Üzüntülü gün...

46 0 0
                                    

Uyandığımda Mert'in yatağının üstündeydim. Üzerimde dünkü giydigim kıyafetler vardı. Odaya beni Mert getirmişti sanırım. Ona teşekkür etmeyi düşünmüyordum. Heleki o olaydan sonra yüzünü görmek bile istemiyorum. Zaten iki güne kadar okulumuz açılıyor ve ben onu görmeyeceğim, çünkü eve gideceğim. Bu düşüncelerle yataktan kalkıp, banyoya ilerledim ve kapıyı kapattım. Elimi soğuk suya uzattım ve yüzüme ikikez su çarptım. Bu biraz rahatlamamı sağladı. Banyodan çıkıp yatak odasına ilerledim ve kapıyı kapatıp dolabı açtım. Mert'de bir süre kalacağım için giysi getirip dolaba koymuştum. Askılara göz attım. Hava sıcaktı bu yüzden üzerime kırmızı askılı, sıfır kol olan top'umu altına siyah bir şort giyinmiştim. Ayaklarımada beyaz converse'lerimi giydikten sonra telefonumu alıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtıktan sonra önüme çıkan Mert'i gördüm. Birden hemen bileğimden tutup içeri çekti.

Mert: Nereye gidiyorsun?

Duygu: Sana ne ?

Mert: Ne demek bana ne ?

Duygu: Sen ne anlarsan o. Hem sen ne hakla bana karışıyorsun? Git sen "Aşkın'ın" peşinden dolan!

Mert'in sinirlendiği belli oluyordu. Bana ateşle yanan gözleri ile baktı.

Mert: Sen gizli, gizli neden mesajlarıma bakıyorsun?

Duygu: Mesaj gelmişti bende baktım.

Mert: kızım, sen iyimisin?

Duygu: Gayet'de iyim !

Mert yüksek ve sinirli bir sesle;

Mert: Senin düşündüğün gibi de%il, tamammı? Benim bir sevgilim yok! O mesaj annemdendi!

Sinirli birşekilde kapıyı çarpıp evden çıktı. Bense şaşırmış ve dona kalmıştım. Ama neden bukadar sinirlendiki ?

-MERT- :

İnanmıyorum mesajlarımı okumuş! Onu ne kadar sevdigimi belli etmeye çalışıyorum ama anlamıyor! Onsuz yapamam. Ondan başkasını sevmem!  O başkasına aşık oldugumu düşünüyor. Ben onu seviyorum ya o beni ? Onun böyle düşündüğü sinirime gitmişdi. Ondan başkası yok! Olmaz ve olamaz! Kafamı dağıtmam gerekiyor. Arabamla bir Bar'ın önünde durdum. Bar'a girdim ve orada Barış'ı gördüm. Barış'ın yanına gidip, yanına oturdum.

Barış: Hangi Rüzgar attı seni buraya?

Mert: Hiç sorma. Hiç ama hiç havamda değilim.

Barış: Ne oldu yine ?

Mert: Önemli, değil boşver sen.

Barış: Yine Duygu'ylamı ilgili?

Mert: Evet, onu sevdiğimi bir türlü anlamıyor!

Barış: Her neyse gel benim eve gidelim, orada devam anlatırsın.

Kalkıp beraber Bar'dan çıktık ve Barış'ın evine gittik. Oturma odasına geçtik, ve ben kendimi koltuğa attım. Barış Mutfaktan iki şişe Bira'yla geldi. Bira'ları masanın üstüne koydu ve yanıma oturdu.

Barış: Anlat bakalım Mert efendi.

Mert: Birkaç gün önce, telefonuma mesaj geldiğinde açıp mesajıma bakmış. Ben annemin ismini "Aşkım" olarak kayıt etmiştim, onu gördügü için kendini birkaç gün odaya kilitledi, sonra bana trip attı; "git aşkının yanına!" Felan falan onu sevdiğimi farkında değil. Ama o beni seviyormu bilmiyorum.

Barış: Kız milleti böyle işte.

Mert: Neyse beni bırakta, seninle Melis'in arası nasıl?

Aşk Hayalleri ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin