BÖLÜM /9 -Fırtına-

166 9 1
                                    

MULTİMEDYA -BULUT-

Duyduklarım karşısında şaşkınlıkla ağzım açık kaldı. Bulut Mine teyzenin oğlu muydu?
Onun oğlu olduğunu biliyordum ama uzun zamandır görmediğim için görsem tanıyamazdım. Tanıyamamıştım da. Hadi ama, kırk yıl düşünsem yine de bu gerizekalının Nine teyze gibi bir hanımefendinin oğlu olacağı aklıma gelmezdi.

"Yağmur kim" diye sordu Bulut. Aradaki bağlantıyı kuramamış kaşları çatık bir şekilde annesine bakıyordu.

"Benim" dedim tıslamayla karışık. Bana bir bakış atıp tekrardan annesine döndü

"Sen bunu nerden tanıyorsun?"

"Siz birbirinizi tanıyamadınız mı?" diye sordu Mine teyze şaşkınlıkla

"Tanımam mı gerekiyor" dedi Bulut. Bu muhabbetten sıkıldığı ses tonundan belli oluyordu.

"Haklısın. O kadar zaman geçti aradan hatırlamamalıdır normal. Yağmur, Ayla'nın kızı,Ziynet Hanımın da torunu" Ben olayı daha önce kavradığım için şaşkınlığım geçmişti. Bulut duyduklarından sonra gözlerini bana çevirdi ve dikkatlice bakmaya başladı. Hatırlamaya çalışır gibiydi.

"Şöyle bakmayı kes" dedim dayanamayarak. Mine teyzenin oğlu olması hiçbirşeyi değiştirmiyordu. Hala ondan nefret ediyorum.

"Sana okula gelmemeni söylemiştim" dedi Bulut en sonunda annesine dönerek. Bunda sinirlenecek ne vardı. Şuana kadar farkettiğim kadarıyla Bulut ota boka sinirlenen tipler var ya işte onlardan biriydi. Hem bu tavrıyla annesini üzdüğünü göremiyor muydu?

"Dedim ya Yağmuru görmeye gelmiştim" dedi Mine teyze en yumuşak ses tonuyla.

"İyi, gördün ve git artık" dedi. Bulut'un kabalığına gözlerimi devirmeden edemedim.

"Sadece görmeye gelmedim ki. Konuşmamız gereken şeyler var" dedi Mine teyze. Bulut tekrar bana bir bakış atıp alayla konuştu

"Bununla mı" dedi çenesiyle beni işaret ederek. Hay Allahım sabır ver!

"Heee. Benimle. Beğenemedin mi" dedim ona dönerek. Sözlerim üzerine o da bana doğru döndü. Şuan tüm okulun ve Mine teyzenin önünde karşılıklı durmuş birbirimize bakıyorduk.

"Sanki beğenilecek bir tarafın varmış gibi konuşma. Şu tavrına bak. Köylü kızı" dedi son kelimesini dalga geçer gibi söyleyerek.

"Kim neyi hak ediyosa ona göredir benim tav-"

"Yağmurcum.Canım. Benim çok vaktim yok. Tekrardan hastaneye dönmem lazım. Bir an önce oturup konuşsak iyi olur" dedi Mine teyze araya girip konuşmamı engelleyerek. Buluta son bi bakış atıp yönümü çevirdim. Onunla daha fazla uğraşamazdım.

"Kantine geçelim o zaman, burası fazla kalabalık" dedim hala bizi izleyenleri işaret ederek. Mine teyze de beni onaylayınca Bulutu arkamızda bırakıp okula doğru döndük. Birkaç adım atmıştım ki kolumun çekilmesiyle birlikte durmak zorunda kaldım. Kolumdaki el fazla tanıdıktı. Bu duruma çok alışmıştı bu insan kılıklı yaratık!

"Yine ne var" dedim sinirlenmemeye çalışarak.

"Kantine gidemezsiniz"

"O niyeymiş"

"Sen nereye gidersen git ama O" dedi gözleriyle annesini işaret ederek " gidemez" dedi. Yeter artık ama. Annesine bu şekilde davranmasına izin veremezdim. Annesiydi onun o. Annesi! Hani bende olmayan!

Hızlıca kolumu çekmeye çalıştım ama bırakmadı. Konuşmak için ağzımı açtığımda Mine teyze hızla yanımıza gelip Bulut'un kolumu tutan eline dokundu. Onun temasıyla birlikte Bulut hızlıca kolunu çekti. Bu hareketine karşılık Mine teyze bir adım geriledi

İKİNCİ ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin