"Bilerek Değil, Geçmiş..."
Evden ağlama sesi gelince hemen koştuk... Mete, Ceren'i kucakladı, yatağına geri koydu. Ama Ceren yatağından kalktı ve artık sizle bir şey konuşmalıyım dedi, akşam akşam ne oluyor acaba yine? Ben Ceren'in yanına oturdum, İrem ise karşısına geçti, Mete ve Emir iki köşeye dikilmiş merakla bekliyorlardı. Bu olayda Emre nerede peki? Yatağında horul horul uyuyor.
Ceren başladı anlatmaya, "Küçükken yataktan düşmüştüm babam da 'HAYIRSIZ EVLAT' diye bana tekme atmaya başladı, korkuyordum. Ondan sonra hep yataktan düşmeye başladım, babam beni psikoloğa götürdü kaç kere. Fayda etmedi, sonra artık altımızda oturan komşulardan şikayet gelmeye başladı. Babam geriliyordu, korkuyordum ben de. Sonra bir gün gözlerimi açtığımda buradaydım, zaman geçtikçe hatırladım babam suya ilaç atmıştı, uyuyunca beni dalgalara bırakmış." Herkes yine şoka girmişti, derken içeriye korkunç bir koku yayıldı... Emre doğal gazı içeriye salmış, tüm ciddi ortam kahkahalarla bozuldu.
Ceren bile kahkaha atıyordu, kısacık saçlarıyla çok şeker görünüyordu gülerken yüzü.
Bu olay da böylece kapandı, hala Emre ve İrem'in hayatını bilmiyorduk... Umarım size onların hayatlarını anlatmam üzülmenize sebep olmuyordur, bunu istemem. Ama hayatınızı kötü buluyorsanız ve acınası olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuzdur! Her ne yaşamış olursanız olun gülümseyebilirsiniz. Sizin elinizde...