İKİNCİ ŞANS

BÖLÜM /7 -Bakıcı-

Sınıfa girip umursamaz gözlerle sınıfı süzmeye başlayınca hemen başımı eğdim.Tekrardan onunla göz göze gelmek istemiyordum.Bir süre sonra yerine geçtiğini anladığımda başımı kaldırıp rahatlamaya çalıştım.

''Neyin var'' diye sordu Elif. 

''Biraz önce sınıfa girenler kim'' diye sordum onun sorusunu duymazdan gelerek.

''Egeyi zaten biliyorsun.Diğer çift ise Berk ve Cemre.En son gelen ise Bulut.Okulumuzun ve şehrimizin aranan yüzü. Devamlı birlikte takılırlar ve kimseyi aralarına almazlar. Her ne kadar onlardan hoşlanmasak da bizim gibi birbirlerine fazla sadıktırlar. Cemre aslında çok iyi biri ama Berkle ilişkileri başladıktan sonra etraftan uzaklaştı.Bizim Mertle Merve nasılsa onlar da öyle. Okulun en iyi çifti seçilirler bizimkilerle birlikte.'' dedi Elif. Hafifçe başımı salladım. Daha fazla soru sormama gerek yoktu.Enes de ilgisini telefonundan çekip bize döndü.

''Ders bitince Mertleri burda beklicekmişiz.Beyefendi seni yormamızı istemiyor.Bir kaç işlerini halledip onlar gelicekmiş yanımıza'' dedi Enes.

''Yağmur geldi ya artık bizim Mertten çekeceğimiz var. Kendini senin abin sanıyo gerizekalı'' Elif sinirle homurdanınca güldüm ben de.

''Bu başımızda böyle abicilik taslıcaksa döverim ben onu'' dedi Enes.

Sınıfa minyon tipli bir kadın girince Enes önüne döndü ve sınıftaki herkes yerine geçti. Cam tarafındakileri umursamamaya çalışarak hocaya bakmaya çalıştım.

''Coğrafya öğretmeni Emel Hoca. Sıcakkanlı biridir aynı zamanda sınıf öğretmenimiz'' diye fısıldadı Elif. Emel hoca da birkaç klasik konuşmadan sonra gözleri beni buldu ve gülümsedi

''Demek yeni öğrencimiz sensin'' dedi. Titrek bir gülümsemeyle karşılık verdim.

''Ayağa kalk ve bize kendin bahset tatlım'' Lanet olsun! Ne diye şu şeyi hala yaptırıyorlardı ki sanki.Elifin beni dürtmesiyle yavaşça ayağa kalkmaya çalıştım. Aynı anda dizimi sıraya çarptığımda hafifçe inledim. Cam tarafından da arsız bi kıkırtı duymuştum.Sahibinin kim olduğunu bilmesem de tahmin etmesi zor değildi. Aptal! Bir de marifetine gülüyordu.

''Adın ne canım'' diye sordu Emel Hoca.

''Yağmur'' diyerek kısa bi yanıt verdim

''Hoş-gel-din Yağ-mur'' diye konuştu sınıftan biri kelimeleri uzata uzata.Orta sıranın ön tarafılarında oturan biriydi.

''Nerden geldin'' diyerek tekrar bir soru sordu Emel Hoca.

''İzmirden''

''İzmirli olduğun belli oluyor zaten'' dedi biraz önce konuşan çocuğun yanında oturan arkadaşı.

''Çağlar hemen sulanma, ilk günden ürküteceksin kzı'' dedi ilk konuşan. Demek ki adı Çağlardı. ''Bu arada ben de Cem'' diye devam etti.

''Kapayın çenenizi'' diye susturdu Enes onları.

''Tamam bu kadar yeter.Kendi aranızda konuşmayı kesin'' dedi Emel hoca tekrar dikkatleri üstüne çektikten sonra.Sonra tekrar bana baktı ve dizimi işaret ederek konuştu ''Dizine ne oldu Yağmur'' Yan tarafımda hareketlenme olunca o tarafa doğru baktım.Ege sırıtarak bana doğru dönmüş cevabımı bekliyordu. Bulut da sırada hafifçe kaymış sıkılmış bi şekilde telefonuyla uğraşıyordu.

''Önemli bişey değil hocam küçük bir kaza''

''Aaah geçmiş olsun canım.Gün geçtikçe dikkatsiz sürücüler artıyor'' dedi Emel hoca hayal kırıklığıyla. İşte şimdi sıra bende!