eighteen

35 2 0
                                    


Bu işe başladığımda hiç bir sıkıntım yoktu. Erkenden acele bir karar verdim belki. Ama dedim ki, "En yakın arkadaşın. Sevgilin olsa ne olur?"

Ama oluyormuş arkadaşlar. Sevgililik zor zanaat. Ilisliklerimde saldırgan ve odun olmuşumdur. Ama Shawn'e olamamamım sebebi vardı. Ona verdiğim değer paha biçilmezdi. Onun yeri ne olursa olsun ayrı kalacaktı. Her zaman.

Ama şu an içinde olduğumuz durum. farklıydı. Yapacağım şeylere daha büyük tepkiler veriyordu ve ben bunu anlamak ve uygulamak için en zor kişiydim. Hem onu hem kendimi üzmemek için elimden geleni yapıyorum. Ama yine hata yapıyorum ya. Nasıl oluyor ki?!

Eskiden de kıskanç biriydi Shawn. Şimdi ise çok daha fazlasıydı. Aptal, ben zaten seni seviyorum diye geçirdim aklımdan.

Shawn sabah çıkmıştı. Görüşme için. Ama bir şey söylemedi. Gelince her şeyi anlatmasını istedim ve onu gönderdim. Bu arada artık kendi evimize gittik.  Evet artık evimiz demek çok hoş geliyordu. Ama sorumlulukları büyüktü. Ve ben yemek yapmaya evi toplamaya üşeniyordum. 

Neyse ki Shawn yardımcı oluyordu. Gerçekten temiz çocuktu. Neyse ben de ona evde yine kedi sevdiğimden olan yemekleri yaptım. Ben sevsem de o da seviyordu. Keşke sushi sipariş etseydim. Onu da çok istiyordum bu aralar ama hep erteliyordum söylemeyi. 

Televziyondan soft bir müzik açtım. Yemekleri ocaktan çekmedim ki soğumasın. Kendime alıp yerdim de bekliyim dedim. Yandaki şifonyerden kitabımı aldım ve okumaya başladım.

-

Anahtar sesini duyunca kitaptan kafamı aldım. Gerçekten ne kadar zaman geçti fark etmedim. Ama 1 saat olmuştur. "Hoş geldin." dedim. Kitabı geri yerine bıraktım. "Hoş geldim tatlım." yaklaşıp sarıldım. Ve öptüm. "Nasıl geçtiğini anlatıcaksın. Unutmadım." 

"Biliyorum, unutmazsın." İlk önce ailesiyle de konuşmuş ve onlara da neler olacağını anlatmıştı. Kendi yazdığı şarkıları da götürmüştü ve üzerinden geçmişlerdi. Ama menejeri yoktu o yüzden de şu an yine görüşme aşamasında kalmışlardı. 

"Üzüldüm." dedim. Daha farklı şeyler bekliyordum. "Yok yok üzülme. Ama işler hemen olmaz. Bakacaklar sonuçta. Böyle şeyler zordur Maya. " Duraksayıp devam etti. "Ama halledebileceğimiz şeyler." dedi. Çok seviyorum pozitif olmasına. Ama bazen can sıkıcı oluyordu. "İyi peki." dedim.

"Ee senin günün nasıldı? Ne yaptın?"diye sordu. "Aslında tüm gün evdeydim. Bir şey yapmadım." dedim. "Seni çok özledim." Geldi ve kollarımın arasına girdi. "Yaa." 

"Evet, tam burası çok huzurlu." Başını iyice kollarımın arasına soktu. "Ne zaman istersen." dedim. "Bu arada akşam annem yemeğe çağırdı. Sen yemek yapmamışsındır." dedi. Ama yaptım. "Hayır ben yemek yaptım." dedim. Kafasını doğrulttu. "Gerçekten mi?" dedi. Aa ne varsa şaşıracak? "Evet, neden yapmamayım. Evimiz var. Sorumluluk demek bu da." dedim.

"Genelde yapmıyorsun ya. Pardon." dedi. Neyse. Olayı anlamadım. Gitmemiz mi gerekecek? "Aaliyah çok istedi. Seni özledi. Ben ondan gidelim diye düşündüm." dedi. Aaliyah varsa işin içinde olabilirdi. "Neyse, yarın yeriz. Aaliayh çağırdıysa her türlü gelirim. Bende onu özledim. Uzun zamandır denk gelemiyoruz." dedim. Başını olumlu anlamda salladı. "Tamam o zaman. Bi yarım saate çıkar mıyız. Bende anneme haber vereyim." dedi. Bu sefer ben başımı salladım. 

-

Yarım saatten daha kısa sürede evi toparlayıp çıktık. Kapıya geldiğimizde Shawn elimi tuttu. Direkt bakışlarım ona döndü. "Ne oldu?" diye sordu.  "Ne biliyim ilk defa böyle giriyoruz ya." dedim. Ellerimizi tutup kaldırırken. "Rahatsız mı oldun?" dedi. O hayır. Bir daha bu topa asla girmem. Yanlış anlaşılmak hiç istemem.

"Hayır, öyle değil ya. Söylemek istedim. Tamam gel girelim." dedim. Gözlerini devirdi ve kapıya uzandı. Kapıyı çalmaya kalmadan kapı açıldı. "Sizi izliyordum. Gelsenize." Aaliyah bizden önce davranmıştı. Kolumuzdan tutup içeri aldı. "Kızım yavaş. Abinleri sarsma." dedi annesi. 

"Merhaba." Sarıldık. Ve içeri geçtik. "Çok özledim sizi çocuklar. Bugün de size güzel yemekler yaptım. Sık sık gelin. Özletmeyin kendinizi."

"Bak bir ev aldınız. Gelmiyorsunuz artık." dedi babası da. "Evet ya. Ben özlüyorum sizi." diye de katıldı Aaliyah. "Anne çok açım ya. Yemek yiyelim mi artık?" Shawn'e gülümseyerek baktım. Aç olur tabii. "Oğlum konuşsaydık." 

"Tamam yerken konuşuruz." dedi. Onlar sofraya geçince bende servis için yardım ettim. "Teşekkürler canım." dedi Karen. "Bir şey değil." Ve birlikte içeri girdik.

Yemeğe başlarken kimse fazla konuşmadı. Shawn yavaş yavaş doyarken konuşmaya başladı. "Çok güzel olmuş anne. Eline sağlık." dedi. Bende katılarak konuştum. "Evet. Eline sağlık. Çok güzel olmuş Karen." dedim.  "Afiyet olsun çocuklar. Oğlum sende yavaş ye." Güldüm ve bende tabağımdan bir lokma aldım. "Gelinimin yanında. Olmadı." dediğinde cidden gülümsemem içime kaçtı. Bunu gören Shawn daha çok güldü. "Şuna bak. Tepkiye bak. Çok komik." dedi. Kolumla onu dürttüm. Kendini durdurmaya çalıştı. "Niye ki canım? Nişanlanırsınız. Yüzük falan takarsınız diye düşündüm." dedi. Bana gelen ikinci darbe ile Shawn'e döndüm. "Ne gülüyorsun be?" dedim. 

"Tamam. Oğlum bırak. Canım sende varma çocukların üstüne." dedi babası ve Shawn ciddileşmeye çalıştı. "Aman sende." diye söylendi annesi. 

"Maya, hayatım sende yani. Olmayacak mı zaten. Hemen kızıyor." dedi. Hayır, olmayacak. Benim böyle bir planım yoktu kesinlikle. "Düşünmediğimi biliyorsun." dedim gülümseyerek. "Evet, birkaç sene öncede demiştin. Evlenmem diye. Ama çocuklar küçükken ne öyle çok tatlıydınız."

"Bak aklıma geldi." dedi Karen. "Ay çok iyi lütfen devam edin." Aaliyah bir yandan yemek yerken bizi takip ediyordu. Baya eğleniyordu anlaşılan. "Ama evlenmezsek hani büyüdüğümüzde birbirimizle evlenecektik?" dedi Shawn. 

"Küçüktük." diyebildim sadece. "Ama söyledin." Aa yeter Shawn. "Tamam çocuklar kapatalım konuyu. Yemekleriniz soğuyacak." Babası en son konuşunca Shawn ile bakıştık. Bakışlarımı ona attığıma göre mutluyum. O da değişik bir şekilde baktı ve önümüze döndük. Bu burada bitmedi Shawn Bey. Bitmedi. 

Masayı Karen ile topladık. Shawn ve babası da yardım etti. Aslına bakarsanız herkes yardım etti. "Çocuklar geç oldu. Shawn'in odasında kalın isterseniz?" dedi Karen. Aslında çok iyi fikir. Cidden gitmek istemiyorum. "Evet evet kalın." dedi Aaliyah.

"Bana fazlasıyla uyar." dedim. Shawn de bunu dediğimde başını salladı. "Bana da." Sabah da anneme giderim kahvaltıya. Miss. Sonra da ev. Harika plan bence.

"Tamam ben odayı toplayayım o zaman." bende ayaklandım. "Hayır gerek yok. Ben halledirim. Vakit geçirmiş olurum. Oturun siz." dedim. "Bende yardım ederim." Shawn de benimle kalktı. "Abi bu hiç inandırıcı değil. Zorlama." Aaliyah gülerken bende ona katıldım. Ve bir beşlik çaktı. 

Birlikte yukarı çıktık ve odalara dağıldık. Yatağın yorganını geçirdik. Bir de yastıklarını. Biraz da havalansın diye camı açtık. Etrafta kalan tişörtlerden baktım ama bir tane vardı. "Bu benim." diyerek banyoya kaçtım. "Ya Maya ama.. neyse." Giyinip geri çıktım.  "Bende daha iyi gidiyor. Kabul et." dedim. 

"Öyle, inkar etmiyorum. O zaman bende.." dedi ve üstünü çıkardı. Altında eşofmanı vardı. "Sen hep bunu yapıyorsun. Bak hava soğuk. Giyin." dedim. "Tabii beğendin bence. Bakmaktan alamıyorsun. Sonra üstünü giy oluyor." dedi. Beğenmediğimi idda etmedim ama eser falan diye ya.

"Aman naparsan yap be. Seni düşünende suç." dedim. Yatağa yatıp yorganı kafama kadar çektim hemen. "Ya bebeğim. Tamam tamam haklısın." arkamdan sarılırken yorganı almaya çalıştı. "Ama yapma. Soğuktu ya hani." dedi. "İyi tamam." yorganı bıraktım. "Ama bence annen burayı bana bırakır."

"Sen aşağıda yat demeye mi getiriyorsun?" dedi. Aslında ima oydu ama gitmesini istemiyorum. "Yanii yok canım. Daha neler." dedim. 

"O zaman gel hadi." Yorganı açtı ve bana sarıldı. İyice sarmaladı beni. "Bak, eski günlerdeki gibi." dedi. Gerçekten öyle. Şu an o zamanda gibi hissediyorum. Ve o zaman çok iyi hissettiriyordu. Halen de olduğu gibi. Cidden bu halimizi daha çok beğeniyordum. Hiç bir şeye takılmayan iki yakın arkadaş.. 

friends / s.m.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin