-Yazım hatalarım olduysa eğer özür dilerim. Keyifli okumalarrr-
Ben hala daha ona yakalanmış olmanın şokunu atlatamamışken Bulut sinirle gözlerini kısmış bir şekilde kolumu kavradı ve beni sınıfın içine sokup sırtımı duvara çarptırdı. Lacivert gözleri beni oracıkta öldürmek istermişcesine gözlerime kitlenmişti. Onunla karşılaştığımızdan beri ilk defa bu kadar net bir şekilde bana bakıyordu. Genelde beni görmezden gelir, yüzüme bile bakmazdı. Ama bendeki şansa bakın ki şuan sadece beni öldürmek için bu kadar uzun bakmıştı!
''Sen.Beni.Mi.Dinledin.'' dedi biraz önce korktuğum ses tonuyla.Ne diyebilirdim ki şimdi.Nasıl kendimi savunabilirdim.Hem de kolumu bu derece sıkıyorken.
''Kolumu bırak'' dedim canımın acısıyla.Söylediklerimi duymazdan gelerek daha da sıkmaya başladı kolumu.Tırnakları bileğimde keskin sancılara neden oluyordu.
''Sana bir soru sordum''
''Bende sana kolumu bırak dedim.Canımı acıtıyorsun'' dedim sızlanmayla karışık.
''Beni iyi dinle baş belası.Eğer biraz önce duyduklarını bir kişiye bile anlatırsan değil bu okula geldiğine, bu şehre adım attığına pişman ederim seni'' dedi gözlerime bakmaya devam ederken. ''buna o arkadaşların da dahil'' diye de ekledi. Eğer beni bu şekilde korkutabileceğine inanıyorsa onu canı gönülden tebrik ediyorum çünkü bunu başarmıştı.Ama yine de ona çaktırmaya niyetim yoktu.
''Sen bana emir veremezsin'' dedim çenemi hafifçe kaldırıp onunla inatlaşırken.Benim üzerimde hiçbir söz hakkı yoktu.Ne yapıp ne yapamayacağımı söyleyemezdi.
''Bu seni son uyarışım olacak'' dedi keskin bir şekilde.
''Senden korkmuyorum'' diyerek iyice kaşındığımı belli etmiştim.Zaten duyduklarımı birine anlatmayacaktım.Onun hayatı zerre umrumda değildi.Sadece karşısında bir daha zayıf duruma düşmemek içindi tüm bu inadım.
Sözlerim üzerine sırtımı duvara iyice yasladı ve kollarımı daha fazla sıkabilecekmiş gibi tutuşunu sertleştirdi.Başını hafifçe eğip dudaklarını kulağımın hizasına getirdi.Sesi dokunuşunun aksine içimi ürpertecek derecede yumuşaktı
''Bence korkmalısın'' diye fısıldadı kulağıma.Tanıdık kokusu bir kez daha burnuma dolduğunda nefes almayı unutmuştum bile.Cevap veremeyeceğimi anlamış olacak ki
''Şimdi-''dedi hafifçe benden uzaklaşarak.''Eğer ki o sarı kafanın içinde birşeyler varsa sözümü dinler ve benimle inatlaşmazsın.Yoksa olacakların tek sorumlusu sen olursun'' dedi
''Beni tehdit mi ediyordun'' dedim pes etmeyerek. Benden biraz daha uzaklaştı ve alay dolu sözleriyle tekrar konuşmaya başladı
''Tabiki de seni tehdit ediyorum.Bunu bile anlayamayacak kadar aptal olduğunu tahmin etmeliydim''dedi. Aptal derken gözleri saçlarım üzerinde birşey ima edercesine takılı kalmıştı. Bencen iyice uzaklaşıp sınıftan çıkarken ancak kendime gelebilmiştim.
''Ben aptal değilim'' diye bağırdım arkasından. Yürümesine kısa bir ara verip omzunun üzerinden bana bir bakış attı ''Görücez'' dedi ve beni öylece bırakıp gitti.
Kendimi bir kere daha onun arkasından bakakalırken bulmuştum.Dejavu hissi tüm bedenimi esir almış durumdaydı.
🕞🕓
Öğleden sonraki dersler sabahkilere göre daha eğlenceli geçmişti. Sınıftakileri sevmiştim.Eğlenceli ve deli doluydular. En azından bir kısmı öyleydi. Okul çıkışı Emin abi beni almaya gelmişti.Ziynet Sultan belli ki direk eve gittiğimden emin olmak istiyordu. İlk günden onu kızdırmamak için bizimkilerle vedalaşıp eve gittim. Büyükannem daha gelmemişti.Bu iyiydi. Yalnız vakit geçirmeye ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ ŞANS
ChickLitŞimdi bir düşünün; anneniz sizin hayatınızı kurtarırken ölseydi ne hissederdiniz? Ya da eşinin ölümüyle iyice kendini işine kaptıran babanızın kızıyla başa çıkamayacağını anlayıp sizi başka şehire, büyükannenizin yanına, gönderseydi ne düşünürdünüz...