Bölüm 15 - Görev: Damien'i Bul!

1.3K 308 225
                                    

Yeni bölümden hepinize kocaman merhaba! :)

Bu sabah yıldırım misali tepeme düşen ilham perilerim sayesinde, an itibariyle uzun bir bölümü tamamlamış bulunuyorum. 🤗

Keyifli Okumalar Dilerim... ♡

○°•°•°○

°• Sancılı bekleyişle sarsılıp duran yaşamımız boyunca, her şey yolunda gitsin istiyoruz ama hayatımızda yer verdiğimiz insanların, bu huzursuz sarsıntının sebebi olduğunu unutuyoruz. •°

Vakitsiz gelen halsizlik ile beynim kendini uyku moduna almak üzereydi. Suyun soğukluğunu hissetmiyor, gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum. Su üzerime kapanmadan hemen önce aldığım küçük nefesin kırıntılarını da yavaşça bırakıp, son bir nafile çabayla suyun yüzeyine çıkmaya çalıştım.

Şelalenin köpürmüş suyu şiddetle üzerime akıyor, ben ise çırpındıkça çırpınıyordum. Ciğerlerim oksijen için bağırırken suyun derinliklerine doğru çekiliyordum. Oysa şu an biraz daha nefes alabilmek için cadılıktan gelen güçlerimi bile feda edebilirdim. Ne de olsa akciğerim, güçlerimden daha çok işime yarıyordu.

Gözlerim etrafı tararken aklıma gelen Damien ile telaşa kapıldım. Suyun yüzeyine güç bela çıkıp bir kaç derin nefes aldım. Suya geri girmek benim durumumda olan biri için aptallıktı. Bu yüzden göbek deliğimde hissettiğim kordona asılıp çekmeye başladım. Bu daha büyük bir aptallıktı. Her yerde gereksiz güç gösterisi yapan ben, burda alt tarafı bir goril büyüklüğünde olan yaratığı ayağıma getiremiyordum. Ne mükemmel ama!

Gözlerim, uzakta görünen kulübeye değdiğinde avazım çıktığı kadar bağırdım. Bir kaç öksürük faslından sonra yerine oturan ses tellerime bir kez daha asıldım. Ben gelecek birinin yolunu gözlerken her vakit kapıda bekleyen büca sanırım uyuyordu. Yenilgiyle omuzlarım düşerken zavallı suya gelişi güzel darbeler indirip duruyordum.

Başka çarem olmadığı için aptallığı seçip suya geri girdim. Damien'ı orada, hain yaratıkla bir başına bırakmak vicdanıma ters düşüyordu. Enerjimin izin verdiği ölçüde bir hızla göbeğime sabitlenen kordonu takip etmeye çalıştım. Bulanıklaşan suda görmek istediğim izbandut kılıklının bedeniydi. Kordon yolu uzattıkça uzatıyor nefesim tekrar yetmemeye başlıyordu. Yüzeye yakın olduğuma şükürler yağdırıp yukarı çıktım.

Bitkince soluklanırken bu işin içinden tek başıma nasıl çıkacağımı düşünmeden edemiyordum. Sol omzumun üstünde duran şeytan kılıklı ben 'gitme, bırak ne hali varsa görsün.' diye bağırırken, göz devirip sağ omzuma baktım ama orda melek kılıklı bir ben bulamadım.

"Hain melek! Sen neredesin? Bak şeytan gelip beni yolumdan döndürmeye çalışıyor. Bir de melek olacaksın, tembel!"

Sol omzumdaki şeytana nanik çekip tekrar suya daldım ve kaldığım yerden kordonu takip etmeye devam ettim. Bu süreç iki kez daha tekrarlandıktan sonra suyun dibindeki parıltıların hızla bana yaklaştığını gördüm. Korkuyla gerilemeye çalışırken bunların yüzeydeyken Damien'in etrafını saran balıklar olduğunu fark ettim.

Kaçan mecalim yüzünden gözlerim de vücudum da ağırlaşırken suratıma tokat gibi çarpan renkli balıklara dikkatimi vermeye çalışıyordum. Karnımda hissettiğim ferahlama ile başım robotik bir edayla aşağı düştü. Pirana kılıklı bir balık, keskin dişleriyle göbek deliğimdeki kordonu kemiriyordu. Kısa süre sonra balığın vücudundaki parıltılar söndü ve balık süzülerek aşağı doğru düştü.

Refleksle elimi düşen balığa uzatıp kontrol etmek istedim fakat kaygan yüzeyi yüzünden tutmak imkansızdı. Üzerimdeki gömleğin eteğini yukarı kaldırıp balığı içine aldım. Nefes problemi tekrar nüksederken yüzeye doğru hızlı bir çıkış yaptım.

Mᴜ̈ʜᴜ̈ʀʟᴜ̈ʟᴇʀ (Aʏꜱᴀʀ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin