MULTİMEDYA -Yağmur-
"Ne işin var senin burda'' diye sordu Bulut.
Birbiri ardına aldığım sık nefeslerin ardından gözlerimi sildim "Kayboldum'' diye mırıldandım.
''Kaybolduğun için ağladın mı bir de'' dedi alayla.Sokak lambasının aydınlattığı yüzü küçümser bir ifadeye bürünmüştü. Şuan ona muhtaç olduğum için ağzıma gelen tüm hakaretleri geri gönderdim
''Hayır ondan değil..'' diye konuşurken arkamdan gelen nefes sesleriyle irkildim ve korkuyla Bulut'un arkasına geçtim.Ellerimle kolunu sıkıca kavradım, onu kendime siper ettim. Biraz önceki çocuklar karşımıza geçmiş nefes nefese bize bakıyorlardı. Bulut da benim arkasına geçmemle olanları anlamış olacak ki
''Onlardan mı korktun'' dedi omzunun üstünden bana bakarken.Başımı onu onaylarcasına salladım ve o iki serseriye baktım. İkisi de kalıplı çocuklardı ve eğer onlara yakalanmış olsaydım ellerinden kurtulmam imkansızdı.Şimdi de tam anlamıyla kurtulmuş sayılmazdım zaten. Onlar iki kişi olmasına karşın Bulut tek başınaydı.O da yetmezmiş gibi beni korumaya çalışıp çalışmayacağından bile emin değildim.Bu fikir aklıma geldiğinde korkuyla titredim.
Beni burda bırakmazdı değil mi?
''Lütfen..'' dedim zar zor çıkan sesimle.Daha fazla devam edemedim. Bana yandan bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Ellerini ceplerine soktu ve ağırlığını tek ayağına verdi. Bu şekilde rahat davranması beni iyice korkutmuştu.Onlara karşı gelmeyecekti işte.Hem niye benim için uğraşsındı ki.Benden nefret ettiği gerçeği apaçık ortadaydı.
''Lütfen Bulut.Nolursun götür beni burdan.Söz ne istersen yaparım.Yeter ki çıkar beni şurdan'' dedim ağlamaklı kısık sesimle.
''Bir sıkıntı mı var'' dedi Bulut. Söylediklerimi hiçbir şekilde takmamıştı bile.
''Yo..Yok bi sıkıntı. Biz öyle dolaşıyorduk'' dedi biri. ''Deme len'' diyerek diğerini de dürterek
''Öyle tabi.Hava alıyorduk'' dedi o da korkak sesiyle. Bu korkmaları da nerden çıkmıştı? Tamam elimin altındaki kaslar fazlasıyla kendilerini belli etse de sonuçta onlar da az değildi. 2 kişi olmaları ise ayrı bir konuydu.
''Eee ne diye korktu bu kız'' dedi sakin çıkmaya devam eden sesiyle.
''Ne bilelim abi biz.Kız değil mi korkmuştur bir şeyden.Malum pek tekin bi yer değil burası."
''Yalan söylüyor'' dedim.
Bulut beni takmayınca kolunu hafifçe sarstım dikkatini çekmek için ''Valla yalan söylüyo.Benim peşimden koştular''
Sesim babasına şikayette bulunan küçük çocuklar gibi çıkmıştı.Durumun iğrençliğini 'peşimden koştular' diye açıklayacak tek kişi de bendim heralde.''Kolumu bırak'' dedi Bulut onu sarsmamdan sonra.
Al işte. Öküz. Ne olacak!
Ellerimi ondan çeksem de fazla uzaklaşmadım ondan.
''Baksana abi. Höyt desen korkar bu. Bizle bir ilgisi yok yani'' dedi bana göre daha salak olanı. Bir yandan da pis pis sırıtıyordu.
''Cevdet'' dedi Bulut sertçe ''Burda böyle şeyler olmayacak demedim mi?''
''Dedin abi''
''O zaman, sizi napıyorum şuan ben?''
''Uyarıyorsun abi''
''İyi. Bir dahakine ne yapmam?''
''Acımazsın abi''
''Güzel'' dedi Bulut soru cevabın bittiğini belirtircesine ''Şimdi siktirip gidin karşımdan'' demesiyle ikisi de hızlıca selam verip karanlık sokakta gözden kayboldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ ŞANS
ChickLitŞimdi bir düşünün; anneniz sizin hayatınızı kurtarırken ölseydi ne hissederdiniz? Ya da eşinin ölümüyle iyice kendini işine kaptıran babanızın kızıyla başa çıkamayacağını anlayıp sizi başka şehire, büyükannenizin yanına, gönderseydi ne düşünürdünüz...