İki gün sonra...
Bilinmeyen Numara: Günaydın. Beni bulma işi nasıl gidiyor? (9.35)
Bilinmeyen Numara: Sherlock? (11.22)
Bilinmeyen Numara: Hey Sherlock! (14.43)
Bilinmeyen Numara: Orada mısın? (19.14)
Genç kadın sıkıntıyla nefesini vererek telefonunu cebine sıkıştırmış, sırt çantasını da taktıktan sonra soyunma odasından çıkmıştı. O gün ek vardiya yapmıştı ve kitapları taşımaktan artık kasları ağrıyordu.
"İyi akşamlar, patron."
Dükkandan çıkmak üzereyken patronunun sesi ile duraksamış, kilolu, saçları bembeyaz adama dönmüştü.
"Bugün seni bir adam sordu."
"Ne? Kim? Kim olduğunu söyledi mi?"
Yaşlı adam başını iki yana sallamıştı. "Hayır ama tuhaf birine benziyor. Giderken dikkatli ol."
Genç kadın başı ile onaylayarak dükkandan çıkmış, yağmurluğunun kapüşonunu başına geçirerek yağan yağmurun altına çıkmıştı. Soğuk kemiklerine kadar işlemişti adeta. Tir tir titriyordu.
Caddeden geçen bir taksiyi görmesiyle gülümsemiş, durdurmaya çalışmıştı fakat geçip gitmişti.
Sıkıntıyla nefesini vermişti ki cebindeki telefonun titremesi ile çıkararak bakmıştı.
SH: Seni buldum. (19.25)
Bilinmeyen Numara: Nasıl? (19.25)
Arkasından gelen işittiği ayak sesleriyle başını telefondan kaldırmış, zorlukla yutkunmuştu. Arkasına dönmeye korkuyordu.
"Mackenzie Carter."
Tanıdık ses kulaklarını doldururken zorlukla tebessüm etmiş, arkasına yavaşça dönerek delici bakışlarla direkt gözlerine bakan adamın gözlerine bakmıştı. Yağmurdan dolayı ıslanmış kıvırcık saçları alnına dökülüyordu. Mavi gözleri saf bir öfkeyle kendisini izliyordu. Siyah paltosunun yakalarını her zamanki gibi kaldırmıştı.
"Bazen senin Sherlock Holmes olduğun aklımdan çıkıyor."
Mackenzie&Sherlock
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgive Me/Sherlock Holmes
FanfictionWilliam Sherlock Scott Holmes. En iyi arkadaşı Kızılsakal'ın ölümüyle yıkılmıştı. Sonrasında çocukluk aşkı da kendisine bir tekme atmıştı. O günden sonra bir daha eskisi gibi olamamıştı genç adam. Tüm duygularını bir daha gün yüzüne çıkarmamak üzere...