6 ay önce...
Çatalımla çilekli pastamı deşmeye başladım.
Yahu çok sıkılmıştım!
Deminden beri Yoongi ile Jimin önümde oynaşıyorlar ve beni çilekli pastayla kandırabileceklerini sanıyorlardı.
Haklıydılar.Çilekli pasta her şeydi bir kere!
Ama önümde oynaşıp duruyorlar canımı sıkıyorlardı.
"Hoseokshi ne zaman gelecek?"
Ah, birde şu isimlere ek getirme tikim vardı işte,kurtulamıyordum.
Yoongi kolunu Jimin'in boynundan çektiğinde Jimin mızıldanıp bana 'delici-şeker-' bakışını attı.
Dil çıkardım.Ne yapabilirdim? Delici zannettiği bakışları ultra tatlıydı bir kere.
"Bilmiyorum ki." Derince ofladım.
En büyükleri ben olmama rağmen benim sevgiliye dair bir şeyim yoktu ama çevremde ki herkesin vardı. Düşünün, Hoseok'un bile!
Hoseok, o tam bir dans makinesiydi ve ben onun hyungu olarak ondan çok ama çok gururluydum.
Raehyung mu Taehyung mu öyle bişe olan bir hatunla çıktığını söylemişti. Sanırım çevremde ki herkes gay değildi.Jimin, "Bizi sevgilisiyle tanıştıracaktı ya! Nerede acaba?"
Deyip Yoongi'nin göğsüne sığındı ki eminim orda çok huzurluydu. Kaşlarının aniden yumuşamasından belliydi.
Onlar best couple'ım falandı.
Kot pantolonumun cepinde titreyen telefonumu çıkardım.
Smile Hoya' arıyor...
Çarçabuk açtım.
"Neredesin sen? At kılıklı seni!"
Kahkaha attı.
"Kkk. Tanrım sakin ol! Geliyorum ve size sürprizim var!"
Somurttum. "Yeter ki gelde beni şu sırnaşıp duran çiftlerden uzak tut."
Telefonu kapatıp çilekli pastamı mutlu mutlu yedim.
Kafenin girişinden kapının açılma sesi geldiğinde başımı ışık hızıyla oraya çevirdim.
Yanında iki erkek vardı?
Neredeydi be yengemiz?
***
"Ha?" Ortama şaşkınlık nidası koyvermiştim.
Masaya oturduklarında 'yengemiz nerede?' gibi bir cümle kurduğumda sevgilisinin yüzü düşmüştü sanırım yanlış bir şey söylemiştim. Onun yüzü düşünce benimde düşmüştü.
Kimseyi üzmek istemezdim sonuçta.
"Özür dilerim." diyerek toparlamaya çalışmıştım ama nafile yanında ki iri yarı olan laf atmıştı direkt.
"Sana düşmeyen işlere burnunu sokma."
Bu neydi böyle?
Şok olmuştum.
"Ha? Ben üzmek istememiştim.
Çünkü, çünkü Hoseok bildiğimiz kadarıyla heteroydu! Bana emir vermeyi kes."
Bakışlarımı Taehyung'a çevirip ağzımı açtım. "Taehyung, beş dakika konuşabilir miyiz? Yan masada ve kimse karışmadan." Son cümlemi o bana laf atana bakarak söylemiştim.
Baş salladı.
1-2 metre uzak olan masaya ulaştığımızda gülümsedim.
"Taehyungssi bak cidden asla öyle bir niyetim yoktu. Çünkü dediğim gibi Hoseok heteroydu! Şaşırdım sadece. Beni yanlış anlamanı istemem."
Taehyung şaşırmıştı çünkü onun isminede ek koymuştum. "Ya ek koymadan yapamıyorum."
"Anlıyorum ve bu kadar alınmam şey yüzünden. Im, başta Hoseok ile ilişkimiz çok sıkıntılıydı. Beni istemiyordu yani. Off! Bunları hatırlamak..."
Hemen sözünü kestim. "Taehyunggie~ ağlamayı kes çünkü hiç yakışmıyor. Hoseoksshi ile artık mutlusunuz önemli olan bu."
Burnunu çekti. "Çok zordu hyung.
İnan çok zordu. Her ona ilerleyişimde geri kaçıyordu. Kendisini hetero olduğuna inandırmaya çalışıyordu ve değildi ki!" Hemen ona uzanıp kollarımın arasına aldım. "Hey! Ağlama bakayım." "Seni ağlatmak istemiyordum!"
Ağlarken gülümsedi. "Mutluluktandı sanırım önemli değil."
Kendini toparladı. "Hadi gidelim sevgilimi özledim!