5- Oyun Gecesi Başlasın!

254 28 6
                                    

Media| Moon of Seoul- Byun Baekhyun Cover

Bence okumaya başladıktan sonra medyayı açmak için yerinin gelmesini bekleyin çok daha iyi oluyor öyle. Siz kafanıza göre bir şarkı açabilirsiniz okurken:))

                                       İyi okumalar...★

Göz göze geldik ve gülerek elimdeki ışıklı küreyi gösterdim. "Bu daha başlangıç, sen düşündüğünden çok daha güçlüsün Lux."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Güneş batana kadar bahçede çalışmıştık ve en son yorgunluktan tükendiğimizde kendimizi bahçedeki ağaçların altına atmıştık. Bence güçlerimizi kullandıkça daha çok gelişiyorduk. Mesela Jongdae elinde bir yıldırım bulutu oluşturup sürekli çakmasını sağlamıştı, ben de havada süzülen ışık hüzmeleri yapmıştım, hem de bir tane de değil istediğim kadar! Ne kadar kendimi geliştirmenin mutluluğunu yaşasam da çok yorulmuştum ve ayağa kalkmaya mecalim bile yoktu. Karnım acıkmaya başladı diye düşünürken Junmyeon sanki aklımı okumuş gibi konuştu. "Saatlerce çalıştık hiçbir şey yemeden, acıktınız mı?" Herkes yakınarak onayladığında şimdi de ne yiyeceğimizi tartışıyorduk, herkes deli gibi aç olduğu ve kalabalık da olduğumuz için yapması daha pratik olan bir şey düşünmemiz lazımdı. "Soğuk sandiviçe ne dersiniz?" Diye sordum. Mutfakta ne kadar rezil olsam da iyi yapabildiğim şeyler vardı ve kesinlikle mükemmel sandiviç yaptığıma inanıyordum. Herkes onaylayınca ayağa kalktım, o sırada benle aynı anda Chanyeol da kalktı ve beraber içeri girdik.

Chanyeol malzemeleri çıkartırken onu izlemeye başladım. Dolaba kolunu uzatıp bir şey alırken gerilen kaslarına kadar her şeyiyle mükemmeldi. "Daha ne kadar orda durup beni izlemeyi düşünüyorsun acaba?" Tamam bu çok ani olmuştu, yakalanmanın verdiği heyecanla yanaklarım kızarmaya başladı. Tam da iyi gidiyorum diye düşünüyordum ya! "H-hiç alakası bile yok bir kere." Kekelemeyim diye dua ederken kekelemem resmen üzerine tuz biber olmuştu. O ise sadece gülmekle yetindi ben de daha çok kızarmakla... Bütün malzemeleri tezgaha koyduğunda büyük bir ciddiyetle işe koyuldum.

Kollarımı sıvayarak ilk önce bütün ekmekleri ortadan ikiye kestim ve dilimlemeye gerek duymadığım malzemeleri ekmeğin içine güzelce yerleştirdim. Çaktırmadan Chanyeol'a göz ucuyla baktığımda öylece durmuş beni izlediğini gördüm. Arkamı dönerek "Daha ne kadar orada durup beni izlemeyi düşünüyorsun acaba?" Diye sordum ben de her zamanki gibi onu taklit ederek. O ise sadece omuz silkip beni izlemeye devam etti ben de önüme dönüp sandivicin diğer malzemelerini doğrayıp birkaç sosla beraber ekmeğin içine koydum. Kalan son domatesi de doğrarken dışarıdan gelen ani sesle korkup elimi kesmem bir olmuştu.

Kısık bir şekilde inlediğimde Chanyeol yanıma geldi, tam konuşmak için ağzımı açacağım sırada elimi tutup kanayan yeri emmesi aklımdaki her kelimenin uçup gitmesini sağlamıştı. Ben kendi kanımı emmeye tiksinen insandım! Tam gözlerimin içine bakarak avucumun içindeki çok da büyük sayılmayan kesiği emiyordu ve ben aklıma gelen kötü düşüncelerle kızarıyordum. Hissettiğim bütün acı sanki yok olmuştu. "C-chanyeol ben i-iyiyim teşekkürler." Emmeyi bırakıp dudaklarını çektiğinde tam derin bir oh çekecektim ki avucumun içine bıraktığı minik öpücükler başımın dönmesini sağladı ve ben daha tepki veremeden Chanyeol beni banyoya sürüklemeye başladı.

Beni, yumuşak hareketlerle tuvaletin kapağına oturtup ecza dolabı olduğunu tahmin ettiğim yerden elim için gerekli şeyleri çıkarıp yaramı temizlemeye başladı. Yine her hareketini en ince ayrıntısına kadar inceledim, işi bittiğinde ellerini yıkadı ve tekrar mutfağa gittik. "Sen elini yorma kalanını ben hallederim." Aslında çok işime gelirdi ama kendim yapmak istiyordum. Kollarımı gövdemde birleştirip itiraz edeceğim sırada arkasını döndü ve bana baktı "Sadece benimkini yap." İtiraz etmeden dilimlediğim malzemeleri özenle içine yerleştirdim ve güzel tat verdiğini düşündüğüm birkaç sosu da ekledim. Onunkini yaparken özellikle daha çok özenmiştim. Bandajlı elimden dolayı yavaş hareket etmek zorunda kalmıştım ama sonunda bitmişti. Chanyeol ise çoktan bitirmiş beni izliyordu. "Hadi götürelim artık bunları." Diyerek geniş bir servis tabağına tek elimle sandiviçleri yerleştirmeye başladım. Chanyeol tabakla beraber önde ben de arkada tekrar bahçeye çıktık. Herkese teker teker sandiviçlerini dağıttı ve kendininkini de alarak yanıma oturdu. "Enfes olmuş bu Baekhyun." Ağzı dolu heyecanlı bir şekilde konuşan Jongdae'ye gülümseyerek teşekkür ettim. "İçine toz hardal mı attın? Çok lezzetli olmuş." Kyungsoo başından beri yavaş yavaş yiyiyor ve her ısırışından sonra bir süre durup düşünüyordu. "Evet bence normal kullandığımız hardal yerine tozunu kullanmak daha mantıklı, hafif bir acı tat veriyor ama güzel. Beğenmene sevindim." Bir süre sessiz kalarak yemeye devam ettik. Arada Chanyeol'a bakıyordum acaba beğendi mi diye ama bir insan hiç mi tepki vermez ya! Herkes sandivicini bitirdiğinde içeri geçmek için ayağa kalktık. Bu sefer de Chanyeol ve ben en arkada kalmıştık. "Hayatımda yediğim en güzel sandiviçti, ara sıra yapar mısın bunu çalışırken yemek için?" Sonunda duymak istediklerimi söylemişti ve egom okşanmıştı. Eğer bir şeyi iyi yaptığıma inanıyorsam mutlaka övgü almak isterdim. Ama bu durumda en önemlisi Chanyeol'un beğenmesiydi hatta yediği en iyi sandiviç olmasıydı. "Tabiki yaparım eğer hep burada çalışacaksak, gerçi ne kadar süre kalacağız belli değil ama..." Bir de şu gitme mevzusu vardı tabi.

Regio || ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin