Sabah uyandığımda güneş daha yeni doğmuştu.Bu uzun süredir böyleydi. Genellikle sabahları çok uyuyamaz erken kalkardım. İlaçların yan etkilerinden biri ve en can sıkıcı olanıydı buydu.
Yataktan yavaşça kalkıp perdeleri açtım. Büyük ihtimalle büyükannem gece gelip kapatmıştı. Perde kapalıyken uyuyamadığımı ona söylemem gerekiyodu.
Banyoya gidip elimi yüzümü iyice yıkayıp birbirine girmiş saçlarımla uğraşmaya başladım. Ne olurdu benimde saçlarım uyandığımda ipek gibi olsalardı.Saçlarımla başa çıkamayacağımı anlayıp iki tarafından ördüm.Tekrar odaya gidip dizlerimin hafif altında biten siyah taytımı ve üzerine sarı tişörtümü giydim. Spor ayakkabılarımı da giydikten sonra Lucky ile çoğu sabah yaptığımız yürüyüşe hazırdım.
Aşağı indiğimde büyükannemin daha kalkmadığını anladım.Buzdolabından su şişesi alıp kapağına not bıraktım. Odama tekrar çıkıp unuttuğum telefonumu ve Luckynin tasmasını da alıp çıktım evden.Normalde Luckye tasma takmazdım ama dışarı çıktığımda onun iriliğinden korkan insanlarla uğraşmak istemiyordum.Tasmasını da taktıktan sonra bahçeden çıkıp mahalleyi incelemeye başladım.Pek değişen bişey yoktu.Burası çok büyük olmasa da fazla gelişmiş bi şehirdi. Bizim kaldığımız semt ise elit kişilerin yaşadığı kısımdı.Zaten Ziynet Sultan başka bir yerde kalmazdı.
Mahalleden de çıktıktan sonra Luck ile boş boş dolaşmaya devam ettik.İlk başlarda bu yürüyüşleri babamdan kaçmak için kullanırdım. Benim uyandığım saatlerde eve gelirdi.Annemin yokluğuna, gittiğine hiç alışamamıştı ve ben onu o şekilde görmeye dayanamıyordum. Benim de ilaçlar sayesinde iyi olduğumu düşünür acısını açıkça yaşardı.Bende onu o halde görmemek için evden kaçar yada saçmasapan şeyler yapardım.Sonraları ise bu yürüyüşlerin bana iyi geldiğini farkettim.Bazı şeyleri düşünüp kararlar almamda etkisi büyüktü. Annem beni kurtarırken ölmüştü ve ben onun sayesinde nefes alıyordum. Bu yüzden hayatımı dolu dolu geçirmek zorundaydım. Annem böyle olmasını isterdi.Bu, ona olan borcumdu.Ben annemi memnun etmeye çalışırken babamdan uzaklaştım. Elime geçen fırsatları değerlendirme şeklimi hiçbir zaman onaylamadı ve işte buradayım !
Yine de şanslı sayılırım.Hiç bilmediğim yerde değilim.Büyükannem ve arkadaşlarım var hepsi birbirinden tatlı ve candan insanlar. Sadece alışmam için zamana ihtiyacım var o kadar.
Güneş kendini iyice belli ettiğinde güneş gözlüklerimi taktım.Lucky huysuzlanmaya başladığında tasmasını çıkardım.Şu lanet şeyi ikimizde sevmezdik.
Lucky serbes kaldığı gibi karşı taraftaki parka doğru koşmaya başladı.O sırada sokağın köşesinden dönmekte olan araba da hızla Luckye doğru geliyordu.Ne ara arabayı görüp Luckynin yanına koştum hiç bilmiyorum.Hızla Luckyi ittirdim, ittirmem ile birlikte de yere düştüm. Luckye bişey olmamıştı ama onu çekerken arabanın bacağıma çarpmasına engel olamadım.
Yerden hafifçe doğrulmaya çalıştığımda bileğimdeki acı buna engel oldu.Düşerken yere sürttüğüm dizim de kanamaya başlamıştı.
O sırada arabanın sürücüsü aceleyle yanıma geldi.Ona bakamayacak kadar acıma odaklanmıştım.
''Seni aptal! Arabanın geldiğini gördüğün halde niye önüme atlıyosun. Salak mısın sen!'' diye bağırmaya başladı, bir yandan da gözleriyle beni inceleyip neyim olduğunu anlamaya çalışıyordu.
''Asıl aptal olan sensin.Az kalsın köpeğimi eziyodun.'' diye cevap verdim ben de. Hem bana çarpmıştı hem de bağırıyodu.Ukala şey!
''Bak kızım, doğru konuş benimle. Kıt beyinlilik yapıp arabanın önüne atlayan sensin.Hem o köpek. Onun seni koruması lazım, senin onu değil gerizekalı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ ŞANS
Romanzi rosa / ChickLitŞimdi bir düşünün; anneniz sizin hayatınızı kurtarırken ölseydi ne hissederdiniz? Ya da eşinin ölümüyle iyice kendini işine kaptıran babanızın kızıyla başa çıkamayacağını anlayıp sizi başka şehire, büyükannenizin yanına, gönderseydi ne düşünürdünüz...