Okulun koridorunda Dumanların sınıfına doğru ilerliyordum. Bugün saçımı topladığım için herkes bana dik dik baksa da umursamamaya çalışıyordum. İnsanların pis düşünceleri, saçma sapan yakıştırmaları ve iğrenç bakışları artık umrumda değildi. Yaramı kimseden saklamayacaktım. Benim utanmam gerekecek bir durum değildi bu, bunu yapan insanın utanması gerekiyordu.
Sınıfa adımımı attığım an bir bedenle çarpışmaktan son anda kurtulup geri çekildim. Güney'di bu. Bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra derin bir nefes verip kapıdan çekildi ve bana yol açtı. Tam içeriye geçeceğim sırada bileğimi tutmasıyla irkilip hızla kolumu silkerek elinden kurtuldum."Sakin ol, sadece konuşabilir miyiz diyecektim."Bakışlarımı sınıfa çevirdiğimde Duman'ın öğretmen masasına yaslanmış bir şekilde bizi izlediğini gördüm. Dudaklarının arasındaki kürdanı bir sağa bir sola döndürüyordu ve dik dik Güney'e bakıyordu."Hayır."Tek kaşımı kaldırmış bir şekilde sert bi cevap verdiğimde karşımda affalasada çaktırmadan devam etti."Çok kısa."Dedikten sonra bakışlarını Duman'a çevirdi."Söyle."
"Burada değil."Dedi bakışlarını Duman'dan çekmeden."Öyleyse sende kalsın."Arkamı dönmüş Duman'a doğru ilerlerlediğim sırada bağırarak konuştu."Özür dilerim!"Olduğum yerde çakılı kalmış gözlerimi Duman'ın gözlerine çıkartmıştım, sırıtıyordu."Yaptığım her şey için özür dilerim, Ahsen."Ona doğru dönüp yüzüne baktığımda pişmanlığı yüzünden okunuyordu."Biliyorum beni affetmeyeceksin ama yine de pişman olduğumu bilmeni istiyorum."Şafak bir anda sınıf kapısında belirince Güney gözlerini ağır bir şekilde ona çevirdi. Şafak'ın gözlerinde alaycı bir ifade vardı."Hayırdır Erman, uslu bir çocuk olmaya mı karar verdin?"
"Kapa çeneni."Güney arkasını dönüp uzaklaşırken, Şafak onu umursamadan omuzlarını silkerek yanıma ulaştı ve kolunu omzuma attı."Saçların çok güzel olmuş."Dedi sevecen bir şekilde. İltifatına gülümseyerek karşılık verdim.
Şafak çok iyi bir dosttu. Kendimi ona çok yakın hissediyordum. Belki de yaşadığımız durumlar benzer olduğu için böyleydi, beni çok iyi anlıyordu. Aslında çok farklıydık. O dik başlı bir kızdı, herkese ağzının payını korkmadan veriyordu, ben ise tam tersiydim, hep susan taraf...Güçlü görünüyordu fakat o da en fazla benim kadar yara almıştı, yorgundu. Bunu bileklerindeki kesik izlerinden anlayabiliyordum.
"Okul çıkışı bir şeyler içmeye gidelim."Duman'ın sesiyle ona dönüp başımı salladım ve Safak'a baktım."Olur mu?"Diye sorduğumda omuzlarını silkti."Bana farketmez."
"Gidiyoruz o zaman."
"Evet."
***
Öğleden sonraki hiçbir dersi dinlememiş, uyumuştum. Bir kaç gündür doğru düzgün uyuyamıyordum. Duman'la o konuşmamızdan sonra beni eve göndermemeye karar vermişti fakat kabul etmeyip eve dönmüştüm. Her saat başı telefonla arayıp, her dakika mesaj atmıştı. O gün gitmeseydim bile eninde sonunda yine o eve dönecektim, kaçışı yoktu.
Çıkış zilini duymamla başımı sıradan kaldırıp gözümü ovuşturdum ve çantamı koluma takıp sınıftan çıktım. Merdivenlerden hızlı bir şekilde inip bahçeye çıktım. Çıkış kapısının önünde Duman, Şafak ve Yekta beni bekliyorlardı. Yanlarına ulaştığımda Duman elimi tutup ilerlemeye başladı."Geceleri uyumuyor musun sen?"Dedi azarlarmışcasına."Uyuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ah sen
NouvellesBitiş tarihi| 7 Temmuz 2019 あ H: Ahsen? H: Ah, sen... H: Her şey için özür dilerim. H: Yanında olamadığım için, H: Yaralarını saramadığım için, H: Göz yaşlarını silemediğim için, H: Özür dilerim Ahsen.