Multi:Yamaç
Yamaç'tan
Okuldan eve gelmiş ve kendimi odama atmıştım. Fazla odasına kapanmayı seven biri olmadığım için annem hasta olduğumu sanıp dakika başı gelip ateşimin olup olmadığını kontrol ediyor, sonunda ateşim olmadığına ikna olunca da gidiyordu. Bir kaç dakika sonra geleceğinden yüzde yüz emindim.
Bu gün Galatasaray maçı vardı ve annem izlemeyeceğimi anladığında bana delirdin mi oğlum sen? bakışlarını atıp odamdan çıkmıştı. Çoğu erkekte olduğu gibi bende de ağır basan bir futbol tutkusu vardı.
Ellerimi ensemde birleştirip gözlerimi kapatmıştım ki sabah okulda olanlar bir bir gözümün önüne gelince gülümsedim. Samira'nın o kadar utanmasına bir anlam verememiş ve sadece gülmekle yetinmiştim. Tamam öğretmeni olabilirdim ama alt tarafı beni öpmüştü. Yani yanlışlıkla öpmüştü. Rehberlik dersinde de yüzüme bile bakmamış sürekli önündeki defteri karalamıştı.
Dudakları tenime değdiği an kaskatı kesilmiş ve unuttuğum duyguları yeniden yaşamıştım sanki. İçimdeki saklı şeyler yıllar sonra ortaya çıkıp etrafa saçılmış gibi hissediyordum... Kendime bir küfür savurup toparlanmak için hızlıca kafamı sağa sola salladım. Ne yaparsam yapayım yine gözümün önüne geliyordu.
Samira'nın değişik bir yapısı vardı ve her ne kadar istemesede insanların dikkatini üzerinde topluyordu. Özellikle de Devran'ın! Samira'nın tuhaf hareketleri vardı. İsmi gibi kendisi de garipti. Onu tanımlayacak tek kelime garipti sanırım. Bir öğrencimi diğer bir öğrencinden kıskanmam... Nasıl bir saçmalık bu böyle?
Samira'nın tatlı ve sevimli hali gözümün önüne gelince deli gibi sırıtmaya başladım. Kalbinin şifresi 1, 2, 3, 4 olan ergenler gibi hissediyordum kendimi. Şifremi bula bula bir öğrencim mi bulmuştu yani!?
Kendime bunu yakıştıramıyordum. Beynimin içinde defalarca aynı cümle yankılanıp duruyordu. Biri sanki beynime kazımak istercesine sürekli o senin öğrencin diyip duruyordu. Benim görevim onlara bir şeyler öğretmekti. Bense öğrencim hakkında saçma sapan şeyler düşünüyordum. Neymiş beni öptüğünde kaskatı kesilmişmişim de yok öyleymiş de yok böyleymiş de. Saçmalıyorum!
Umut, odama paldır küldür dalınca, saçma sapan düşüncelerimden sıyrılmış ve dik dik ona bakmaya başlamıştım. Koşarak yatağıma atlayıp yanıma oturdu. Birinin bu çocuğa odalara paldır küldür girileyemeyeceğini öğretmesi gerekiyordu. O biri de seve seve ben olacaktım.
"Abicim, sen niye savaşa gider gibi odama dalıyorsun? Son kez uyarıyorum seni. Bir daha odama dalarsan o çok sevdiğin sarı kırmızı ayının kafasını bedeninden ayıracağım. Anladın mı Umut?" dediğimde Umut kafasını aşağı yukarı sallayıp avucunu açtı ve bana gösterdi.
Avucunun içinde, üstünde Belhanda yazan bir bileklik vardı. Samira'nın bilekliği olduğunu belhanda yazısını görür görmez anlamıştım. Şu kızın bu adamdan ne istediğini gerçekten anlayamıyordum. Kafayı bu adamla bozmuştu. Hayır sapık mıdır nedir anlamadım ki? Kesin şu an Galatasaray maçınını izliyordur deli!
"Abi bu şenin mi?" diyen Umut'a bakıp kafamı olumsuz anlamda salladım ve konuşmaya başladım.
"Samira'nın bilekliği." deyip saçlarını okşadım. Umut anladım der gibi bana bakıyordu.
"Abi, Şamik biy daha bije geyecek mi?" diyen Umut, tatlı ve sorgulayan bakışlarını bana çevirmiş, cevap vermemi bekliyordu.
"Çok mu seviyorsun Samira'yı?" diye sorduğumda Umut her zaman yaptığı hareketi yaptı. Kollarını bağlayıp, dudaklarını büzdü ve kafasını hızla aşağı yukarı salladı. Sadece bir kez görmesine rağmen Samira'yı neden bu kadar sevdiğini anlamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISKANÇ ÖĞRETMENİM {Devam Ediyor}
Teen FictionBaşlangıç tarihi: 31.03.2019 " Hoop! Yavaş, çek ellerini. Bu gün benim günüm. İstediğim her şeyi yapacağım ve sen bana mâni olmayacaksın." "Şimdi gelelim asıl konuya. Telefonumu açmadın bu, bir." dedi ve alnıma bir öpücük kondurup devam etti. "Mes...