Bölüm 20: Endişe

40.7K 1.9K 170
                                    

NOT: BEN GELDİM. VE TATİLE GİRMİŞ ŞEKİLDE GELDİM. DAHA DOĞRUSU ARTIK ÜNİVERSİTE MEZUNU OLARAK KARŞINIZDAYIM VE BOLCA BÖLÜM PAYLAŞMAYI UMUT EDİYORUM. İKİ BÖLÜM İLE GELDİM VE MEDYA DA KARŞINIZDA ARTIK SORUNSUZ BİR ŞEKİLDE MURAT VAR. İYİ OKUMALAR :)))

Hayat garipti. Gerçekten garip. Bazen size sunduğu şeylere, sizi getirdiği noktaya hayret ettirebiliyor. Bazen öyle şeyler hissettiriyor ki başınıza gelen olaylarda kendinizi çıkamayacağınız bir kuyuda, bir labirentte hissediyorsunuz. Ama öyle bir an geliyor; hissettiğiniz kuyunun aslında öyle bir kuyu olmadığını labirentin ise her yanı açık bir yol olduğunu gösteriyor. Rana da şu an öyle hissediyordu işte...

Efe ve Gamze'yi gönderdikten sonra Murat ve Rana birkaç gün daha otelde kalmışlardı. Gerçekten güzel geçmişti tatilleri. Birbirlerini biraz daha tanımışlardı. İkisi de mutluydu bu durumdan. Murat emindi artık bir şeyler oluyordu. Olmalıydı. Rana ise Tarık ile yaşadığı hayal kırıklığından sonra güvenemiyordu, korkuyordu.

Şu an arabayı kullanan Murat'ı izliyordu ve kendi kendine gülümsüyordu. Ve aklına doğruluk cesaret oynarken Murat'ın kazasıyla ilgili olan sohbet geldi. Merak etmişti ve müsait oldukları ilk an bu konuyu açmayı tekrar kendine hatırlattı.

Eve geldiklerin de evini özlediğini hissetti Rana. Fark etmese de benimsemişti demek ki.

"Özlemişim ya." Diyerek kendini koltuğa attı ve Murat da gelip aynı şekilde oturdu.

"İtiraf edeyim ben de özlemişim evimizi." Dedi son kelimeye bastırarak. Rana duymamıştı ama o sırada başını sallayış şeklinden anlamıştı. Gülerek karşılık verdi.

"O zaman şu eşyaları yerleştirelim. Çünkü hissediyorum eğer şu an bu işi yapmazsam bugün bir daha yapmam."

"O zaman yapma Ranacığım boşver." Dedi Murat iyice yayılarak.

"Sen de kalk. Kirlilerini seç Murat. Yıkamışken hepsini birlikte halledeyim." Dedi Rana ters bir şekilde bakıp. Murat ise kendi kendine gülüyordu.

"Tam bir klasik evli çift olduk değil mi?" Dediğin de Rana cevap vermedi. Göz devirdi ama içten içe gülme isteğini bastırıyordu. O sırada ikisi de merdivenleri çıkıp odalarının önüne gelmişlerdi. Murat ilerden konuştu.

"Kirlilerimi ayırıp birazdan kirli sepetine atarım Rana hanım."

"Teşekkürler Murat bey." Dedi Rana gülerek ve ikisi de aynı anda odalarının kapısını açtı. Bir adım attıkları an ikisi de oldukları yerde kalmışlardı. Rana hızla çıktı odadan.

"Muraaat!" Diye seslendi. Murat ise odayı gördüğü an ne olduğunu anlamıştı. Murat başını uzatmayınca Rana tekrar seslendi. "Odama ne olmuş benim." Dedi.

Rana'nın odasında ne yatağı vardı, ne dolabı ne makyaj masası. Hiçbiri yoktu. Koca bir kitaplık vardı, çalışma masası vardı. Küçük bir kahve sehpası ile iki küçük koltuk vardı.

Murat bir adım geri çıkıp başını Rana'ya uzatmıştı.

"Gel bak." Dedi kolunu uzatarak kendi odasına.

Murat'ın odası da aynı şekilde değişmişti. Yatağı değişmişti gardıropu değişmişti -daha büyüktü-. Ve makyaj masası gelmişti. Rana odayı gördüğünde Murat bir şey söylemeden o söyledi.

"Lale anne değil mi?"

"Kesinlikle. Tatile gittiğimiz gün başka odalarda kaldığımızdan şüphelendi bir kere. Senin odana bakayım." Dedi ve oraya gitti. "A benim annemlerde ki kitaplığımı getirmişler. Güzel olmuş." Dedi gülümseyerek.

SESSİZLİK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin