-Bölüm 11-

143 19 6
                                    

 Merhaba! Yeni bölüm geldi, görüldüğü üzere. Bölüm dışında bir şey demek istiyorum. Bu aralar yeni bir hikaye okuyorum, Wattpad'de. Adı The Surv. Gerçekten harika yazıyor, yazar. Okumanızı tavsiye ederim. Bu bölümü ona ithaf ediyorum. Umarım görür.

Her neyse iyi okumalar.

Umarım hoşunuza gider.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bir işe kalkışırsınız, gün geçtikçe ve o işte bir sorun olmayınca, ilerleyen zamanlarda da sorun olmayacak gibi gelir. Sonunda mutlu olacağınıza inanırsınız. Fakat tüm bu inanca karşılık vir sorun ortaya çıkar ve tüm inancınızı elinizden alır.

İşte ben bununla çok sık karşılaşıyordum.

Adını öğrendim.”

Kelimeleri su gibi söylerken, kalbimde oluşturduğu dalgası dev büyüktü. Adımı öğrenmiş. Ama nasıl? Kim söyledi? Ne zaman? Nerede? Kafamdaki sorular 5N1K’yı henüz tamamlamamışken, birisini sormak için dudaklarımı araladım.

“Nasıl öğrendin?”

“Arkadaşın dün gece beni aradı. Gizli numara olduğu için sen zannedip açtım.”

“Arkadaşın…”

Arkadaşım.

Benim Arkadaşım.

Hazal.

Bunu tek arkadaşım biliyordu, o da Hazal’dı –ki böyle şeyleri anlatacak tek bir arkadaşım vardı ama konumuz değil. Asıl konumuz, Hazal niye aradı? Ne dedi? Tabi ya, sabah ki yersiz isteği de bu yüzdendi: Başarı sandığı başarısızlığın, sonucunu görmek.

“Ben ‘Bayan.’ diye telefonu açtığımda…” derken söylememesi gereken bir şeyi söylüyormuş gibiydi. Çekingen. “…‘Ben Hande değilim.’ diyerek konuşmaya başladı.”

Hande mi?

Hande kim?

“Bu şekilde öğrendim. Hande…ismini daha farklı düşünmüştüm ama…”

“Ben Hande değilim!” diye sözünü kestim. “Yani…adım Hande değil.”

“Bak; artık oyun oynamanın bir anlamı yok, ben…”

“Gerçekten, Hande falan değilim! Ya senin birçok telefonla arayan kişi var, tek birisi zannediyorsun; ya da benim arkadaşım salaklık yaparken akıllı davranmış.”dediğimde sözünü kestiğime aldırmamış olacak ki, sustu. Sanırım, dediklerimi sindiriyordu.

Birkaç dakika sessizliğin ardından, net bir sesle  son cümleler,n, söyledi.

“Yarın saat ikide, Lale Kafe’de seni bekleyeceğim. [5] Elbet, birbirimizi tanırız. Hoşça kal!”

***

“Hazal!” diye evi ayağı kaldırırken, gözüm tek bir kişiyi arıyordu.

“Hazal, hemen salona gel!”

Bir süre sonra koşar adımlarla salona gelen Hazal’a en sinirli bakışlarımı göndermekle meşguldüm.

“Ne oldu? Yine ne yaptım?”

‘Sarışınlar aptaldır.’ sözünü benimsememek istesem de, Hazal bu isteğimi çiğniyordu.

“Bir de ‘ne oldu?’ diyor! Ne yapmaya çalışıyorsun, Hazal? Benden habersiz aramak da ne demek?” diye bağırdığımda, sanki hiç sinirlenmemişim gibi davranıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 08, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

-NUMARA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin