Tam dört yıl geçmişti. O hapishane hayatından kaçtığı günden, hayatın sahte kollarına kendini bıraktığı günden tam dört yıl geçmişti.
Bu dört yılında yanında olan iş arkadaşlarını geride bırakacak ve kirli işlerine başlayacaktı. Çok çalışmış ve sonunda isteklerine kavuşmuştu.
Kocaman bir villası vardı. Çevresine kurumdan kaçanları toplamıştı. Kim birine eziyet eder ve ezerse önce Oğuz onları bulacak ve buna pişman edecekti.
Birkaç yılın ardından her şeyini toplamıştı.
Geçtiği bir sokakta kavga eden ve resmen bu sırada kadına saldıran adamın birini görmüştü.
Hemen atılmış ve adamı yumruklamıştı.
"Kadının canını yaktığını görmüyor musun?! Adi köpek!"
Kadına bakmıştı.
"Neyiniz oluyor?"
Kadın korku ile cevap vermişti.
"Sev, sevgilim."
"Daha fazla dövmemi ister misiniz?"
Soruyordu çünkü kadının ters tepki vermesini istemiyordu.
"Bu yeterli. Daha sonra beni bulup zarar vermesin..."
Kadının korktuğu belliydi.
"Lan! Kadının yanına yaklaştığını duyarsam seni doğduğuna pişman ederim ve işimi asla yarım bırakmam! Duydun mu?!"
"Duydum... Rahat bırak beni."
Yerdeki adamın üzerinden kalkmıştı ve adam kaçarak uzaklaşmıştı.
"Ağabey numarayı verelim mi?"
"Verin. Bakın, eğer böyle bir durumla tekrar karşılaşır ve rahatsız edilirseniz arayın. Biz yanınıza geleceğiz."
Kadına karşı kibar davranıyordu.
"Teşekkür ederim..."
Oğuz, çok sık göstermediği gülüşünü sergilemiş ve uzaklaşmıştı.
Etrafta dolaşıp kendilerini ezenlere yardım eli uzatıyordu.
Gece de kafes dövüşü yapmak üzere gitmişti.
Birkaç gün sonra biriyle tanışmıştı. Kalbi intikam ateşi ile yanarken buna bir süreliğine ara vermişti.
"Oğuz, iyi misin?"
Oğuz kendini güçsüz hissediyordu. Birini sevmek güçsüzlüktü. Onu düşünüp kendini yemek, korumaya çalışmak...
"İyiyim. Şurada duran kızla tanışacağım."
Herkes şaşkın bir şekilde Oğuz'a bakıyordu.
"Oğuz yoksa..."
"Kes sesini!"
Kızın yanına yaklaşmıştı.
"Merhaba..."
Sert görünüyordu ama sesi bu kıza karşı aşırı yumuşaktı.
"Merhaba. Tanışıyor muyuz?"
"Tanışabilir miyiz?"
Kız gülmüştü.
"Sanırım tanıdığım insanlardan daha kötü olamazsın. Adım Bahar. Senin adın ne?"
"Oğuz."
Kız gülümsemişti ve Oğuz kalbini bu kızın ellerine bırakıvermişti.
"Memnun oldum. Kaç yaşındasın?"
"22. Sen kaç yaşındasın?"
Bahar şaşırmıştı.
"Ben daha 19 yaşındayım."
Oğuz gülmüştü.
"Bundan daha küçük gösteriyorsun."
Bahar kızmıştı.
"Yaa. Öyle deme. Benim büyük olup korku salmam lazım. Böyle şirin olamam! Bu arada okuyor musun?"
"Hayır, çalışıyorum."
Bahar anladığını belli edercesine başını sallamıştı.
"Kalacak bir yerin var mı?"
Oğuz'a bakmıştı.
"Elimdeki çantalara bakılırsa yok."
"Ne zamandır dışarıdasın?"
Bahar kol saatine bakarak hesaplamıştı.
"Beş saattir. Okulun yurdundan atıldım."
"Neden?"
Başını öne eğmişti.
"Kızın biri benimle uğraşıyordu. Ben de ona gününü gösterdim. Bu suç mu? Ben sadece kendimi korudum."
Oğuz, Bahar'ın başına dokunmuştu.
"İyi yapmışsın. Bunun için üzülme. Eğer istersen... Benim büyük bir evim var orada kalabilirsin. Ne dersin?"
"Kötü bir şey yapma düşüncelerin yok, değil mi?"
"Tabii ki yok."
"Sert bir mizacın var ama nedense sesin huzur veriyor. Bu, sana kolay inanmamı sağlıyor."
Oğuz gülmüştü.
"İlk defa bir şeye yaramış oldu."
"Seninle geleceğim ama unutma her ne kadar sana inanmış olsam da bir şey yapmaya kalktığın an seni gebertirim."
"Tamam. Beni takip et."
Oğuz, cebinden telefonunu çıkarmıştı.
"Şimdilik ortalıkta gözükmeyin. Kız korkmasın. Siz işinize devam edin."
Araba ile gittikleri villaya Bahar şaşkınlıkla bakıyordu.
"Voo! Kocaman..."
İçeri geçmişlerdi.
"İstediğin yerde kalabilirsin."
Bahar odaları turlamaya başlamıştı.
"Burası!"
Oğuz'a bakıyordu.
"Burası benim odam."
"Ah, anladım."
Oğuz kendine şaşırıyordu.
"İstiyorsan sen kalabilirsin."
Bahar, eğdiği başını kaldırmıştı.
"Yok, o kadar değil. Sonuçta burası senin evin."
Odadan çıkmış ve Oğuz'un odasının yanındaki odaya alıcı gözle bakmıştı.
"Burası."
Oğuz gülmüştü.
"Senindir."
Bahar sevinçle zıplıyor ve yatağa atılıyordu.
"Burada yalnız kalmıyorum. Arkadaşlarım da kalıyor. Yani onları görünce korkma."
"Kız arkadaşların mı?"
Oğuz arkasını dönüp Bahar'a bakmıştı.
"Hepsi erkek. Buraya getirdiğim tek kız sensin. Ha, erkekler diye endişelenme. Kimse sana bir şey yapma niyetinde değil. Zaten küçüksün."
"Yaa!"
Bahar, odasında gördüğü terliği Oğuz'a doğru fırlatmıştı. Oğuz ise arkası dönükken kafasına doğru gelen terliği tek hamlede yakalamıştı.
"Görüşürüz, ufaklık."
Oğuz evden çıkmış ve işlerini halletmeye başlamıştı. Gece de dövüşe gitmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/70578736-288-k253035.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRLİ GEÇMİŞ
Krótkie OpowiadaniaAcıların ve işkencelerin içinde yaşayan adam. Hayata nefretle bakıyor. Adam, artık en inanılmaz yerde yaşıyor. İntikamın gölgesinde. O soğuk, hissiz, pislik yerde yaşıyor. Kafes dövüşçüsü olarak... Amacı doğrultusunda yürüyebilecek ve hayatı yenebil...