Bölüm 21 - Safir

472 43 0
                                    


6 Ağustos 2021 - 25K

Keyifli Okumalar.

Acı içindeki ruhların yardım çığlıkları doldurmuştu her yanı. Kendi feryatlarım, yüreğimdeki boşluğun içerisinde birbirine çarparak onlara eşlik ediyordu. Ruhumu oluşturan her bir zerreyse isyandaydı kabuğumda sıkışıp kaldıkları için. Kanım çekiliyordu bu canhıraş hengamenin ortasında. Göremiyordum, yardım edebileceğim bir olay yoktu görünürde. Durduramıyordum, ne kendimi ne de sesleri...

Başım dönüyordu fakat seslerin geldiği yönlere dönmekten alıkoyamıyordum kendimi. Sonrasında görünüyordu silik silikte olsa olan biten. Çarmıha gerilmiş çok genç ve güzel bir kadının gözlerimin önünde parçalanmasıyla başlayıp, onlarca kişiye nasıl zulmedildiğine şahit oluyordum. İçim kan ağlıyordu... Çok büyük bir katliama ve işkencelere ev sahipliği yapmıştı bu orman. Çığlıkların arasından kulağıma ulaşan iğrenç kahkaha sesleri beni çılgına çevirmeye başlamıştı.

Aklımı bulabilsem kullanıp anlamlandırmaya çalışacaktım ama o da beni terk etmiş gibiydi. Keza sesim de öyle...
İçine haykırmak diye bir şeyi tecrübe ediniyordum ve bu daha da berbat hissettiriyordu. Yardım edemiyordum, ne kendime ne de onlara. Çığlıklar kulaklarımı kamçılamaya devam ediyordu. Ruhum çılgın bir ergen gibi tepinirken, kalbim onu kaybetmenin eşiğine vardığımı vurgularcasına depar atıyordu.

Ne o, yoksa ölüyor muydum?

"Hayır, şimdi ölmek istemiyorum! Biraz daha tepinirsen seni bu ormanın içine bırakıp kaçacağım ergen ruhum."

"Şimdi de kendi kendine konuşmaya başladı bu kaçık!"

Gözlerimin önündeki görüntü Gisele ile benzerlik gösterirken çeneme kuvvetle asılanın o olduğunu idrak etmiştim. Elini hışımla ittirirken o tekrar yaklaşıp gözlerimi son perdeye dek açma derdindeydi. Ona engel olmayı bırakıp sabırla bekledim ve nihayetinde son durağı olan kulaklarımı da rahat bırakıp konuşmaya başladı.

"Merak etme ölmüyorsun ama biraz daha ses yaparsan bunun garantisini sana veremem. Şimdi düş peşime ve sesini kes!"

Son cümlesinde tıslar gibi konuşması, zaten harap olan sinirlerimi daha beter bir hale getirmişti ama daha fazla mevzunun dönmesini istemiyordum. Gisele arkasını dönerken, onu takip eden sorunlu grubun peşine takıldım. Bu gece ya benim inadım ve onların dediği gibi kaçıklığım yüzünden daha fazla uzayacaktı, ya da ben sesimi kesecektim ve olması gereken akışta ilerleyecekti. Dilimin ucuna kadar gelen söz öbeklerini geriye yuvarladım ve birkaç yutkunuşta geri gönderdim.

Gözlerim büyük bir korkuyla son kez etrafı tararken demin yaşananları sindirmeye çalıştım.
'Bir şey yok Diane. Geçti, sakin ol.' Derin bir nefes alıp içimdeki rahatlatıcı sese kulak verdim. Evet, geçmişti ama bu sürede orman beni son şahit olarak yazmıştı bile...

Sanrılar ve görüler ile sorunumu, nihayetinde Gisele yürümeyi bıraktığında bastırmayı başarmıştım. Veya öyle olduğunu sanıyordum, bilemiyorum...
Durduğumuz nokta ormanın çok derinlerinde olduğumuzu gösteriyordu. Arkama dönüp baktığımda geldiğimiz yol zihnimde belirdi. Dönüş yolunu bir sorunla karşılaşmadığım sürece çok rahat bulabilirdim. Bunun verdiği rahatlıkla Gisele'e dikkat kesildim. Kimseden çıt çıkmıyordu, bunlara bende dahildim. Dinginlikle vereceği komutu bekledim ve kısa süre sonra kulağıma bir çatırtı sesi ulaştı.

Sessizce Gisele'in yanına ilerledim ve aynı çatırtıyı tekrar işittim. Gisele bir anlığına bana baktığında sesi duyanın yalnızca ben olduğumu fark ettim. Daha fazla göze çarpmamak için eski yerime dönüyordum ki yanmaya çabalayan titrek ışık gözüme çarptı. Gisele'e orayı işaret edip daha net görmek için biraz ilerledim ve sessizce ışığa yaklaşıp yakın bir ağacın arkasına saklandım.

Mᴜ̈ʜᴜ̈ʀʟᴜ̈ʟᴇʀ (Aʏꜱᴀʀ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin