Evden çıkıp dışarıda yürümeye başlamıştı. Bir küçük kızı neden evine almıştı? Kendine hep şaşırıyordu.
"Kalbim önceden öfke ile atarken şimdi nasıl böyle yumuşak?"
Karşısında aniden beliren Bahar'a bakmıştı.
"Hayır, bu gerçek değil. O evde kaldı. Evde..."
Kemikli ve damarları beliren elleriyle başını iki yandan kavradı.
"Bu kadarı fazla!"
Dövüşmek ve bu düşünceleri bir kenara bırakmak, odaklanmak için kulübe gitmişti.
Ve Oğuz ilk kez karşısındakinden dayak yemişti. Çünkü dövüştüğü kişiyi Bahar olarak görmüş ve ona zarar vermek istememişti. O sevimli görünen, çocuksu görüşünü hoştu. İnsanı kendisine çeken bir havası vardı.
"Oğuz abi iyi misin? Neden hiçbir şey yapmadın?"
Oğuz kafesin içinde yatıyordu ve kendi kendine gülüyordu.
"Ah o lanet olası kız..."
Oğuz akşam eve geçmişti ve kapıda onu Bahar karşılamıştı.
"Ne oldu sana?"
Endişeli bir şekilde yaklaşmış ve merakla bakmıştı.
Oğuz onun için sıradan olan bu kanlı, yaralı görüntüyü merak eden ve bu yaralarla ilgilenen birinin olmasının verdiği şaşkınlık içindeydi.
"Her zamanki şey işte. Önemli değil."
Bahar onu zorla kanepeye oturtmuştu.
"Nasıl önemli değil? Sen dağıtan değil misin? Nasıl dağılan olabildin?"
Oğuz, Bahar'ın bakışlarında kaybolmuş gibiydi. İçi bir tuhaftı. Hayatın onca zorluğunu yaşamış biriydi ve hiç iyi bir şey olmayacak diye düşünürdü. Sevgi... Onun için imkansız ve denk gelinemez bir histi. Ama şimdi kalbinde hissettiği bu şey onun da insan olduğunu anlamasını sağlamıştı. Her ne kadar yaşam şekli öyle olmasa da...
Bahar yaralarına pansuman yaparken çok kibardı. Hayat ona da iyi davranmış sayılmazdı ama o, iyi davranıyordu. Yaşadıklarını başkalarından çıkarmıyordu.
"Sağol ufaklık..."
Bahar'ın başını okşamıştı.
"Bana ufaklık deme!"
Oğuz ayaklanmıştı. İlk defa birine karşı minnetini belli etmişti.
Gideceği sırada bu şekilde ısrarcı tavır sergileyen Bahar'ı korkutmak istemişti. Üzerine doğru yürüyerek yaklaşmıştı.
"Demem ama bu seni çevremde gördüğüm kadınlarla bir görmem demek olur."
Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırmıştı. Köşeye sıkıştığına mı şaşırıyordu yoksa bu dediğime mi?
"Nasıl yani?"
"Benim sağım solum belli olmaz diyorum. Seni ufaklık olarak görmezsem içimdeki arzularıma ansızın yenik düşerim. Anladın mı?"
Kendinden emin bir şekilde atılmış ve kanepede üzerine yaslanmış beni itiklemişti.
"Bir şey yaparsam seni gebertirim demiştim. Bak, ciddiyim. Zorlarsan şu an geldiğin halden daha kötü olursun."
Oğuz bu şekilde davranıp hızla uzaklaşan Bahar'a bakmıştı ve gülüyordu.
"Sence o zaman bunu önemser miyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRLİ GEÇMİŞ
Short StoryAcıların ve işkencelerin içinde yaşayan adam. Hayata nefretle bakıyor. Adam, artık en inanılmaz yerde yaşıyor. İntikamın gölgesinde. O soğuk, hissiz, pislik yerde yaşıyor. Kafes dövüşçüsü olarak... Amacı doğrultusunda yürüyebilecek ve hayatı yenebil...