Ertesi gün uyandığımda, üzerimde ki hafiflemeyi anlatamazdım. Sır yok, yalan yok. Her şey saydam, tertemiz. Bu kadar hafifleyeceğimi düşünmezdim Enis'le konuştuktan sonra.
Birkaç haftadır günlüğüme yazı yazmadığımı fark ettim. Yatağımın altına elimi uzatıp, çıkardım günlüğü. Tozlanmıştı biraz, üzerini sildim. Başucumda ki komodinden kalem aldım. Şu ana kadar unuttuğum yaşanmış ne varsa hepsini yazmaya başladım. O kadar çok şey yaşamıştım ki, yazarken yorulduğumu hissediyordum.
Açlık midemi kazımaya başlayınca, son cümlelerimi de yazıp, kapadım günlüğümü. Tekrar yatağın altına koydum. Ayağa kalkıp, aynanın karşısına geçtim. Yüzüm çökmüştü. "Ee bu kadar uyku yaramadı tabi." Dedim kendime. Midemi doldursam iyi gelecekti. Saçımı yukardan salık bir topuz yaptım. Kapımı açıp, merdivenlerden aşağıya indim. "Kimse yok mu?" diye bağırdım ama hiç ses gelmedi. Aldırış etmedim. Mutfağa doğru yöneldim.
Aklımda, biberli sosisli bir omlet ve nutellalı krepler vardı. Çok acıkmış olmalıydım ki, hem tatlı hem tuzlu ikisini bir arada istiyordum.
Dolabı açıp, malzemeleri çıkardım ve hazırlamaya başladım.
Her şey hazır olduğunda, Asu ninemin odasına gidip onu uyandırmak istedim. Mutfaktan çıkıp, koridorun sonundaki odaya yöneldim ve kapıyı çaldım. Ses gelmedi. Kapının kulpunu aşağı doğru indirdim.
Benim meleğim hâlâ uyuyormuş. Koşarak gittim ve öptüm bal yanaklarından. "Asum kalk hadi." Dedim. Homurdandı. Yaşlılık ona çok yakışmıştı. "Hadi benim güzel kraliçem, kahvaltı yapalım beraber." Gözlerini açtı ve bana sinirle baktı. Sonra yumuşadı yüzü. "Tamam Adal'ım geliyorum hemen." Dedi. "Hayır olmaz öyle gelmezsin biliyorum." Dedim ve ninemi gıdıklamak için yatağa oturdum. Bir anda yüzüm soldu. "Asum yatak neden ıslak?" diye sordum. Gözlerini kaçırdı benden. Ağlamaya başladı. "Bir süredir tutamıyorum, tuvalete yetişemiyorum." Gözlerim doldu. "E neden bana söylemedin? Ben hemşireyim biliyorsun bulurduk bir hâl çaresini." Çektim kafasını kendime doğru sarıldım. Saçlarını öptüm. "Şimdi ne yapacağız biliyor musun? İkimiz beraber güzel bir duş alacağız, çarşaflarını yıkayacağım ve beraber kahvaltı yapacağız. Tamam mı?" kafasını olumlu anlamda salladı.
Kendime çok kızdım. Eskiye nazaran daha az mı ilgileniyordum onunla? Kalbim sancıyla doldu. Bende ağlamaya başladım.
****
Asu ninemi güzelce yıkadıktan sonra, çarşaflarını yorganını makineye attım ve kendimde duş aldım. Giyindikten sonra güzelce tekrar bir sofra hazırladım. Ninemi masaya alıp, kendimde oturdum ve kahvaltı etmeye başladık.
"Ninem bak ben senin evladınım. Ne olursa olsun bana söyle, benden çekinme olur mu? Çekinirsen kahrolurum ben." Gözlerime baktı. "Yavrum ben kaç yaşına gelmişim bilmez misin? Bu yaştan sonra zor bunlar benim için.."
"Hayır bunu zorlaştıran sensin. İnsan evladından saklamaz ki." Kafasını aşağı yukarı salladı. "Haklısın kızım. Saklamayacağım daha bir şey söz." Dedi. "Kahvaltıdan sonra hastaneye gidelim. Hekim de görsün ." dedim. O sırada kapı çaldı. Ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Kimse yoktu. Korkarak gözlerimi yere doğru indirdim. Bu sefer bir kutu yoktu. Bir zarf vardı.
Üzerinde yine "ADAL'IMA" yazıyordu. Eğildim aldım zarfı yerden. İçini açtım ve kağıdı düzeltim. "Merhaba kızım. Biliyorum bana çok kızgınsın ve bunları neden yaptığımı bilmiyorsun. Fakat sana her şeyi açıklayacağım. 1 saat sonra aşağıda belirttiğim adreste ol. Yanında kimse olmasın. Annen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYDAM
Teen FictionKafamın içindekileri boş bir kuyuya attım ve şimdi kuyunun su ile dolmasını bekliyorum.