Kısa olsa da iyi gelen uykumdan uyanalı çok olmuştu.
Şimdi mutfakta yan aşçı olarak görevime devam ediyordum.
As(baş) aşçıdan, bir övgü kazanmıştım.
Jungkook ise bugün pek peşimde dolanmıyor ya da benimle uğraşmıyordu,yani günüm sade ve sorunsuz ilerliyordu.
Öğle molasına geldiğinde Jungkook'un deposuna ilerlemeye başlamıştım.
Sonuçta onunla arkadaş sayılırdık,değil mi?
Biraz uyuyup rahatlayabilirdim.Telefonuma bildirim gelmesiyle odada ki yatağa oturdum.
Hobie:
Hyung~
Uzun zamandır bana mesaj atmıyorsun ve konuşamıyoruz.
Seni özledim:(KimSeok:
Haklısın Hobi-ah
Fakat burada çalışmaya başladığımdan beri fazla yoruluyorum ve kendime bile vakit ayıramıyorum beni anlıyorsun değil mi?Hobie:
Tabi ki anlıyorum hyung.
Sen bize vakit ayıramıyorsaan, biz ayıralım?KimSeok:
Nasıl yani?
Hobie:
Yarın diyorum ki bizimkilerle Busan'a gelelim? Orada da kalırız belki bir kaç gün?
KimSeok:
Peki bunu Yoongilere sordun mu Hoseok bey?
Hobie:
Ah, merak etme onu Jimin ikna eder. Zaten Jimin'in annesi eve gelmiş bu durumda da Yoongi hyungla sevişemiyorlar :d
O yüzden baya huysuz bu işi kabul edeceğini düşünüyorum sonuçta burada yalnız kalacaklar.KimSeok:
Uçkur düşkünü bunlar anam.
Dikkat etsin kopar çükü.
Herneyse gelin o zaman gülüm,bende sizi özledim.O zamaaan Hobi-ah bir espri yapayım mı gelmenizin şerefine?
Hobie:
Ah hyung bir saniye!
Tünele giriyorum,orada çekmiyor görüşürüz.KimSeok:
Pisliksin.
Ekrana gülerek bakıyordum. Kesinlikle onları çok özlemiştim hemde aşırı.
"Hey! Ekrana neden gülüyorsun öyle?"
Başımı kaldırıp ona baktım,kapının pervazında dikiliyordu.
"Ne var?" Dudaklarını büzdü. "Kiminle konuşuyorsun da böyle gülümsüyorsun?" Kaşlarım havalandı. "Şey,sana ne?"
Omuz silkti ama merak ettiğinden adım kadar emindim.
Küçük bir oyun oynayabilirdim.
Telefonumu yatağa bırakıp sözde depoda ki ebeveyn lavabosuna ilerledim. "Bi git başımdan,lavaboya gireceğim." Onaylamıştı başıyla ama gözleri telefonumdaydı gülmüştüm.
Bu meraklı tavşanı kesinlikle seviyordum.
Lavaboya gitmek için odada ki küçük duvar çıkıntısından geçtim. Aslında bu oda gerçek bir depo için yapılmıştı bana göre fakat bunu Jeon değiştirmişti büyük ihtimalle.
Lavaboya gidip biraz bekledim ve sifonu çektim.
Sonra musluğu açıp küçük adımlarka o duvar çıkıntısına geldim. Ona bakıyordum.
Tam tahmin ettiğim gibiydi.
Tek eliyle saçlarını karıştırıyor,öbür eliyle de telefonumu açmaya çalışıyordu.
"Ah,ne bunun şifresi?" Dudaklarını büzmüştü yine. "Ne olabilir ki? Acaba kiminle konuşuyordu? Of!" Bir şifre denemişti ve ekran açıldı. Şifrem zaten basitti çünkü kilidi açarken üşeniyordum zor bir şey yapmaya.
"Ne? Cidden 'L' şekli mi? Ne kadar basitti lan!" Gülmeye başlamıştı kendi kendine. "Şimdii bakalım kiminle konuşuyorsun bay sincap?" Yerimde sessizce tepinip kahkaha atıyordum. Ellerim ağzımı kapatıyordu. "Hobie? Bu kim be? İsim kısaltması mı bu?" Tek kaşını kaldırıp düşündü bende o sırada biraz geriye doğru gittim. "Jeongguk ben açım aslında bir şeyler mi yesek?" Lavabonun olduğu basamağa çıkıp ne yapacağını gözetledim. Hemen ellerinde ki telefonu yatağa atmış, ayağa kalkmıştı.
O an ki yüz ifadesine kahkaha atmamak için kendimi zor tutmuştum.
Açık olan musluğun altına elimi sokmuş ve ıslatmıştım. Musluğu kapatıp odaya ilerledim.
Jeon'a baktığımda yanakları kırmızı bir şekilde duruyordu. Heyecandan olmalıydı tabi ki yakalanma korkusu başka bir şeydi."Ah açmısın? Bende öyle! Hadi gidelim bir şeyler yiyelim." Kolumdan çekiştiriyordu. Gülmemek için dudaklarımı ısırdım.
"Dur telefonumu yatağa bırakmıştım onu alayım." Hemen yüz ifadesi değişmişti.
"T-tamam al gel ben kapıdayım."
Yatağa ilerleyip telefonumu aldım ve yürürken kilidi açtım.
Tahmin ettiğim gibi mesajlarda kalmıştı.
"Ah, ben bu sekmeyi kapatmamış mıydım?" Sahte bir şaşkınlıkla dudaklarımı büzmüştüm.
Jeongguk hiç oralı bile olmuyordu.
Omuz silktim,"Herneyse hadi gidelim."-
Çalıştığım restoranda yemeyi düşünmüştüm aslında fakat Jeon beni başka bir yere götürmüştü.
Deniz kenarı bir yerdi ve denizin mayhoş kokusu burnuma ilişiyordu.
"Güzelmiş burası. Fakat o kadar da dolu değil neden ki?"
Ağzında ki lokmayı yutup konuşmaya başladı. "Bilemiyorum. Ben buraya vakit buldukça gelip yerim ve yemekleri gerçekten lezzetli." Onayladım.
"Evet bende beğendim,güzeldi yemek."
Daha da konuşmamıştık yemeğimizi yerken arada ona kaçamak bakışlar atıp inceliyordum. Gerçekten güzel bir çocuktu. Yanağında ki kapatmaya çalıştığı yara izi bile güzel duruyordu açıkcası.
"Beni izlemeye devam edeceksen poz vereyim?"
Başımı salladım. "Yok kalsın sadece bir şey düşünürken sana dalmışım."
Yine o flörtöz haline bürünmüştü.
"Hıım? Ne düşünüyordun öyle? Yoksa düşündüğüm şey mi?"
"Çok fazla konuşuyorsun."
Ellerini aşağı-yukarı sallamaya başlamıştı. "Bilirim ben o fazla konuşuyorsunları. Kim benimle flört ediyorsunuz." Yanaklarım kızarmıştı ama bunu ona göstermeye niyetli değildim ki utandığım için kızarmıştı.
"Tanrı aşkına! Flört falan etmiyordum!"
Sandalyeyi itelemiştim. "Hadi gidelim,ben doydum."
Başıyla onaylamıştı ama dalga geçiyordu hâlâ.
"Ah Seokie~ yanaklarında kızarmış. Yoksa benden mi hoşlanıyorsuun?"
Işık hızıyla ona döndüm. "Ne hoşlanması ya! Hem benim hoşlandığım biri var zaten!"
Yüzüne baktığımda garip bir ifade vardı. Tam anlamıyla çözememiştim. "Yoksa o Hobie olan mı?" Şaşırmış gibi yapmıştım.
"Nereden biliyorsun Hobie'yi?" Yalan söylemeden cevap vermişti.
"Telefonundan baktım? Buraya geleceklermiş hem? Ondan hoşlanıyorsun değil mi?" Böyle bir çok soru sıralarken bende onu dinliyordum. Bu çocuk aptaldı.
Taehyung ona illa ki sevgilisini anlatmış olmalıydı. "Taehyung'a seni söyleyeceğim çok kötü bir arkadaşsın." Kaşları havalandı.
"Ne alaka şimdi Tae?"
Elimle kafasına şaplak attım. "Hobie, benim yakın arkadaşım ama Taehyung'un sevgilisi seni aptal."
Anlıyormuş gibi bir mırıltı çıkardı. "O zaman hoşlandığın kim?"
Neden olduğunu bilmiyordum ama ağızımdan onun adı çıkmıştı.
"Namjoon"Daha kendime itiraf edemeden bunu başka birine söylemem gülünçtü değil mi?
-
Evet merhaba!
Gençler, Jungkook'a arada Jeongguk diyorum buna lütfen takılmayın ve bir şey diyeceğim.
Bu kitabın seyrini düşündüğümün aksine bambaşka yapmaya karar verdim.
Zaten kimse de okumuyor ownxwo
Bu yüzden ne zaman bölüm hakkımda fikrimi değiştirsem o bölümü kimse görmediği için değiştirmem kolay oluyor
Ayrıcaa
Sope/Yoonseok bir kurgu yazıyorum. Ama taslakta duruyor. Onu bitirince yayınlayacağım yani tam final yaptığımda ve umarım bu yaz tatilinde elimde ki bütün ficleri bitiririm çünkü son sınıfa geçeceğim bu yüzden bitirmem lazım.
Bitiremesemde aslında seneye çokta sınava çalışacağımı düşünmüyorum yani amaan bilmiyorum owxjwoSizi seviyorum♡