Bölüm 2 - Örümcek İstilası

4.5K 631 996
                                    

Medyada bölümü yazarken dinlediğim şarkı var seversiniz siz :))

Keyifli okumalar...

🌙

Gecenin bilmem kaçında, bilmem kaçıncı kez aynı yüzü görmemle uykum bölünmüştü.

"Nasıl bir iş bu anlamış değilim arkadaş! Altıüstü adamın ayağını ezmiştim. Bir de çarpma kısmı vardı tabi. Bir de bakışma kısmı. Aman, say say bitmez. Herkesin başına gelebilecek normal şeyler. Yani öyle, öyle değil mi? Ama ben anormal olduğum için anormal hissediyorum, biliyorum. Kırk yılın başı bir dışarı çıkayım dedim, onda da adamın ayağını ezdim iyi mi! Adam rüyalarıma girmeye başladı, gitmek bilmedi. Nasıl bir acı yaşadıysa zavallı, evren bana mesaj gönderip duruyor. Ben de sana mesaj gönderiyorum sevgili evren, hastane masraflarını karşılamaya razıyım. Yeter ki şu adamın yüzü rüyalarımdan çıksın. Ben de rahat bir uyku çekeyim!"

Söylene söylene mutfağa doğru ilerlediğim sırada pek sevgili arkadaşımın alarmı evin bile kulaklarını kanattı. Uyku sersemiyken duyduğum bu lanetten bozma alarm, olduğum yerde korkudan sıçramama sebep olmuştu. Şu saatte kalkıp yürüyüş yapıyordu. Oysa ben şu an, tam da şu saatte uyuyor olabilmek için bir gün künefe görmemeye bile razıydım.

Konuşurken boğazımın zımparalanmaya başladığını, epey de yol aştığını anladığım an kana kana su içtim. Eylem birazdan sabah yürüyüşüne çıkardı büyük ihtimalle. İki seçeneğim vardı, ya gidip arkadaşımın rutin sabah yürüyüşüne katılacaktım, ya da kahvaltı işine girişip karnımı doyuracaktım.

"Anam! Bizim tepede kurt ölmüş."

"Şerbetliler aşkına! Gelmeden bir ses versene be! Hem bizim tepe de kurt mu varmış? Ne zaman ölmüş?"

"Saf mısın Diane ya. Sabah sabah seni uyanık göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi."

"Benim de şu saatte uyanık olacağım aklımın ucundan geçmezdi ama ne yaparsın. Uykumla yaşadığım aşkı kıskananlar utansın."

"Senin uykuna da aşkına da bir tane çarpardım da yürüyüşe çıkmam lazım. Beni şaşırt Maviş, güzel bir kahvaltı hazırla ve ben gelmeden kahvaltıya başlama."

"Tabi efendim, başka bir arzunuz var mıydı!"

Eylem'in kıkırdayışını ta bahçeden duyuyordum. Bu kızla benim uğraşmam gerekiyordu, onun benimle değil. Sanırım güçten düşüyordum...
Antrenmanları arttırmam gerektiğinin bilincine vararak, Eylem'e mükellef bir kahvaltı hazırlamaya karar verdim. İşe krep yapmakla başladım ve gerisi geldi.

Nihayet kahvaltılık ne varsa tezgaha alıp masayı kurmayı bitirdiğimde, odama çıkıp günün sürprizini güne dahil etmek için kolları sıvadım. Kamerayı da yerleştirdikten sonra mutfakta işim bitmişti. Kendime hazırladığım tostu alıp balkondaki köşeme kuruldum. Yakalanmadan sürprizimi hazırlamanın haklı gururuyla tostumdan büyük bir ısırık aldım.

Dev tostumdan kalan son parçayı ağzıma tıktığım sırada arkadaşımın eve girmek üzere olduğunu fark ettim. Yüzümdeki hain gülümsemeyle merdivenlere oturup beklemeye başladım. Tam tahmin ettiğim gibi Eylem bana seslenip önce banyoya girdi ve çok oyalanmadan mutfağa yöneldi.

Önce sandalyenin zeminde çıkardığı ses, hemen ardından arkadaşımın çığlığı ulaştı kulağıma. Sonra bir çığlık daha...
Ve bir tane daha...
En son dayanamayıp mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara kahkahayı basmama sebep oldu. Eylem buzdolabıyla duvar arasındaki küçük boşluğa sıkışmış korkudan tir tir titriyordu.

Mᴜ̈ʜᴜ̈ʀʟᴜ̈ʟᴇʀ (Aʏꜱᴀʀ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin