15- Nihil Ormanı

128 17 3
                                    

En son eğitmenlerimizle toplu bir şekilde vedalaştıktan sonra Junmyeon önde olacak şekilde atlarımıza yerleştik. Uzun bir yolculuk bizi bekliyordu...

  İyi okumalar...★

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Saraydan yola çıkıp Junmyeon'u izleyerek, şu an hayranlıkla baktığım bir yere gelmiştik. Buraya gelmemiz yaklaşık üç saatimizi almıştı.
"Evet çocuklar burası Regio ile vedalaştığımız yer. Bu gördüğünüz saydam çok hoş duran pırıltılı mavi duvar Regio'nun sınırını oluşturuyor ve buradan sonraki her yer genel olarak Spatium olarak adlandırılıyor. Buradan geçmemiz için tek yapmamız gereken..." Junmyeon gözlerini kısıp bir iki saniye haritada yazılanı okumaya çalıştı.
"Yapmamız gereken şey sadece duvarın içinden bodoslama geçmekmiş."

Herkes ilk kim geçecek diye birbirine bakarken Sehun sırıtarak hemen arkasında olduğu Junmyeon'un yanına gelerek sırtını patpatladı. "Hepimizin hyungu olduğuna göre önden sen gitmelisin, sen varken bize önden gitmek yakışmaz hyung."

Junmyeon hariç herkes kıkırdarken o da isteksizce duvara yaklaştı ve BUM! Duvarda geçtiği yer bembeyaz parladıktan sonra Junmyeon'u karşı tarafta görebiliyorduk. Sırayla hep beraber duvardan geçtik. Geçmemle beraber burnuma taze ot kokuları gelmiş ve tenime hafif bir orman havası nüfuz etmişti. Bin bir türlü kuş cıvıltısı kulağıma dolarken Junmyeon tekrar haritayı okumaya başladı.

"Yolculuğumuzun ilk durağı Nihil Ormanı. Burada yazılana göre burada bulduğumuz hiçbir meyveyi ya da sebzeyi yememeliymişiz ama eğer bazılarının yapraklarını ve köklerini toplarsak bunlardan ilaç yapabilirmişiz. Ehhh, Yixing burada bunu senin yapmanı söylüyor istediğin zaman yolda durabiliriz. Bunun dışında yazılan bir şey var mııı.... Ha bir de şey yazmışlar burada bir göl varmış büyük bir tane ona sakın girmeyin yazıyor."

"Nasıl orman bu yok onu yeme yok onu içme, ne yapalım ölelim mi biz daha varmadan? Neden giremiyormuşuz peki suya??" Minseok ani bir çıkış yaptığında şaşkınlıkla ona bakakaldık. Genelde daha sakin gözükürdü ve sesini pek yükseltmezdi ama eğlenceli bir tipti.
"Şöyle ki Nihil'in kelime anlamı 'Hiçlik'miş. Yani burada yiyip içtiğin hiçbir şey midene gitmiyor, sisteminde uzun bir süre dolanıp sonra da zehirlenmeye yol açıyormuş. Ayrıca gölde tehlikeli canlılar olduğu yazıyor." Jumyeon ilerlerken elinde harita ilerlerken bizi aydınlatmaya devam ediyordu. Annesini takip eden ördek yavruları gibi onu takip etmeye devam ettik.

Yol boyunca yüksekliği gökyüzüne varan çeşitli ağaçlar, ağaçlara dolanmış rengarenk çiçekler ve çok sayıda küçük hayvan görmüştük. Ağaçta gördüğüm sincaplardan birine el sallarken Yixing bir şeyler toplamak için bizi durdurmuştu. Sincap aniden kucağıma zıpladığında şaşkınlıkla bakakaldım. Yanımdaki Chanyeol da şaşırmış olacak ki ondan da 'ha?' diye bir ses çıkmıştı. Elimi uzatıp ilk önce kafasını sonra da yanaklarını okşadım, resmen bana kendini sevdiriyordu!

"Çok tatlı değil mi?" Kyungsoo'yu başımla onaylarken devam etti, "Ormana girdiğimizden beri güçlerimin daha çok aktif olduğunu hissediyorum, öyle ki bu minik dostumuza bakarak bile ne istediğimi anlatabildim."
"Oha Kyungsoo sen bu sincapla telepati mi yaptın???" gülerek uzaklaştığında sincap da kucağından atlayıp gitmişti.

6 saat sonra

"Hyung çok yoruldum artık mola verelim nolur nolur nolur!" Chanyeol Junmyeon'a yalvarırken kesinlikle çok acınası görünüyordu ve bizim de ondan bir farkınız yok denilebilirdi. Zaten Regio'dan çıkmamız bir saatimizi almıştı, altı saattir de ormanda ilerliyorduk ve atlar da dahil artık hepimiz yorgunduk.
"Beş dakika daha dayanın orada kamp kurabileceğimiz güzel bir yer var."

Regio || ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin