Bölüm 1

48.2K 816 278
                                    

Multimedya; Sude Taner

"Bu korkunu yenebilmek için evlenmen gerekiyor Sude."

Doktor yine açmıştı ağzını, yummuştu gözünü. Her tedaviye gelişin de aynı şeyleri zırvalıyıp duruyordu!

Evlenmen gerek Sude!

Evlenmeden kurtulamazsın bu korkundan Sude!

Başka bir çaren yok Sude!

Erkeklere olan korkunu başka türlü yenemezsin Sude!

Bezmişti artık Sude bunları duymaktan. O da biliyordu evlenmekten başka bir çaresi olmadığını ama yapamıyordu işte! Korkuyordu! En çokta güvenemiyordu!

Görücüye gelen o kadar kişiden bir tanesi bile ona güven vermemişti. Ya da Sude o güveni hissedememişti, bilemiyordu! Hiç birini istememiş, geri çevirmişti bu yüzden. Güvenebileceği biri çıksaydı karşısına evlenecekti. Ama çıkmamıştı!

Sude yine çaresiz bir şekilde hastaneden ayrıldı. Ne yapacaktı bilmiyordu. Yoldan geçerken yanlışlıkla bir erkeğin kolu koluna deyse, iğreniyor, vücudu titriyordu korkudan.

Başında ki şalını düzeltti ve yere bakarak yürümeye devam etti. Karşıdan gelen erkeği farkettiğinde sola kaçmış, oradan gelen erkeği farkettiğinde sağa kaçmıştı. Yine gelen bir erkeğe çarpamamak için son anda kurtarmıştı kendini. Sanki gıcıklık yapar gibi, Sude nerede yürüyorsa bütün erkekler de orada yürüyordu!

Sude böyle hissediyordu!

Hızlı hızlı nefes alıp verirken, yürümeye devam etti ve başını arkaya çevirip az önce ona çarpacak olan adama baktı, gözlerini kısıp.

Ulan birde hiç birşey olmamış gibi yürümeye devam ediyor. İnsan önüne bakar önüne! Neredeyse bana çarp-

Sude kendi içinde adama saydırırken önüne bakmadığı için başka bir adama çarpmıştı. Bu genç yakışıklı adam Sude düşmesin diye belinden sıkıca kavramış, şaşkın gözlerle ona bakıyordu, hatta hayran hayran.

Sude'nin de pek bir farkı yoktu ondan. Tek fark; yine korkmuş, titremeye başlamıştı. Hızla ellerini adamın göğüsüne koyup itmeye başladı.

"Bırak beni!"

"Dur düşeceksin!"

"Bırak dedim sana!" Diyip son gücüyle itti adamı ve yere düştü. Sert görünümüyle adam, Sude'ye elini uzatmıştı. Sude adamın uzattığı eline bakıp başını sağa sola salladı.

"Kendim kalkabilirim. Teşekkürler." Diyip ayağa kalktı ve düşen çantasını da omzuna takıp yürümeye başladı.

Genç adam bir süre Sude'nin arkasından baktı şaşkınca. Sonra içten içe konuştu.

Noluyor lan!

*

"Sude hadi gidelim bir an önce, yapalım şu alışverişi." Dedi Sude'nin abisi Vedat. Aracına doğru yürümeye başladı.

"Tamam abi, geliyorum." Sude hızla ceketini giyip çantasını da aldı ve abisinin aracına atladı. Abisi aracını çalıştırıp yola koyuldu.

"Ne ne alınacak?"

"Ya işte, liste yaptım ben. Önce markete uğrarız, sonra da manava." Abisi başını salladı. Vedat'ın küçük bir lokantası vardı. Sude de abisine yardım ediyordu. Temizlikti, yemekti, servisti derken çoğu işe el atıyordu Sude.

Bir süre sonra abisi aracını park ettiğinde, Sude arabadan inmeden dışarıya bakındı. Burada ne bir market ne de manav vardı. Bir kaç site binası, inşaat halindeki bir kaç bina ve satış ofisi vardı. Abisi arabadan indiğinde, ona baktı.

"Abi niye buraya geldik?" Abisi kardeşine bakmadan konuştu.

"Az bekle işim var." Sonra da kapıyı kapatıp satış ofisine doğru ilerledi. Sude dudaklarını büzüp abisinin arkasından bakındı. Sonra umursamaz bir tavırla omuzlarını silkti ve telefonuyla uğraşmaya başladı.

Vedat ofise girdiğin de iki korumadan biri elini omzuna koyup onu durdurdu.

"Patron, Vedat geldi."

"Al içeri." Koruma başını salladıktan sonra Vedat'ın üstünü aramaya başladı. Kollarını, belini, kalçasını, bacaklarını aradıktan sonra Vedat'ı bıraktı.

Vedat içeri girdiğinde, ceketinden bir miktar para çıkardı ve masanın üzerine koydu.

"Bu hafta bu kadar toplayabildim. Gerisini haftaya getiririm."

Aslan bey koltuğunda biraz daha yayıldı.

"Ya!.. öyle mi?" Diyip güldü ve başını yana çevirip, camdan dışarıya baktı. Arabanın içinde, geçen gün çarptığı kızı gördüğünde şaşırsa da belli etmeyip, adamlarından birine işaret edip yanına çağırdı. Adamı yanına gelip eğildiğinde kulağına yaklaştı ve Vedat'ın duymayacağı bir biçimde konuştu.

"Vedat'ın aracının içindeki kızı araştır. Nesi oluyor öğren." Adam başını sallayıp yanından ayrıldığın da, ayağa kalktı ve ellerini masaya dayayıp Vedat'a doğru eğildi.

"Sen beni salak mı sandın!"

"B-ben..."

"Ne anlaştık lan biz seninle! Parayı alırken iyi hoş! Ödemeye gelince, şu kadar topladım, bu kadar topladım! Salak mıyız lan biz!"

"Abi valla öderim, paran bende kalmaz!" Dedi korkuyla Vedat.

"Ödeyeceksin tabi lan!" Adamı yanına geldiğinde, çatık kaşlarını Vedat'a, kulağını dikkatle adamına dikti.

"Sude Taner. Yirmi dört yaşında. Lise mezunu. Vedat'ın kardeşi." Aslan, başını adamına çevirdi ve baktı.

"Bekar." Asıl istediği cevabı şimdi almıştı Aslan. Hafifçe başını eyip adamın gitmesine izin verdi. Belinde ki silahını çıkarıp tetiği çekti ve masanın üzerine koydu, sonra da koltuğuna oturup Vedat'ın ona attığı korkak bakışlarına baktı.

"Merak etme..." Dediğin de Vedat rahatlamıştı.

"Bir şekilde ödeyeceksin zaten borcunu." Vedat yutkunduğun da dudağının kenarı kıvrılmıştı Aslan'ın.

"Beni öldürecek misin?!"

"Düşünmedim değil."

Vedat tekrar yutkunduğun da, Aslan başını cama çevirip Sude'ye baktı.

"Bi kız kardeşin olduğunu duydum." Dedikten sonra başını tekrar Vedat'a çevirdi.

"Sude'yi benimle evlendireceksin! Aksi takdirde cesedini hiç kimsenin bulamayacağı bir yere atarım!" Vedat irkilerek bir kaç adım geriye gittiğinde, Aslan koltuğunda biraz daha yayıldı.

"Unutma! Ya canın, ya da kardeşin."

TEFECİ (Zoraki Evlilik) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin