MULTİMEDYA -EGE-
Aradan beş dakika geçmemişti ki uykulu ve dengesiz yürüyüşlerle bana doğru gelen çocuğu farkettim.Bu kadar çabuk gelmesi için o aptalın ne dediğini merak ettim doğrusu.
Çocuk sarsak adımlarla yanımda durduğunda bir yandan esneyip bir yandan konuştu. Anlaşılan bu ve arkadaşı aynı ajansın üyeleriydiler.Başka türlü nasıl bu kadar yakışıklı olabilirlerdi ki!
''Köylü kızı sen misin?'' dedi.Al işte aynı yerin üyesi olduklarına ait yeni bir kanıt daha!
''Yağmur benim adım.''diye cevap verdim tıslayarak.''Sen de Ege olmalısın''
''Evet de sen sarışınsın'' dedi beni daha yeni farketmiş gibi şaşırarak.
''Ne yani sarışınlar kaza yapamaz mı? Böyle bi kural mı var?'' Eğer varsa da o kuralı yıktığım için hiç memnun değilim şuan.
''Hayır ama Bulut sarışınlarla konuşmaz diye kural var'' dedi ''Seninle ilgilenmesine şaşırdım''
''Teknik olarak ilgilendi sayılmaz.Kendi yoluna devam edebilmek için beni yoldan çekti o kadar.Sonra da seni çağırdı zaten.'' Kayıtlara geçsin diye söylüyorum o çocuk tam bi öküz!
''Bu kadarını yaptığına şükret''dedi Ege bir taraftan sırıtırken de devam etti ''Hadi gidelim biran önce'' diyerek kucaklamak için bana yaklaştı.Kendimi hafifçe geri çektim
''Bana destek olursan yürüyebilirim, taşımana gerek yok'' dedim utanarak. O hataya bir kere düşülür canım.
''Sen bana iyice bakmadın heralde.Kendini bana taşıtmak için onlarca kız varken sen beni, Ege Taşkın'ı, reddediyosun.Gerçekten kafanı sertçe çarpmış olmalısın'' dedi gülerek. Haklıydı. Kol kasları benim iki kolumun birleşiminden bile fazlaydı.
''Bana yardım için gelen birinden yararlanamam.Etik değil'' dedim ben de oyuncu bir sırıtışla.Ege'nin bu sıcak tavırları rahat olmamı sağlamıştı.
''Bir kereliğe özel bunu görmezden gelebilirdim ama sen nasıl istersen öyle olsun'' dedi ve beni arabasına doğru yönlendirdi.Ön tarafa beni oturttuktan sonra Luckyide arka tarafa yerleştirip kendi yerine geçti.
''O gerizekalı arkadaşına senin gelmene gerek olmadığını anlatmaya çalıştım ama dinlemedi bile'' dedim mahcup bi şekilde.Ona yük olma fikri hiç hoşuma gitmiyodu.
''O gerizekalı dediğin arkadaşımın adı Bulut. Ona sakın o şekilde seslenme seni pişman eder.Hem önemli değil alışkınım ben onun götünü toplamaya'' dedi Ege omuz silkerek.Sonra dediğini fark ederek devam etti hızlıca ''Yani şeyy, senin için öyle demek istemedim ama, şey işte ya-''
''Tamam anladım demek istediğini rahat ol'' diyerek sözünü kestim. O şaşkın halleri çok tatlıydı.
''Hep böyle mi olur? Gel dediğinde gelip, git dediğinde gider misin?'' Sorum üzerine hafifçe gülerek kısa bir an bana baktı.
''Düşündüğün gibi değil.Bu bizim dostlığumuzla ilgili.Kardeşten farksısızdır birbirimiz için.Ne denilirse sorgulamadan yaparız.Ama bu sefer Berk piçi elimden kurtulamayacak sorucam bunun hesabını ona.''
''Berk kim?''
''O da bizim tayfadan, adi pezevenk sabah sevdiceğinin kollarından kalkmayıp topu bana atmış.Yanlış anlama gelmekten şikayetçi olduğumdan değil ama benim sap olduğum için ayak işleriyle benim ilgilenmem gerektiğini söyleyip duruyo.Götü fazla kalktı beyefendinin'' dedi yapay bi sinirle. Yine de sesinden arkadaşlarına olan sevgisi açıkça anlaşılıyordu.
''Ne dersen de taktiği işe yaramış ama. Baksana sen burdasın o sevgilisinin kollarında'' dedim neşeyle.
''O piç işe yarayacak şeyler bulur zaten'' dedi Ege de gülerek. Sabah çok tatsız olaylar yaşasam da Egeyle tanıştığım için şanslıydım.
''Bu arada hastaneye gitmesek olur mu, sağlık ocağına gitsek yeterli'' dedim Ege'ye dönerek.Hastanelerde yaşayan biri olarak ne kadar az gidersem o kadar iyiydi.
''Olmaz öyle şey Yağmur, gidelim güzelce baksınlar.''
''Gerçekten gerek yok.Dizimdeki yaraya sağlık ocağında da pansuman yapabilirler.Bileğim için de merhem verirler olur biter.Hastaneyle uğraşmayalım.'' dedim kararlı bi şekilde.Bir süre beni inceledikten sonra arabanın yönünü çevirdi.
''İyi sen bilirsin,sonra bişey olursa ben karışmam ona göre''
''Bişey olmaz merak etme'' dedim ve burnunu koluma sürten luckye dönüp kafasını okşadım.Bugün fazla tedirgin olmuştu zaten yeni yerlere alışmakta zorlanırken üstüne bu olanlar onu husursuz etmişti.
''Adı ne'' diye sordu Ege.
''Lucky''
''Tam da bi kızdan beklenilecek isim'' dedi alayla
''Orasını kurcalama'' dedim bende gülerek.Bir süre daha muhabbet ettikten sonra -daha çok benim kimin nesiyle ilgili olmamla alakalı konuşmuştuk- sağlık ocağının önünde durduk.Ege arabadan inip benimde inmem için yardım etti ve Lucky için kapıyı açtı.
''Hala kucaklanmamakta kararlı mısın?''dedi Ege sırıtarak ''Ben ve kaslarım sana son bi şans daha vermeye karar verdik, iyi düşünn''
''Cevabım hala değişmedi Ege boşuna uğraşma''
''Egoma nasıl bi zarar verdiğinin farkında değilsin Yağmur'' dedi gözlerini devirip bana destek oluken.Cevap vermek yerine sırtını teselli edercesine okşamakla yetindim.
İçeri girip beni odaya aldıkların da Ege de işlemleri hallediyordu.Dizimin pansumanı acılı bi şekilde yapılıp bileğime masaj denilen Çin işkencesi uygulandı. Bir an bileğim koptu sanıp kotrol etme gereği bile duymuştum.Neymiş efendim kremin iyice yedirilmesi gerekliymiş!
Hemşire bana işkence etmeyi bırakıp reçeteyi yazdırmak için doktorun yanına gitti. Ege işini bitirip yanıma geldiğinde odadan çıktık.Hemşire de reçeteyle bize doğru geldi ve Ege'ye uzatıp konuştu
''Kız kardeşinize birkaç gün dikkat edin.Fazla kendini yormasın.Reçetedeki ilaçları da aksatmadan kullanırsanız daha çabuk iyileşirsiniz. İyi günler, tekrardan geçmiş olsun'' dedi ve gitti. Kız kardeş ne yaa! Koskoca kızım ben, neyimi farketmedin .!
''Merak etmeyin, abisi olarak ilgilenirim ben onunla'' diye seslendi Ege eğlendiği herhalinden belli olarak.Şakayla karışık karnına dirsek attım
''Cıvıma hemen, hadi gidelim'' dedim sinirle.
''Tamam abisi, sen yeter ki iste'' dedi bana destek olup arabaya götürürken.Beni yerime oturtup abartılı bi ilgiyle emniyet kemerimi bağlarken konuştu
''Şimdi ben ilaçlarını alıp geliyim sen de beni burda bekle.Abin gelicek hemen'' dedi ve yanağımdan makas alıp gitti.En azından köylü kızından kız kardeşliğe terfi etmiştim.
Buna da şükür!
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ ŞANS
ChickLitŞimdi bir düşünün; anneniz sizin hayatınızı kurtarırken ölseydi ne hissederdiniz? Ya da eşinin ölümüyle iyice kendini işine kaptıran babanızın kızıyla başa çıkamayacağını anlayıp sizi başka şehire, büyükannenizin yanına, gönderseydi ne düşünürdünüz...