Bölüm 22 (Korku)

43 30 0
                                    

Görsel, toprak.

23 gün sonra...

Ben buraya geleli 3 haftayı geçmişti.

Yani 3 haftadır direnmeyi bırakmıştım. Dünyada yaşadığım en zor şeylerden yalnızca birisiydi bu.

David 3 haftadır doğru düzgün gelmiyordu. Benden uzak durmasına ne kadar çok sevinsem de, sevdiklerim için tedirgindim. Onlara bir şey olmasından öyle çok korkuyordum ki, bu korku karakterimi bile geride bırakmama neden olmuştu.

Sevgi böyle bir şeydi. Tehlikeli.

Sevdiklerimin arasına bir yenisi daha eklenmişti. Yanımdaki kurtardığım kız. Elfida.

İlk uyandığında, yaptığı şey nöbet geçirmek olmuştu. Öyle çok korkmuştu ki... Defalarca sakinleştirici vurdular. Durduramadım onları. O zamana göre şuan daha iyi. Olabildiğince destek olmaya çalışıyordum.

Daha 18 yaşında, doğulu bir genç kız. Esmer teni, simsiyah saçları ve kahverengi gözlerinin altında öyle korkunç şeyler barındırıyor ki, ona bakarken utanıyorum. Dünyanın tüm kötülükleri sanki bizi bulmuş gibi. Teker teker değil de, hepsi bir anda gelmiş, hayatımızı mahvetmişti.

Buraya ağabeylerinden kaçıp, çalışıp kendi ayaklarının üzerinde durmak için gelmiş fakat daha birinci haftasında, David'in esiri olmuştu. Onu son anda tecavüzden kurtardığım için Tanrıya defalarca teşekkür ettim. Yoksa yüzüne asla bakamazdım.

Beraber dört duvar arasında vakit geçiriyoruz onunla. Ne zaman ayak sesleri duysa, arkama saklanıyor. Gelen kişi, gidene kadar da çıkmıyordu.

Ne olursa olsun onu korumalıydım.

Kardeşim gibi olmuştu.

Keşke bu kadar kötülüğün arasında olmasaydı. Böyle bir yaşam onu içine çekmeseydi.

Barış ve Ege sonunda beni aramayı bırakmışlardı ve ben derin bir nefes almıştım.

Benim şuan yapabildiğim tek şey, bunları kaleme almak ve zamanı geldiğinde delil olarak kullanmaktı.

David'e "Madem beni bırakmaya niyetin yok, bana bir ajanda ve kalem getir. Malum insan 4 duvar arasında sıkılıyor!" diye sinirle çıkıştığımda, gitmiş bir saat sonra da adamlarıyla göndermişti istediklerimi.

Onun o tiksindirici yüzünü görmediğim her saniyeye şükrediyordum. Onu bitirecektim. Gerekirse öldürüp, tam bu binanın çatısından sallandıracaktım. Bana ve diğer herkese yaptıklarını yanına bırakmaya hiç niyetim yoktu!

----

Sima yatağının üzerine oturmuş, okuduğu romanın sayfalarını isteksiz bir şekilde çeviriyordu. İçinde çok kötü bir his vardı. 

Kapı çaldı.

"Girme." Dedi. Kapı ısrarla tekrar çaldı fakat cevap vermek yerine sustu. Sonra birden kapı açıldı ve içeriye toprak girdi. Sima sinirle havaya kalktı ve romanı bir kenara fırlatıp, "Sana girme dedim!" diye bağırdı. Toprak kapıyı kapatıp Simanın yanına yaklaştı. "Sana anlatmama gereken şeyler var." Dedi.

Simanın dinlemeye hiç niyeti yoktu. "Çık odamdan." Dedi. "Sima çok önemli." Diye ısrar etti Toprak fakat Sima onu kapıya doğru itmeye başladı "Dinlemek istemiyorum! Anlamıyor musun?!"

Tam kapıya yaklaştıklarında toprak Simanın iki elini de kavradı ve "Babanın çok kötü planları var." Dedi. Sima şaşkınlıkla "Ne?" diye tepki verince. "Baban çok kötü şeyler planlıyor o kız için."

SAYDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin