Elevator - 13

331 50 108
                                    

Gece saat 02:00

Yatağına yerleşmiş, çoktan uykunun kollarına kendini bırakarak düşler gören genç kız; kulağına gelen garip sesle uyandı.

Yavaş yavaş açtığı gözleriyle etrafa bakınıp sesin nerden geldiğini ve neden geldiğini anlamaya çalıştı.

"Bu ses de ne böyle?"

Tavandan gelen tıkırdamalar çoğalınca korkup oturur pozisyona geldi ve dinlemeye devam etti.

"Çatı katında bir şey var. Acaba..."

Üstünden örtüyü atarak ayağa kalktı ve ışığını yaktı.

Işığı yakmasıyla sesler kesilmişti. Bu yüzden ışığı söndürüp sesin bir daha gelmesini bekledi.

Birkaç dakika sonra beklediği şey oldu. Tıkırtılar ordan oraya devam ediyordu.

Yatağına yaklaşıp komidinin üzerindeki mumluğu ve telefonu alarak odadan çıktı. Daire kapısına gelerek yavaşça araladığı kapısından koridora bakındı.

Asansör çalışmıyordu ama çalışmazken bile ekranına yazı getirmesi, Min Jae'yi, onu nasıl görmeden yukarıya çıkacağı konusunda düşündürmüştü.

"Eğer yukarıdaki sesi çıkaran sensen, asansörü çalıştıramazsın değil mi? Ama ya yerin yukarısıysa? Yani ya ikamet ettiğin yer tam üstümse? Ah... Gece gece bir insan neden uyumaz?"

Kendine güven takıp cürret ederek koridora çıktı. Parmak uçlarında yavaş adımlarla asansörün yanındaki kapının önüne geldi. Bu kapı, merdivenin olduğu kısımdaydı ve çatı katına buradan çıkılacağı bariz bir şekilde ortadaydı.

"Anahtar olmadan seni nasıl açacağım?"

Bu düşüncesine karşın, bir ihtimal kilitli değildir diye elini götürdüğü kapı kolunu aşağı indirdi.

Evet, kapı kilitli değildi ve açılmıştı.

"Cidden mi? Tüm sırların ve değişik olaylarının ardından bu kapı böyle açık mı? Burada bir şey saklıyor olamazsın."

Burada olabileceği düşüncesi aklından çıkmıştı ama gelen sesin kaynağını da merak ediyordu. Bu yüzden araladığı kapıyı tamamiyle açarak merdivenlerden yukarı çıktı.

Çatı katına geldiğinde olması gerektiği gibi her yer karanlıktı. Basabileceği bir ışık düğmesi bulup etrafı aydınlatmak istemişti ama görüş alanına giren bir şey yoktu.
Telefonunun flaşını açarak etrafa korkuyla bakındı.

İleride bir kutu görmüştü ve kutunun içinde kırmaşan birkaç küçük şey...

Duvara tekrar bakındığında nihayet ışık düğmesi bulmuş, basarak etrafı aydınlatmıştı.

Gördüğü kutuya bakışlarını çevrirerek ne olduğuna yakından bakmak için yaklaştığında, kutudakilerin kedi yavrusu olduklarını gördü.

"Ne? Cidden bu gürültüleri çıkaran siz miydiniz? Ah... Ama siz çok tatlısınız."

Yere çömelerek kutudaki kedi yavrularını sevmeye başladı.

"Anneniz nerde sizin?"

Bu soruyu sormasının ardından miyavlayarak yavrularının yanına gelen ve Min Jae'den yavrularını korumaya çalışan anne kendi gelmişti.

"Ah, demek anneleri sensin."

Kedinin boynunda bir tasma vardı ve tasmaya sıkıştırılmış bir zarf...

"Ah, boynundaki zarf da ne? İznin olursa alabilir miyim?"

Elindeki mumluğu yere koyup elini kedinin boynuna uzatarak tasmasındaki zarfı aldı ve açarak içinde ne olduğunu baktı. Bir resim ve bir not vardı.

Notta:
Ne kadar şirinler değil mi? Sen seversin kedileri. Küçükken sahiplendiğin Mırmır kadar olmasa da, diğerlerini de seversin.

"Ne? Onu da mı biliyorsun?"

Sonra resme baktı.
Resimde; küçük bir kızın, gri ve beyaz karışımı tüyleri olan bir kediyi sevdiği vardı. Yanında da bir erkek çocuğu, onları izliyordu. Çocuğun elinde, bir tasma vardı. Min Jae'nin kedisi Mırmır'ın tasmasına benzeyen bir tasma...

"Bu... Bu Mırmır mı? Tasma..."

Kafasını kaldırıp anne kediye baktığında, Mırmır'ın tasmasının olduğunu gördü.

"Mırmır..."

Min Jae kedisi Mırmır'ı, elinden kaçması ve birden gelen arabanın altında kalmasıyla kaybetmişti. Tasmasını ise gördükçe hatırlamamak için atmak istemişti ama bir kişi buna engel olmuştu ve tasmayı o kişi almıştı.

"Bunu nerden buldun? Ondan çaldın mı ya da ona zarar vererek mi aldın?"

Ayağa kalkarak not ve resimle beraber oradan çıktı ve asansörün karşısına geçti.

"Hey! Uyanıksın biliyorum, uyuyor olsan bu notu kedi yoluyla bana göndertmezdin. Kedinin boynundaki tasmayı nerden buldun? Sana vereceğini sanmıyorum, ona zarar mı verdin? Jimin... Jimin'e ne yaptın?"

Asansörden tepki gelmemişti, bunun üzerine bağırarak konuştu,
"SÖYLE, ONA N'APTIN?"

Asansör biraz daha sessiz kaldıktan sonra çalıştı ve kapısını açtı. Daha sonra ekranına yazı yansıttı,

'Bin, sana her şeyi anlatmamı istiyorsan bin'

Kız öylece baka kalmıştı. Aklındaki sorulara cevap arıyordu ama asansöre binemezdi. Ne yapacaktı şimdi?

Elevator¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin