldığında elim istemsizce at kuyruğu yaptığım uzun kahve saçlarıma gitmişti. Saçlarıma fazlasıyla değer veriyordum ve sırf yıpranmasın diye istememe rağmen boyamaktan vazgeçip kaç kere kuaförden döndüğümü bilirdim. Ancak saçlarımı açık bir turuncuya boyamaya karar vermiştik, bunun için endişeliydim.

behind lights ღ rosékook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin