Bölüm 2

24.5K 684 101
                                    

Multimedya; Aslan Demir

Sude odasından çıkıp, abisine yarın lokantaya geç geleceğini söylemek için, abisinin odasına ilerledi. Tam kapıyı tıklatıp içeriye gireceği sırada, abisiyle yengesinin konuşmasını duydu.

"Sude'yle evlenmek isteyen biri var."

"Sude'nin isteyeceğini pek sanmıyorum Vedat." Dedi yengesi.

"Umrumda değil! Adam yarın gelecek!"

"Ya Sude istemezse. Kızı zorla evlendirecek değiliz ya."

"İsteyecek! Anladın mı? Ne yap, ne et ikna et onu! Zorla ya da değil! Evlenecek o adamla!" Sude duyduklarının etkisiyle dondu kaldı. Hızlı hızlı nefes alıp verirken, geriye doğru bir kaç adım attı. Gözleri dolmaya başladığında, hızlı ama sessiz adımlarla odasına doğru yürüdü ve içeri girip kapıyı yavaşça kapattı. Yatağının ortasında bağdaş oturup ağlamaya başladı.

Bu arada abisi ve yengesi konuşmaya devam ediyordu.

"Ölmek istemiyorum anladın mı beni! O adam Sude'yle evlenemezse beni öldürecek!"

"Kim?!"

"Aslan bey!"

"Kim o adam?!"

"Lokanta için çektiğim para varya! Ben onu bankadan çekmedim, yani banka bana istediğim parayı vermedi, bende tefeciye gittim. O da getirdiğim taksidi az bulunca... Olan oldu."

"N'aptın sen Vedat!"

"Bırak ne yaptığımı falan şimdi! Git kızı ikna et!"

"Umarım kızın başını yakmıyorsundur Vedat! Yoksa ben bile seni affetmem!"

Sude elinin tersiyle gözlerini sildi ve burnunu çekti.

Demek zorla da olsa evlendireceksin abi! O kadar mı bıktın benden! O kadar mı sevmiyorsun yani?! Ama yok ya, benim abim beni zorla evlendirecek değil ya. Kesin birşey var bu işin içinde! Yakında kokusu çıkar ama neyse. Hem zaten yaşında geldi Sude, daha neyi bekliyorsun ki! Artık sokaklarda, alışveriş merkezlerinde, yürüyüş yollarında korkarak gezmenin sonu gelmedi mi sence de? Evlende kurtul!

Sude kendi içinde savaşırken, yengesi Esra gelip kapıyı tıklattı. Sude son kez gözlerini silip, elleriyle gözlerine yelpaze yapıp gözlerinin kurumasını bekledi ve yutkundu.

"Gel." Yengesi kapıyı açıp kafasını içeriye doğru uzattı.

"Müsait miydin gülüm?" Diye sordu gülümseyerek. Sude de gülümseyip başını salladı. Yengesini çok seviyordu Sude. Öyle tatlı dilli, öyle iyi insandı ki, Sude o ne isterse yapardı. Biliyordu ki yengesi de abisinin bulduğu görücüyü konuşmak için gelmişti. Eğer o konuşmaları duymasaydı, yine de kabul ederdi çünkü yengesi hiç bir şekilde onu evlilik için zorlamazdı. Tıpkı babası gibi.

Yengesi gelip Sude'nin yanına oturdu.

"Seninle evlenmek isteyen biri varmış canım." Sude yutkunup başını eydi. Yengesi elini sırtına koyup sıvazladı.

"Eğer sende istersen, yarın gelecek. İstemiyorsan hemen geri çevire-"

"İstiyorum yenge, gelebilir." Dedi Sude parmaklarıyla oynayıp.

"Emin misin gülüm, bak eğer istemiyorsan geri çevirelim. Evlenmek zorunda değilsin." Sude dudaklarını birbirine bastırdı ve başını salladı yavaşça.

Zorundayım!

"İstiyorum yenge." Yengesi derin bir nefes aldı.

"Peki canım sen nasıl istersen. İyi geceler." Diyip yanından ayrıldı. Kapıyı da yavaşça kapatıp odasına girdi Esra.

"Noldu ikna edebildin mi?!" Dedi Vedat heyecanla. Esra kaşlarını çattı, hiç birşey söylemeden yatağına girdi ve Vedat'a sırtını döndü. Vedat bir süre karısına baktı şaşkınca. Çünkü karısı yedi yıllık evliliği süresince ona hiç sırtını dönerek yatmamıştı yatağa.

"Birşey söylesene!" Karısı derin bir nefes aldı.

"Beni de bu işe alet ettin. Umarım Sude mutlu olur! Yoksa seni ömrüm boyunca affetmem Vedat! Ne yaparsan yap affetmem!"

Vedat karısının beline sarılıp gülümsedi. Keyfi yerine gelmişti çünkü karısının böyle demesi; Sude'nin bu evliliği kabul ettiği anlamına geliyordu.

Esra, dudaklarını birbirine bastırdı ve gözlerini sımsıkı yumdu. Ama şakağına doğru akan bir damla yaşa engel olamadı.

*

Sabah olmuştu ama Sude bir türlü uyuyamamıştı. Oysaki uykuya düşkün bir insandı. Ama sabaha kadar çok düşünmüştü bu konuyu, o yüzden uyku tutmamıştı onu. Yataktan kalktı ve banyoya girdi. Çıktığın da abisi de odadan çıkıyordu.

"Günaydın Sude. Bugün lokantaya gelmene gerek yok. Sen işlerini hallet." Diyip banyoya girdi. Sude gözlerini kapatıp başını salladı yavaşça.

"Tamam abi."

*

Sude, yengesi ile beraber evi temizliyip yemekleri hazırlamış, şimdi ise odasına geçmişti. Giyeceği kıyafetleri ayarlayıp, yatağın üzerine oturdu. Derin bir nefes alıp üzerindekileri çıkardı ve kirli sepetine atıp, bu akşam için ayarladığı kıyafetleri giydi. Şalını da yapıp odasından çıktı. Tam mutfağa, yengesinin yanına gideceği sırada zil çalmıştı. Yengesi mutfaktan çıkıp;

"Sanırım geldi.!" Dedi ellerini havluyla kurulayıp. Sude, heyecandan ve sitrezden elleri titremeye başlamıştı.

Niye pat diye geliyorsun ki sanki! İnsan haber verir! Diye düşündü. Sonra kendi kendine söylendi.

Bendeki de soru! Niye haber versin ki! Zaten biliyoruz geleceğini!

Yengesi kolunu dürtüp kapıyı açmasını söylemişti. Sude şaşkınca baktı yengesine.

"Ben mi açıcam kapıyı ya!?" Yengesi başını salladığın da derin bir nefes aldı. Yutkunup, elini kapının koluna götürüp yavaşça açtı.

Aslan, bir elinde buket diğer elinde tatlısıyla, kaşları çatık bir şekilde bekliyordu. Tâki açılan kapının ardından Sude çıkana kadar...

Aslan'ın kaşları gevşemişti Sude'yi gördüğün de. Adeta zaman durmuştu onun gözlerine bakarken...

Sude de Aslan'ın gözlerine baktı.

Ben bu gözleri bir yerden tanıyorum ama... Diye düşündü Sude. Yengesi yine kolundan dürtmüştü onu Aslan'ı içeri alması için.

O sırada oturma odasından Sude'nin babası Sadık bey çıkmış, şaşkınca kapıda elinde çiçek ve tatlıyla bekleyen adama bakmıştı. Sonra kaşlarını çattı ve sordu.

"Kim bu adam?!" Sude babasının sesiyle irkildi ve arkasını dönüp babasına baktı korkuyla. Çünkü babasının haberi yoktu böyle bir şeyden.!

TEFECİ (Zoraki Evlilik) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin