four

85 4 0
                                    

Medya Shawn Bebegim 🖤
Iyi okumalar diler, vote unutmayin derim.
Yazim hataları varsa da özür diliyorumm.

-


"Gönderdim" Sonunda bunu yapabildin Shawn. Söylediği şarkıları göndermişti. Ben ona inanıyordum. Yakın arkadaşı olduğum için değil, gerçekten. "Sonunda" dedim. Cidden ailesi de desteklemişti. Bazıları komik bulsa bile bence değildi. "Gerginim. Milkshake içmeye gidelim mi? Ve şey şey muffin?" dedi sona doğru heyecanlı sesi ile. "Tabii ki. Eve gidiyorum. Sende 5 dakika sonra gel." ve bir şey demeden çıktım.

Anahtarımı alıp kapıyı açtım. Hemen odama çıkıp üstümü havaya göre değiştirdim. Hava çok sıcaktı. Şort - atlet kombinimi yaptim. Shawn'in asla sevmediği.. Çok spor bahanesini kullanıyor ama inandık mı? Hayır. Her neyse. Çantamı takıp anahtarımı ve paramı aldım. Bir de telefonumu bulursam.

Aşağı annemin yanına indim. Belki ordadır. "Anne telefonumu gördün mü buralarda?" dedim bir yandan da etrafa bakarak.

"Görmedim tatlım. Karşı tarafta unutmuş olabilirsin." dedi garipçe gülerek. "Komik olan ne?" dedim. O da bunu bekliyormuşcasına hemen dönüp yanıma geldi. "Bir şey demiyorum canım. Yakınsınız diye. " ama hala ayni şeyi yapiyordu. Yavaşça kapıya ilerledik. "Garip şeyler seziyorum." dedim bende ilerleyerek. Kapı kolunu tutup açtım.

"Yok kızım. Ama başka bir erkekle yakın değilsin. Biliyorum çocukluğunuzu ama dedim belki farkli bir sey varsa-"  ne?  " Hayır anne! Öyle şeyler deme. Çocuk duysa ne der kim bilir." dedim ve elimle omuzna dokundum.  "Bir şey demem"  NE?  "Shawn?" dedim hızla arkamı dönerken.

Duymuş muydu yani? "Elindeki elindeki telefonumu uzatti. "Bilmediğim bir numara aradı bende açtım. Umarım kızmazsın." dedim Telefonu aldim. Başımı salladım. "Bizi bekleme oğlun gelir belki yanına. Çıkıyoruz hadi görüşürüz anne." dedim tam kapıyı tutmuşken.

"Gelirim anne." dedi Shawn. Neden yapiyorsun ki şimdi bunu? Kadın iyice neşelenecek. "Tamam hadi." dedim. İlerledim. "Arabayi aldim." dedi elindeki anahtarı sallayarak. Başımla onayladım.

Ön koltuğa geçtim ve hemen kemer taktım. Yeni sürücü. "Biraz uykum var gibi." dedim o da oturunca. "Şaşırmadım buna."  dedi ve güldü. Kafamı koluna koydum. Gözlerimi kapatıp "biliyorum" diye mırıldandım. "Bu şekilde kalabilirim. Gitmesek de olur." elini saçıma uzatti ve oynamaya başladı. "Hadi sür bakalim sen." dedim yanağını sıkıp kalktim. Tamam diye mırıldandı.

Bende kafamı çevirip dışarı biraz bakındım. "Bu arada gormedim sanma şortun çok şey... çok.."  bir sey söylememişti. Hem yola bakip hrm bana bakmaya çalışıyordu. "Önüne dön. Anladım ben." dedim. Arkasindan güldüm ve ona döndüm. "Komik degil mi?" dedim. Aklima annem ve söyledikleri geldi. Duyduğunu biliyordum. "Ney?" biraz tebessüm etti o da.

"Annemin söylediklerini duydun Shawnie" dedim. Ellerini bir an çekti ve geri koydu direksiyona. "E şey, ama az duydum." dedi yüzünde ciddi ifade vardı. "Iyi. Ama biliyorsun annem biraz böyle-" "Hayır anneni seviyorum ben. " dedi lafımı keserek. "Ben aranizdan çekileyim. Zaten oğlum diyor sana." dedim ve cama döndüm. "Hey" eliyle yanagimdan tuttu ve çevirdi. "Tamam tamam hadi şakaydı ama annemin dedigine takılma. Rahatsız olursan ben ona soyler-" yine mi? "Gerek yok. " Gülümseyip önüne döndü. Peki diye mırıldandım ve bende önüme döndüm.

-

"Bende elma suyu istiyorum. Taze sıkılmış." dedim son anda. Bu detay önemliydi. "Tamamadır efendim. Hemen geliyor." dedi garson kız ve gitti. O kendine kek söylemişti. Ama duyarsa kek dediğimi kızabilir. "May, simdi şu alışveriş şeysi var ya  benim istediğim şeyler olsun. Geçenleri beğenmedim. Yarısı yoktu." dediginde bunu beklemiyordum. Normalde bu kadar sorun etmezdi.  "Neden ki?" dedim  "Eskiden küçüktuk ve ayni seyleri giyerdik ne guzel olurdu. Degil mi? " dedi. Evet ama dedigi gibi küçüktuk. "Tarzlarımız farklı ama olur sanırım." dedim ve kocaman gülümsedi. Buna değerdi. "Buyrun" o sıra da içecek ve kekler geldi. "Iyi ye seni yoracağız" Ben yorulmam. "Komiksin Shawniem" dedim ve öpücük yolladim. O sıra da telefonumun sesi geldi.

İçeceği bıraktım ve telefonuma baktim. Pek de önemli sayılmaz. İsimi olmayan bir numara. Ne yazdığına bakmadan engelledim ve telefonu geri bıraktım. Sizi bilmem ama bilinmeyen numaralar saçmalığına giremem.

Aşırı saçma geliyor. Istemiyorsun ama yazıyorsun. Ee? Engelle gitsin. Büyütmeye gerek yoktu. Muffinimi elime alırken "Kimdi?" diye sordu Shawn. "Bilmiyorum bakmadım. Engelledim." dedim. Elini kaldırdı 'Çak' işareti yaptı. Güldüm ve eline vurdum.

Yiyecekler bittiginde lavoboya gittim ve elimi yıkadım. Kendime biraz baktım ve hazır gelmisken hesabi da vereyim. Masaya ilerledim. Telefonuna bakiyordu. "Kalkalım mı?" cevap vermeden kalktı. Telefona bakıyordu. "Hesabi hallettim gidelim." bu sefer bana döndü iste.

"Ne? Bu konuda anlaştık." ne yani alt tarafi hesap. "Biliyorum. Geçerken verdim onemi yok. Dostuma bunu çok mu göreyim. Zaten hep sen veriyorsun." Çıkışa dogru gitti. Bende peşinden ilerledim. Bir şey demeden arabaya bindi. Aman siz erkekler ve bu tripler. Hesap ödedik diye neden bunu yapıyor anlayamadım. Bende oturdum ve bir sey demedim.

En yakın avmye sürüyordu sanırım. Yolu izlerken yine düşüncelere dalmıştım. Durunca fark ettim geldiğimizi. İnip koluna yapıştım. Sirin şirin bakmaya çalıştım biraz. "Hadi ama. Yoksa geri dönerim bak."  elini tutup çekiştirince bana baktı "Tamam tamam." yes bunu istiyorum iste. Gulsedim ve bir mağazaya soktum onu.  "Ne bakıyoruz?" dedim etrafa bakarak.

"Sana uzun bir tshirt ve bana da aynısından tabii ki." eliyle tshirt kısmını gösterek. Kafa salladim ve oraya dogru ilerledik. Bir kaç şey seçip Shawne gösterdim. "Bu olmaz renge bak giyemem. Bak bu guzel." dedi ve üzerinde yazılı tek renk beyaz bir tshirt secti. Hoştu. Beden bulup bana verdi. "Bu biraz küçük daha büyüğü yokmuydu canım?" evet vaya büyüktü. Dalga geçeceğine adım kadar emindim. "Haklisin boy orantılarına bakınca olmuyor." gülüp baska beden verdi. "Ha ve ha" dedim ve elindeki çekip  aldim. Kasaya ilerleyince gülerek pesimden geldi. Elimdekini alıp bana baktı "Bunlar benden gec bakalim bekle beni surada otur." küçük çocukmuşum gibi tatli konuşuyordu.

Biraz iyi, biraz ise kötü. Ama yine de onu dinledim ve oturdum. Iki dakika sonra elinde poset ile geldi. "Bunu giyeceğiz, al hadi." poseti elime verdi ve kendisi de giymeye gitti.

-

"Insanlar garip mi bakıyor ne?" diye sorduğumda o da etrafa biraz baktı. "Hayır diyip elimi tuttu. "Yanlış anlaşılır bence." bana baktığında biraz kötü oldum.

Sanki istemiyormusum gibi onun yanım da sanmasın. "Yani şey senin için problem-" açıklamama izin vermemişti. "Hayır böyle daha iyi oluyor. Istediklerini sansınlar. Yaklaşmasınlar da."  ne demekti bu simdi? Devrik evet ama anlamadım. "Nasıl?" dedim. "Yani hep öyle sanıyorlar ki. Neden erkek arkadaşın yok sandın ki?" dedi. Hemen gözlerini iyice açıp bana baktı.

"Yani şey-" sıra bende canım. "Ne yani erkek arkadaş yapmamı engelliyormusun?" dedim bana baktığı gibi. "Pek öyle değil."  dedi ve gözünü başka yere kaydırdı. "Erkek arkadaş istediğimden degil ama neden? Böyle bir sey.. Birine yanlış bir sey mi söyledin." Bundan nefret ediyorum.

Böyle bir şey yapmasından değil. Sadece neden istemedi? Buna ne gerek var biri olursa o sorardı ve söylerdi. Hatta olmuştuda. Benim hiç olmadı. Ona göre tabii. ikimizinde birer tane oldu ve bu konuda hep yan yana olmuştuk. Peki ne değişti? Başka biriyle olursam ondan uzaklaşacağımı mı düşünüyor du? Ya da bu tarz şeyler. "Bak özür dilerim. Engel olmak için degildi. Tamam biraz oyleydi ama kötü niyet yoktu. Seni korumak için-" 

"Ben çocuk değilim ki"  biraz sesim fazla çıktı. "Biliyorum biliyorum. Bende bundan korktum zaten" sona doğru incelen sesi ile bana bakıp "Seni seviyorum ve kaybedemem." dedi. "Kaybedemem." Elimi tuttu. Bende digerini tuttum. Ve baktım.

"Bende seni seviyorum Shawn."

"Seni bırakmam."  

friends / s.m.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin