"Resmi olarak tanışmadık hiç. Ben Gamze." Dedi ve tanıştılar. Murat'a arkasını döndü ve bana onu beğendiğiyle ilgili bir şeyler söyledi. Umursamazca baksam da gerçekten yakışıklı göründüğünü inkar etmeyeceğim. Lale hanım oğluna bir şeyler anlatırken birden herkes kapıya döndü.
Murat;"Gel!" diye seslendi ve birden yüz ifadesi değişti.
Bende arkamı dönüp gelene baktığımda önce kapıdaki kişiyle göz göze geldik. Herkese sırayla baktı ve Murat'ı gördüğünde onun da yüz ifadesi değişti. Hızla Murat'a doğru yürüdü ve yakasından tuttu. Yaşadığım şaşkınlıkla ayağa kalktım. Lale hanım ve annem araya girmeye çalışırken Murat umursamazca bakıyordu ve odaya giren çocuğu ittirdi.
"Sen ne biçim bir adamsın?" dedi odaya giren çocuk Murat'ı omzundan ittirirken. Kırgın ve öfkeli şekilde Murat'a bakıyordu. "Çocukluk arkadaşıyız, bana nasıl haber vermezsin."
"Sakinleş biraz. Geç otur." Dedi Murat ve kravatını gevşetti. Çocuğu sandalyeye oturttu. Ama oturtması ile çocuğun kalkması bir oldu.
"Kaç gündür konuşuyoruz. Soruyorum sana ne var yok, değişiklik var mı hiç diye. Verdiğin cevap 'bildiğin gibi her şey aynı'. Bir geliyorum nikah kıymışsın, düğünün oluyor."
Murat öfkeli şekilde annesine döndü. Ama arkası dönük olduğu için ne söylediğini bilmiyordum. Odaya giren çocukta o tarafa yönelince dudağını okuyamadığımdan önüme döndüm. Gamze karşıma oturdu.
"Haklı. Ben olsam bende çok kızardım." Dediğinde omuz silktim. Murat'ı anlıyordum. Belki Gamze uzakta olsaydı bende haber vermezdim, anlatamazdım. Olan şeyler basit meseleler değildi.
"Lale hanım haber verip çağırmış." Dedi iyice bana yaklaşıp. Sonra hemen uzaklaştı ve o çocuk yanıma geldi.
"Merhaba ben Efe." Dedi elini uzatıp.
"Rana bende." Dedim ve elini sıktım.
"Öncelikle özür dilerim. Azcık gerginlik yarattım ama ben Murat'ın çocukluk arkadaşıyım."
"Az önce öğrendim evet." Dedim hafif tebessüm ederek. Ve herkes tekrar kapıya döndü. Bir çocuk başını uzatıp bir şeyler söyledi ve çıktı. Uzakta olduğu için dudaklarını okuyamamıştım.
"Ne olmuş?" dedim Gamze'ye.
"Her şey hazırmış sizin çıkmanızı bekliyorlar." Dedi.
"Nasıl, sen duymuyor musun?" dedi Efe kocaman açılmış gözleriyle. Gerçekten şuan hayrete düşmüş şekilde bakıyordu bana.
"Evet, duyamıyorum." Dedim.
"Şuan nasıl anlıyorsun?" dediğinde Murat omzuna vurdu. Bir şeyler söylüyordu Efe'ye ama ben Gamze'ye dönmüştüm. Birazdan içeri geçmemiz gerekiyordu ve ben çok heyecanlanmıştım. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Ellerim buz kesip, terlemeye başlamıştı.
"Çok gerginim, korkuyorum." Dediğimde annem ve Lale Hanım yanıma geldi.
"Biz içeri geçiyoruz sizde hemen hazırlanıp gelin." Dedi Lale Hanım ve dikkatle gözlerime baktı. "Sakin ol. Birazcık heyecan iyidir ama fazlası olmasın." Deyip koluma vurdu ve gitti.
Annem elimi tuttu ama yüzüne bakmayarak başımı çevirdim. Bir süre bakmamı bekledi ama bakmayınca ellerimi bırakarak oda odadan çıktı. Gamze'ye döndüğümde bana gülümsedi ve yanıma gelip elimi tuttu.
"Sakin ol. Sadece içeri girip dans edeceksiniz. Sonra geçip oturursun milleti izlersin bende yanına gelirim. Tamam mı?" dediğinde sadece başımı salladım. Çünkü ağzımı açıp konuşamayacak kadar heyecanlıydım. Bana sarıldı ve Efe ile birlikte salona geçtiler. Murat ile yalnız kalmıştık. O ayna karşısında üzerini düzeltirken bende son kez kendime baktım ve odadan çıktık. Bacaklarım titriyordu. Şuan nasıl ayakta durduğumu bilmiyordum. Kendimi o kadar savunmasız hissediyordum ki. Boşlukta gibiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK (TAMAMLANDI)
Romance"Eksiklerimiz kusurlarımız değildir." Ailem beni hep bunu söyleyerek büyütmüştü. Eksikleri olan insanları dışlamamayı, onları sevmeyi öğretmişlerdi. Ama neden bahsettikleri şey kendi başlarına gelince bana sahip çıkmamışlardı, yük olarak görmüşlerd...