Elimi pijamamın cebine sokup telefonumu çıkardım ve Jungkook'u aradım.
Bir kaç çalışta açtı,beni bekletmemesini seviyordum.
"Efendim Jin?" Sesi yorgun geliyordu ki olmalıydı da.
Benim restoranta gitmeme izin vermiyor,dinlenmem gerektiğini bahane olarak ileri sürüyordu.
Hah! Ve bu beni deli etmeye yetiyordu ki beni böylece kışkırttığı için bende onu on dakika da bir arayıp delirtiyordum.Ama yine de yorgun olması canımı sıkmıştı.
"Ne yapıyorsun Gguk?" Adını gerçekten kısaltmayı seviyordum.
Yorgun olmasına rağmen kıkırdadı.
"Im, bir bakalım ne yapıyorum? Restorantta sen olmadığın için daha fazla çalışmamız gerekiyor ve her işe koşmaya çalışıyorum falan. Gerçekten sen varken baya işimize yarıyormuşsun SeokJin-ah!"
Onun bu yakınmasına ve övmesine(?) karşılık güldüm.
"Geleyim mi restoranta o zaman? Huh? Hem iyiyimde yardım edebilirim." Derin bir nefes aldı.
İşte savaş başlıyordu.
Konuşmasına izin vermeden ben konuşmaya başladım.
"Hemen reddetme Kook-ah! Sende çok yoruluyorsun ve bu benim canımı sıkıyor. Hem iyiyim dedim ya! Sadece yemek yemediğim içindi ve artık yiyorum hatta bak daha bir dakika önce bir sürü yemek yedim."
Kook yavaşça güldü.
"Bir sürü ha? Ben sana yediklerinin resmini bana atacaksın dememiş miydim? Hem tamam çok ye diyorum ama birde çok ye derken az ağırlıklı şeyler ye sonra kilo aldım diye ortalıkta zırlamanı istemiyorum tamam mı?"
Gerçekten mi?
Ne zaman zırlamıştım acaba?
Hem bir saniye ya, ben kilo almam ki!
Bittin Jeon Jungkook.
Herkesle vedalaş.
"Hey şimdi o restoranta geliyorum ve seni ölümle tanıştırıyorum tamam mı? Zırlamaymış! Hah! Sen kime şişko demeye çalışıyorsun be. Senin sülalene taş çıkarır güzelliğim,yakışıklığım. Sen ne de-"
Anında sözümü kesmişti.
Eh biliyordu beni.
"Tamam tamam SeokJin hazretleri, bağışlayın lütfen. Yanlış bir şey söyledim."
Kısa bir 'hah' çıktı ağzımdan.
"Affetmiyorum. Yani akşam eve gelirken dondurma al ki affedeyim."
Ağzının içinden homurdanmaya başlamıştı işte.
Ne olmuştu başımın döndüğü gün benim için geberen,ölen adama ya!
"Sen niye gidip almıyorsun ya! Evin erkeği gibi hep ben gidip alıyorum? Yoksa doğru söyle SeokJin-ah benden mi hoşlanıyorsun hah? Aa biliyordum beni tuzağına düşürmek istiyorsun sen."
Onayladım.
"Evet ya, nereden anladın? Ben sessiz sedasız hallederim diyordum ama demekki seni kendime aşık etmek o kadar kolay değil huh?"