21- Büyük Savaş (FINAL)

167 21 4
                                    

Media|Park Chanyeol- Creep Cover

"Seulgi tek şansımız o topraktı."
"Evet, sizin tek şansınız o topraktı ama ben Irene'i durdurmanın başka bir yolunu biliyorum." İster istemez yüzümde bir gülümseme oluşunca her yerimi bir heyecan kaplamıştı. Şimdi hedefi on ikiden vuracaktık.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Öncelikle Irene'in aslında kim olduğunu bilmeniz gerekiyor. Bu yüzden şimdi arkanıza yaslanın ve beni dikkatlice dinleyin." diye başladı Seulgi. Dediğini yaparak Chanyeol'a iyice yaslandım ve elime içeceğimi alarak dediklerine odaklandım.

"Irene ve ben aslında öz ve öz kardeş değiliz. Babam, babamız Leeteuk ya da diğer bir adıyla bütün yıldızların koruyucusu çok eskiden, hatta zamanın başlangıcında Irene'in annesi Minah ile berabermiş. Minah yıldızların ölüm zamanını belirliyor ve o zaman geldiğinde de yıldızın ışığını alıyormuş. Beraberliklerinden kısa bir süre sonra ise Irene doğmuş. Aslında her şey çok güzel gidiyormuş ama babam hayatı pahasına koruduğu yıldızların ışığının sönmesinden memnun değilmiş. Bu yüzden, Irene daha bir yaşına basmadan, Irene'in annesini yıldız doğuran olarak da bilinen Hyeri ile aldatmış. Hyeri ise... Benim annem."

İçimde tuttuğum nefesi vererek hikayenin devamını bekledim, Seulgi bir süre gözlerini yere odaklayarak durmuştu. Daha sonra derin bir nefes alarak anlatmaya devam etti.

"Minah babamın onu aldattığını öğrenince küplere binmiş ve onun en değer verdiği yıldızlardan başlayarak bütün yıldızların ölüm tarihini belirlemiş. Sırf babamdan olduğu için de Irene'i bırakarak babamı terk etmiş ve bir daha da asla geri dönmemiş. Minah'ın gidişinden sonra babam annemi onun yanında kalması için ikna etmiş ve beraber yaşamaya başlamışlar. Çok kısa bir süre sonra annemin bana hamile olduğunu öğrenmişler, babam bu habere o kadar sevinmiş ki ölüm tarihi gelen bazı yıldızları bile ölümden koruyabilmiş. Annemse o günden sonra her ölen yıldıza karşılık yüzlerce yeni yıldız doğurmuş."

"Ben doğduğumda Irene henüz bir yaşına daha yeni basmış. Annemle babam beni ve Irene'i her şeyden çok seviyor ve sürekli bizimle vakit geçiriyorlarmış. Yıllar geçtikçe ve biz de büyümeye başladıkça birbirimizi daha çok sevmiştik. Reşit olduğumuzda bizim için çok önemli bir şey yaşanacaktı. Gücümüzü öğrenecek ve evrendeki kusursuz düzene katkı sağlayacaktık. Asıl olay işte buradan sonra başlıyor."

"O günü hiç unutamıyorum, Meleğin evinde, altın koltuklara oturduk ve zihnimizi tamamen açtık. O anda bütün uzay ve zaman kavramlarını anlayabiliyorduk, hatta yaşıyorduk. Melek hiç anlamadığımız bir dilde bir şeyler mırıldanırken sonunda bize dönmüş ve ellerimizi tutmuştu.
'Leeteuk'un büyük kızı Irene, sen gücünü aydan alıyorsun.' Irene'in gözleri o an heyecanla parlamıştı. Sonra sıra bana gelmişti.
'Leeteuk'un kızı Seulgi, sen gücünü güneşten alıyorsun.' Babamın bize gururla bakışını hala aklımdan çıkaramıyorum. Melek bundan sonraki süreçte vereceğimiz kararların ve yapacaklarımızın her zaman iyiden yana olmasını diledikten sonra hep beraber eve dönmüş ve bir kutlama yemeği yemiştik."

"Ben ilk kez güneşi batırıp Irene ayı yükselttiğinde herkes uyumak için odalarına çekilmişti. İlerleyen saatlerde şiddetli bir gürültüye uyandım. Koşarak merdivenleri indiğimde gördüklerime inanamamıştım. Irene babama ölesiye saldırıyor, babamsa kendini savunmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu. Geldiğimi gördüğünde babamı bırakıp bu sefer bana yönelmişti. Onu... Onu daha önce hiç bu şekilde görmemiştim. Ağlamaktan gözleri şişmiş, makyajı yanaklarına akmıştı. Saçları karmakarışık ve elbisesi darmadağınıktı."

"Söyledikleri ise kalbimi bir bıçak gibi delip geçmişti.
'Senin doğmaman gerekiyordu! Yıllardır anne dediğim insan aslında bir yabancıdan ibaret değilmiş!' İlk başta dediklerini anlayamamıştım.
'Orada duran adam sırf kendi çıkarları yüzünden annemin evrenin bir ucuna gitmesine sebep olmuş ve senin annen sırf onun işine geliyor diye onunla evlenmiş! Sen sadece çıkar ilişkisinin ürünüsün, başka hiçbir şey değil!' Gözlerimden yaşlar akarken babama dönüp söylediklerinin gerçek olup olmadığını sordum. Yapabildiği tek şey kafasını sallamaktı, ne bir özür ne de bir açıklama... Gözlerinde tek bir hüzün kırıntısı bile yoktu."

Regio || ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin