Gördüklerinizden daha çok korktuğunuz bir şey varsa göremediklerimiz dir. Alışık olmadığımız alemler olduğunu bildiğim halde onlardan birinin musallat olduğu beni yine de çok şaşırtıyor hem de korkutuyordu.
O sesle irkilmiştim etrafıma bakmaya başlamıştım. Ama kimseyi göremiyordum görememiş olmam beni daha da korkutuyordu. Kimdi bu ne istiyordu benden bana neden kaderim diyordu. Bu düşünceler altında iyiden iyiye korkmuştum. Ellerim zangır zangır titremeye başlamıştı.Terliyordum takatim kalmamıştı bacaklarım artık beni taşıyamayacak duruma gelmişti. Zaman geçmeye devam ediyordu uykuya daha fazla dayanamayıp uyumuştum.
Gözlerimi araladığımda saat gece 04.23 tü uyumaya çalıştım ama başaramadım. galiba artık uyuyamazdım. Kalktım su içmek için mutfağa doğru gidecektim. Annemin odasından yine sesler gelmeye başlamıştı. Demiştim ya meraklı biriyim diye işte ben böyleyim. Yine merak etmiştim. Odaya doğru ilerliyordum. Yine korkmaya başlamıştım o siyah gölgeyi tekrar görür müydüm ? acaba diye tedirgin olmuştum.Kapıyı yavaşça açtım annemin üzerinde yine o torba elinde bir kitap önünde bir tas bulunuyordu. Anlamadığım bir şeyler okuyor aynaya duvarlara anlamadığım yazılar yazıyordu.Annemin ne yaptığına bir türlü anlam verememiştim. Tam o sıra Efe'nin kapısı açılmıştı hemen o tarafa doğru yöneldim. Efe beni farketmişti.
- Abla
- Efendim ablacım
- Ne yapıyorsun orda
- Hiç bir şey ablacım su içmeye kalktım annem seslendiğini sandım bakmaya gitmiştim ama yanlış duymuşum.
- Sen neden uyumadın bakalım
- Tuvaletim geldi onun için kalktım.
Efe lavaboya giderken bende su içmeye gittim. Ama aklımdan çıkmayan bir soru ile cebelleşiyordum. Annemin elindeki o kitap neyin nesi idi sürekli o kitabı okuyor bir şeyler yazıyordu. Biliyorum bilmemem gereken şeylerdi ama merak hissi en üst seviyelere ulaşmıştı. Bu düşünceler ile odama gelmişim farkında bile değilim. Kafamı yastığa koydum ama uyumak bir kenara gözlerimi bile kapatamıyor sürekli annemin o halini kitabı düşünüyor bir anlam vermeye çalışıyordum. Taki alarm sesine kadar öyle dalmışım ki düşüncelere saat 06:00 olmuş. Kalkıp kahvaltıyı hazırlasam iyi olacaktı. Mutfağa doğru gittim kapıyı açacağım sırada burcunun kapısı açılmıştı. Bugün herkeste ya uyuyamıyor yada erken uyuyor herhalde burcu bana dönerek:
- Oooo Ezra hanım erkenciyiz bugün hayırdır hangi dağda kurt öldü.
Haklıydı asla bu kadar erken uyanamazdım. Hatta kalkmamak için bile binbir türlü bahane mızmızlık yaparım. Burcu'ya dönerek;
- Sanane kız keyfimin kahyası mısın ?
Burcu gülerek mutfağa doğru ilerledi. Bende arkasından onu takip ettim.Beraber sofrayı hazırladık her şey tamamdı ama sıra ev ahalisini kaldırmaya gelmişti. Annemi çağırmak aklıma geldi ama kesinlikle onun odasından korkuyordum Burcu'ya dönüp;
- Ben Efe'yi kaldırmaya gidiyorum sen de annemi kaldır. Dedim.
- Tamam olur. Dedi
Efe'yi kaldırmak için odasına doğru ilerledim. odasına girdiğimde onun o hali beni güldürmüştü. Bizim Efe çok değişik yatar eli bir yerde bacağı bir yerde şekil şekil türlerde yatar ha yorgana gelirsek o 1 2 metre uzakta olur . Efe'ye seslenerek;
- Efe ablacım uyan hadi kahvaltı yapacağız.
- Ben aç değilim abla biraz daha uyuyayım.
Eminim aç değildir. Benim bahanelerimin bana satmaya çalıştığının farkında değil herhalde :)
- Efe ablacım bana yutturamazsın. Benim bahanemi bana satmaya çalışma istersen.
Efe birden bana doğru dönerek;
- Ezra abla sen misin ? Senide mi kaybettik ya ?
hahahhaha gerçekten çok şaşırmışa benziyordu. Herkes erken kalktığımı düşünüyordu. Efe'ye dönerek;
Aynen ablacım hiç sorma beni de bozdular sonunda. Dedim gülerek.
Efe ile ikimizi gülme tuttu bir an.
- Tamam kalkıyorum kurtulamayacağım senden belli.
Kendimden örnek vermem işi kolaylaştırmıştı. Odadan çıktım mutfağa doğru gittim.Annem kardeşim gelmiş bile oturmuş bizi bekliyorlardı Annem bana dönerek;
- Efe uyandımı kızım. Dedi
- Evet uyandı hemde çok kolay uyandı.
Herkes birden bana şaşkın şaşkın bakmaya başlamıştıç Haklılardı ben ve Efe ailenin en mızmızcı kişisiydik ve birimiz erken uyanmış diğerimizde uğraştırmadan uyanmıştı. Şuan ben bile şaşırdım. Burcu hemen ortaya atladı.
- Onu nasıl başardın kız beni hep uğraştırıyor.
- Nasıl olacak benim bahanelerimi bana satmaya çalıştı. Beni sen sandı dönüp baktı ki benim offlaya offflaya yatağından kalktı.
Hepimiz gülmeye başladık.
O sıra Efe'de geldi bize şaşkın şaşkın bakıyordu neye güldüğümüzü anlamaya çalışıyordu.
- Ne oldu neden gülüyorsunuz ya bana da söyleyin bende güleyim.
- Sana gülüyoruz tatlım. Dedi Burcu
- Bana mı gülüyorsunuz. Diyerek bana kızgın suratıyla bakması hepimizi kahkahaya boğmuştu belli ki onun o halinden bahsettiğimi anlamıştı.
Bir an annemin sesiyle hepimiz ona doğru yöneldik.
- Kızlar ben bugün kapalı çarşıya gideceğim lezzan ablanızla buluşacağım. Eğer siz okuldan geldiğinizde ben gelmemiş isem yemeğinizi kesinlikle yiyecek Efe sende dişlerini kesinlikle fırçalıyacaksın tamam mı ?
Hepimiz tamam dercesine başımızı yukarı aşağı salladık. Daha sonra servisin sesini duyduk servise binmek için toparlanmaya başladık. Hepimiz kapıya doğru yönelmişken annem gizlice kolumdan tutup beni kendine yaklaştırarak;
- Fazla merak iyi değildir kızım hele ki haddin olmayan şeyleri merak etmek hiç iyi değildir.
Ona doğru baktım. Çok ciddi duruyordu tamam dercesine kafamı salladım. Kapıya doğru yöneldim ama 1 dakika önceki huzurum kaybolmuştu yine o gölge gelmişti aklıma annem farketmiş miydi acaba onu izlediğime neden öyle bir şey söylemişti ki haddim olmayan nelerdi. Yine aklımda bin bir türlü sorular ile dolmuştu kafam. Ve hep aklımda dolanan bir türlü çıkmayan gölgenin o sözü vardı
MERHABA KADERİM neden böyle söylemişti. Nasıl onun kaderi oluyordum. Yine eski halime geri dönmüştüm haydi hayırlısı.
Lütfen takip etmeyi ve yorum atmayı unutmayın. Görüşleriniz bizim için değerlidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİĞER YARIM - "ZOOARFİN"
HororFazla merak kötü demişti annem anlamamıştım. Taki o güne kadar işte o gün herşeyi daha iyi anlamıştım. Diğer yarım ile tanışana kadar. O gün bugündür hiç merak etmem.