Eveeettt, öncelikle Kurban bayramınız kutluu olsunn <3 Yeni bölümü beğenirsiniz inşallah:)) iyi okumalar :*
Kaybolduğuma inanamıyorum. Ben nereye gittiğimi bilmez halde yürürken üstümdeki kıyafetler üşümeme neden oldu. Siyah bir şort, siyah yazılı bluz, ve siyah hırka. Tanrım lanet olasıca telefonda şarjı bitecek zamanı bulmuştu. Rüzgarın uğultusu bana eşlik ederken bir sokaktan daha döndüm, belki yolumu bulurum umuduyla. Peki sonuç? Yine sıfır. Sokak çok karanlık, lambaların çoğu yanmıyordu, yananlar ise gidip geliyordu. Bedenim ürperti ile sarsıldı. Nereye gelmiştim ben böyle. İleriden gülüşme sesleri geliyordu. Belkide bir yardımları olur diye yaklaştım fakat içen iki adam görmemle olduğum yere çivilendim. Bedenim titremeye başlamıştı. Onlara farkettirmeden ordan uzaklaşmayı düşünüyordum. Arkamı döndüm ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan gelen sesi duymamla kanımın donduğunu hissettim.
İçen Adam: Hey güzelim nereye bu kılıkla bakalım?
Arkamı dönmeden koşmaya başladım, ama arkamdan geldiklerini hissediyordum ve bu korkumu attırıyordu. Ben kendime sakin olmamı söylerken arkamdan gelen seslerle bu düşüncelerde hafızamdan siliniyordu. Bacaklarıma biraz daha yüklenirken, ciğerlerim patlayacak gibi hissediyordum. Koluma değen el durmamı sağladı ve bedenim bir duvara çarparken acı tüm bedenimi ele geçirdi. Acıyla inlememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Siyah saçlı ve kömür gözleri olan bir adam duruyordu. Ellerini başımın iki yanına birleştirmişti. Bedenini bedenime yaslamıştı ve hareket etmemi engelliyordu. Ellerimi göğsüne koyup itmeye çalıştım fakat yerinden kıpırdamadığını anladığımda korkum biraz daha arttı, ve bedenim titreme kırizine girdi. Adam ellerini bacaklarıma koydu ve okşamaya başladı. Bedenim nihayet bir tepki verdi ve çığlığı bastım. Kocaman elleri ağzımı kapatmasaydı belki biri duyardı.
İçen adam: Şşşhhh güzelim, sakin ol sadece eğleneceğiz., dedi adam.
Ona iğrenerk bakarken bana yapabileceklerini düşünmeye başladım. Gözlerimi dehşetle açtığımda igrenç gülümsemesi yüzüne yayıldı. Telefonu çaldığında biran gözlerini çevirdi ve bende bu fırsatı kullanıp kasıklarına tekmeyi geçirdim. İki büklüm olup yere yığılırken alev saçan gözlerine baktım ve son hızımla koşmaya başladım fakat önüme birinin çıkmasıyla birkaç adım geriledim. Bu ikinci adamdı, bir türlü kurtulamıyordum.
2. İçen adam: Yaramaz bir kızsın demek. Bu iyi, yaramaz kızları severim., dedi, ve muzipçe gülümseyip bana yaklaşmaya başladı. Yapacağı şeye asla izin vermezdim. Bir anlık cesaretle;
Duygu: Bana sakın yaklaşma!, diye bağırdım, ama hiçbir etkisi olmadı, aksine bana daha çok yaklaştı, ve beni duvarla arasına hapsetti.
Elleri bacaklarımı tutarken ona vurmaya çalışıyordum.
Duygu: İstemiyorum diyorum sana, anlamıyormusun hayvan herif !, dedim yeniden.
2. İçen adam: Anlamıyorum.,dedi adam alayla, ve arkadan gelen sesle ikimizde oraya döndük.
Mert: O zaman gerizekalısın.,dedi.
Bu Mert'ti ve onu görmemle rahatladım.
2. İçen adam: Kimsin lan sen !, dedi adam, ve Mert'e doğru yürümeye başladı.
Mert: Bu yumruğun sahibi.,dedi ve adamın suratına sert bir yumruk geçirdi.
Adamın kafası yana savrulurken bir an kendini toparladı, ve elini kaldırdı. Ama Mert buna fırsat vermeden dizini adamın karnına geçirdi. Adam yere yığılırken yeşil olan gözlerini bana çevirdi. Daha önce gözlerinin bu kadar yeşil olduğunu fark etmemiştim. Hızla yanıma gelip beni bileğimden tuttuğu gibi peşinden sürüklemeye başladı. Bileğimi o kadar sıkıyorduki moraracak sandım. Arabanın önüne gelince sürücü koltuğuna oturdu. Bende yan koltuğa oturdum. Gaza asıldı ve asfalt yolda tekerlekler çığlık attı. Elleri direksiyonu o kadar sıkı kavramıştıki parmak boğumları bembeyazdı. Çenesi kasılmıştı.
Mert: Orda ne halt ediyordun Duygu!, diye bağırdı.
Duygu: Sadece Melis'le zaman geçirdik işi çıktı ve bende eve tek dönebileceğimi söyledim., diye fısıldadım.
Ondan ciddi anlamda korkuyordum. O herşeyi alaya alan çocuk gitmiş, yerini sinirli bir adam almıştı. Birsüre konuşmadan sadece yolu izledik sonra sessizliği bozan o oldu.
Mert: Özürdilerim., dedi.
Sesini sakin tutmaya çalışıyordu fakat olduğunu pek sanmıyorum.
Duygu: Ne için?, dedim.
O mesaj olayı için olmasını umuyordum.
Mert: Sana bağırdığım için. Sen arkadaşımsın ve senin annene, sana gözkulak olacağıma dair söz verdim., dedi ve beni şaşırttı.
Duygu: Sözünü tutma., dedim.
Onla anlaşamıyorduk daha fazla aynı ortamda buluşmanın alemi yoktu.
Mert: Tam bir baş belasısın.
Duygu: değilim., dedim sinirle.
Mert: Evet öylesin öyle olmasan bu olay yaşanmazdı, ve ben seni kurtarmak zorunda kalmazdım.
Duygu: Eminim Aşkını her zaman bu durumdan kurtarıyorsundur. Ayrıca o benim aksime karşı bile çıkmıyordur., dedim.
Alev saçan yeşil gözlerini benim gözlerime dikti. Birsüre alevle yanan gözlerinin gözlerimi yakmasına izin verdim, ama sonra gözlerimi kaçırıp başımı cam'a yasladım ve kendimi uykuya teslim ettim.