Istanbul cinayet şubesinde üç ay soruşturmalar ile geçmişti. Ivan Nicolai konusunda polisler büyük bir soruşturma atlatmışlardı. Şimdiyse ellerinde meslek hayatlarına başladıkları zamandan itibaren gördükleri en büyük davaları vardı.
Istanbul içerisinde yerini sadece devletin üst makamlarının bildiği bir akıl hastanesinde büyük bir isyan çıkmıştı. Isyan bastırılmıştı ama içeriden gelen bilgiye göre hastalar çalışan personeli esir almıştı içlerinde 2 ölü vardı.
"Ayşe toplantı odasına geçin." Başkomiser Yiğit'in ağzından çıkan cümle odada soğuk havalar estirmişti.
"Başkomiserim?" Diye seslendi Batuhan.
"Pardon. Batuhan bizimkileri topla geçin toplantı odasına. En kısa zamanda çıkmalıyız."
"Emredersiniz."
Başkomiser Yiğit, Emire, Abdullah ve Batuhan toplantı odasında hazır olarak bekliyordu. Konuşmaya Yiğit başladı.
"Elimizde ne var?" Diye sordu.
"Başkomiserim içeride 18 hasta var. 10 tane hasta bakıcı ve bir de hastanenin müdürü var. Diğer çalışanlar izinliymiş. Ölenler hasta bakıcıları. Izinli olan çalışanlara kamera kayıtlarını gösterdiğimizde ölenlerin kimliklerini teşhis ettiler. Emre Bakır 28 yaşında, evli. Özgür Çelik 43 yaşında, evli. Şimdilik tek bildiğimiz bunlar. Kamera kayıtları sisteme 1 saatlik gecikmeyle düşüyor. Şu an için içeride ki son durumdan haberimiz yok." Diyerek özet geçti Batuhan.
"Peki bu içerileridekilere konulan teşhis ne?"
"Hastaneye her gün farklı bir psikiyatr gidiyormuş öncelikle. Ondan öğrendiklerimize göre bu hastaların yarısı ileri düzey şizofreni hastası. Diğerleri ise bipolar bozukluğa sahip."
"Bu vakaya özel davranış bilimi uzmanı istiyorum. Birini davaya atayalım. Işimize yarayacaktır."
"Onu hallettik Başkomiserim. Asena Güngör bizimle çalışacak bu davada. Kendisine haber verdik. Gelmesi an meselesi." Derken kapı çalınmıştı. Gelenler Cansu ve davranış bilimi uzmanı Asena Güngördü.
"Hoşgeldiniz hanımlar. Buyrun." Diyerek masayı gösterdi Yiğit. Herkes masada ki yerini alınca Asena konuşmaya başladı.
"Öncelikle herkese merhaba. Ben Asena Güngör, davranış bilimi uzmanıyım. Gönderdiğiniz görüntüleri izledim. Hastaların bilinçlerinin yerinde olduğunu zannetmiyorum. Sanki kimyasal bir etkenin etkisi altındalar. Psikiyatr raporlarını gelmeden teker teker inceledim. Hepsi iyileşmeye başlamış veya iyileşmek için çaba gösterip doktorla işbirliği yapan hastalar. Birden böyle bir duruma düşmeleri bilinçli olarak yapılacak bir şey değil." Uzmanın konuşmasından sonra Yiğit bu sefer Cansu'ya döndü.
"Sen neler söyleyeceksin Cansu?"
"Asena'ya katılıyorum Yiğit. Görüntüleri izlerken farkettiğim bir şey var. Öldürülen iki bakıcı hastalar içerisinde bir travmaya sebep olmuş olmalı. Görüntüleri daha net incelediğiniz de şimdi söyleyeceklerimi daha net anlayacağınızı umuyorum. Yarım saat içerisinde duygu durum bozukluğu yaşamışlar. Ilk önce hasta bakıcılara karşı büyük bir merhamet ve şefkatle bakarken bir anda gözleri dönmüş. Sanki karışlarında düşmanları varmış gibi hareket etmişler. Bu işin içerisinde bir şeyler olduğunu düşünüyorum Yiğit."
"Peki Cansu bu tür duygu durum bozukluğuna sebep olacak bir ilaç veya gaz öyle bir şey var mı? Bu insanlar nasıl almış olabilirler bu türbir kimyasalı?"
"Birçok şey var aslında ama duruma en uygun olanı amitriptilin. Çok kuvvetli bir ilaçtır. Beyinsel bir çok fonksiyonu etkiler. Belirtileri tam olarak hastalarda mevcut." Cansu'nun konuşmasından sonra Asena yeniden söze girdi.
"Eğer bu ilaç hastalarda kullanıldıysa bu isyan bilerek çıkartılmış demektir. Daha da kötüsü eğer bütün hastalara aynı ilaç verildiyse o hastanede her an her şey olabilir. Bir an önce bir şeyler yapılmalı."
"Aslında benim aklımda bir şey var ama etik olur mu veya gerekli izinler sağlanabilir mi bilmiyorum Başkomiserim."
"Anlat bakalım Batuhan. Duruma göre bakarız izin işi kolay."
"Psikiyatrlardan aldığım bilgilere göre hastaların hiçbiri birbirini tanımıyor. Hastanenin kurallarında biri bu. Ayrıca bütün hastalar turuncu klasik bir hasta kıyafeti giriyor. Amerikanın cezaevi mahkumlarına uyguladığı gibi yani anlayacağınız. Bir diğer hususta hastalar içeride ki kişi sayısını bilmiyor. Bu durumu avantaja çevirebiliriz." Batuhan'ın konuşmasından sonra bu sefer konuya Abdullah dahil oldu.
"Peki nasıl avantaja çevireceğiz bu durumu Batuhan?"
"İçeriye girerek." Kısa ve öz konuşan Batuhan aklında olan planı anlatmaya başladı.
"Hastanenin acil durumlar için belirlenmiş iki çıkış noktası var. Yerini sadece üst düzey çalışanlar biliyor. Krokiler zaten elimizde. Uygun kıyafetlerle beraber az sayıda kişi olarak içeriye girip duruma müdahale edebiliriz."
"Fazla riskli. Ama düşününce başka yapacak bir şeyde yok."
"Aynen öyle Başkomiserim. Yine her ihtimale karşı içeriye hepimiz girmemeliyiz. Cansu'nun ve Asena'nın içeriye kesin girmesini düşünüyorum. Asena hastaların durumlarını kontrol altına almaya çalışırken Cansu ölenleri dışarıya alabilir. Ben ve bizden biri daha içeriye girersek birimiz bu işi kimin yaptığıyla ilgilenirken diğeri ortalığı kontrol altına alıp rehineleri güvenli bölgeye alabiliriz."
"Olasıklar nasıl? Muhakkak bir değerlendirme yapmışsındır."
"Başarı yüzdemiz %65 Başkomiserim."
"Hastane özel ama içeri giriş izinleri lazım. Bunu nasıl halletmeyi planlıyorsunuz?"
"Kurumun avukatı Emel Candan ile konuştuk. Birazdan burada olacak elinde önemli bilgiler varmış."
...
Olası bir operasyon için beyin fırtınası yapan ekibin konsantrasyonunu çalan kapı böldü. Müsade verildiğinde açılan kapıdan Avukat Emel Candan girdi. Kısa bir tanışma faslından sonra hemen işe koyulan ekip detaylar üzerinde konuşmaya devam etti.
"Içeriyle irtibatım var." Avukatın bu sözlerinden sonra ekip elemanlarının gözü döndü bir anda.
"Ne demek içeriyle irtibatım var?"
"Basbayağı içeriyle irtibatım var Başkomiser. Kurum müdürü Harun Çelik şu anda içeride. Merak etmeyin güvende yani en azından şimdilik. Odasında gizli bir bölüm var kendisi orada saklanıyor. Son konuştuğumuz da hastalar hala odasının olduğu kata gelmemişti."
"Beyler acil bir karar vermelisiniz. Hiçbir şey yapmayacak olsak bile hastanenin civarında olmalıyız. En azından olası bir durumda hemen müdahale edilebilir." Başkomiser Yiğit, Asena'nın sözlerinde ki haklılık payını bildigi için gerekli olanı hayata geçirdi.
...
Yaklaşık bir saat önce toplantı odasında olan ekip şimdi bir ormanın ortasında bulunan hastanenin etrafındaydı.
"Başkomiserim ne yapıyoruz?"
Uzun bir süre düşünen Yiğit verdiği karar doğrultusunda konuşmaya başladı.
"Planı devreye sokuyoruz. Hazırlanın içeriye giriyoruz."
...
Aylaaaar sonra yepyeni bir bölümle buradayım.
Bölümün kısalığının farkındayım. Bunun sebebi olayın ikinci partının uzun olmasından kaynaklı.Keyifli okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ CİNAYET YOKTUR!
Mystery / ThrillerGecede kaçışan katiller, toprağı yutmuş bedenler. Acımasızca terkedilmiş cesetler. Gecenin sessizliğinde sert adımları ile. Peşindeler, ay ışığında kaybolanların. Bazen tedirgin adımlar, ürkek bakışlar. Fakat daima asillikleri ile ilerleyen şöval...