Bölüm 37(Kan.)

43 9 0
                                    


Yankılanan alarm sesleri arasında bu odada öylece kalmıştık. Telsiz çalışmıyordu, yerin dibindeydik ve buradan bir çıkış yolu olup, olmadığını bilmiyorduk. Başka çarem olmadığı için kadına doğru döndüm. "Buradan nasıl çıkabiliriz? Biliyor musun?" 

Rasim hala onu tek omzunda tutarken yarı baygın bir şekilde gözlerini açıp bana baktı. "Var." dedi zorlukla. "Ama oradan sağ çıkabilir misiniz emin değilim." sağ çıkıp çıkmamak umurumda değildi o an. Sadece çıkıp burayı patlatmak istiyordum. "Nereden çıkabiliriz?" 

"Bu koridorun sonundaki oda. Orası buranın başındaki adamın odası. Ondan emir alıyorlar ve çok korunaklı." 

"Sen merak etme." dedim ve Rasim'e dönüp "Sen burada bekle. Islık sesini duyunca kadınla beraber çıkarsın." Rasim kaşlarını çattı ve kadını yavaşça yere bırakıp yanıma geldi. "Bana bak senin yüzünden ölmeye razı değilim. Kadının yanında sen kalacaksın ve ben bizi kurtaracağım." dedikten sonra beni kenara itti. "Senden daha kısa ve daha hızlıyım. Beni görmeleri sana göre daha düşük ihtimal-" derken "Kapa çeneni." deyip kapıyı açtı ve dışarı çıktı. "Mankafa!" diye hafifçe bağırdım.

"Öldür beni." 

Sese doğru döndüm. "Ne?" diye tepki verdim. Kadın bitkin haliyle yalvardı bana. "Öldür beni." dedi. Onu duymamazlıktan gelip etrafımda dönmeye başladım. Tek istediğim buradan çıkmaktı. Bir sağa, bir sola dönerken bir anda ceketimin uçlarından geriye doğru çekildim ve sendeledim. Kadın silahı almıştı belimden. "Ver onu bana!" diye tıslarken "Yaklaşma!" diye bağırdı. 

Bir adım atacaktım ama tereddütte kalmıştım. Karşımdaki kadına bir şey olmasını önemsiyor muydum emin değilim. Bir şey yapmakla bir şey yapmamak arasındaydım ama büyük bir güç dalgası sanki beni geriye doğru çekiyor ve o kadına yardım etmeme dair olumlu düşüncelerimi toz haline getiriyordu. 

"Çok acı çekiyorum!" diye bağırdı ağlamaklı gelen ses tonuyla. Gözlerinden yaşlar süzülmüyordu. Göz yaşları tükenmiş gibiydi. "Kurtulmam gerekiyor." 

Yüzündeki çaresizlik gerçekti. O kadar tanıdık bir çaresizlikti ki bu üzerindeki kara bulutları görmeyi mümkün kılıyordu. "Buradan bizimle çıkabilirsin. Özgür olma şansın varken gerçekten ölmeyi mi tercih ediyorsun?" 

"Sizinle buradan çıkamayacağımı ikimiz de biliyoruz. Umutsuz bir vakayım." dedi ve sendeledi. Hızla eğilip elindeki silahı almaya çalıştım ama kendini geri savurdu ve elimden kurtuldu. Yere sırtüstü düşmüştü. Tekrar bir hamle yapmak için uzandığımda, kalbinin üzerine koydu silahı. "Artık özgürüm." 

Silahın sesi yankılandığında, bir an donakaldım. 

Kanlar çoktan her yeri boyamıştı. 

Yutkundum ama hareket etmem neredeyse imkansızdı. 

Nefes alışverişim hızlandı. Kalbimin üstünde buruk bir sancı hissetmeye başladım. 

Siren sesleri durdu ve birkaç insan sesi duymaya başladığımda artık kendime gelmiştim. Arkamı dönüp kapıya baktım. Buraya geliyorlardı. Saniyelik gözlerimi kapadım ve açtım. Yere eğilip kadını doğrulttum ve köşeye doğru çektim. Arkasına geçip, onu üzerimi kapatacak şekilde kamufle ettim. Yere düşen silahı da elime aldım ve kapıya doğru gözükmeyecek şekilde yönelttim. 

Eğer beni fark ederlerse hepsini vurmak zorunda kalacaktım. 

Öylece dururken kadının bedeninin sıcaklığı beni huzursuz etmeye başladı. Her yerim kan içindeydi. 

Bedeni çok ağırdı. Bu kadar güçsüz kalmış birine göre çok çok ağırdı. Yapmasaydı belki kurtulurdu ama o seçmişti bunu. 

Düşüncelerimden kapının açılmasıyla sıçradım. Ayak sesleri geliyordu sadece. Sesler yaklaşmaya başlayınca kalktım ve sesin geldiği yöne silahı doğrulttum. 

Karşımdaki Rasim'di. 

"Gidelim." dedi ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Yere yığılmış olan bedene bir kez daha baktım ve onu takip ettim. 


SAYDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin