friends / s.m.

nine

Hey medyaa Shawn'in çektiği resim.

İyi okumalarr

-

Sabaha kadar birlikteydik ve yatıp birlikte kalktık ve aşağı indik. Ailesi buradan biraz uzaklaş gerektiğini söyledi. Kahvaltı da konuştuk ve bizim yazlıklarına gitmemizi istiyorlar. Onlardan bir gün sonra geleceklermiş. Canada'yı seviyorum ama okul zaten bitti. Karnelerimiz iyi ve kimsede alana kadar gelmezdi. Bilirsiniz öğrencilik. 

Hala masada otururken elimi meyve suyum için uzattım. Neden bilmiyorum ama telefonuma bakarken elimde kaldı. Tamam hepimiz telefona dalabiliyoruz.  "İnstagramdaki çocuklara bakmayı kes. " elimi tuttu. Ve elimi. ELİMİ. "Napıyorsun sen?" dedim. Annesi içerdeydi ve Aaliyah ise karşımda duruyordu. "Siz bana bakmayın zaten abim ile her zaman konuşup bildiğim şeyler." dedi Aaliyah. Her zaman? Demek ki konuşuyorlardı bunları. "Hey, zaten çıkıyoruz. Dün tamam dedin ve her şey harika." ellerini salladı ve daha sonra canı yandığı için durdu. Aptal. "Shawn kafan mı güzel? Yoksa doğal mı?" dedim Shawn başını salladı ve önüne döndü. "Tamam ben çıkıyorum siz devam edin." Aaliyah kalkıp gitti.  "Kaldık baş başa. Şunu bitir ve eşyalarını toparla." dedi Shawn elindeki çatalı bana doğru uzattı. "Doydum ve gidiyorum." dedim. Elimle otur işareti yaptım. Zaten kalkamazdı. Doğrudan eve geçtim. 

Odama çıkıp yatağımın altından küçük valizimi aldım. Yatağın üzerine koydum. Bir kaç bikini attım. Şort ve t-şhirtler. Zaten çok uzun sürmezdi. Sevdiğim elbiseyi aldım. Gerekli olan bir kaç şeyi tıktıktan sonra kapattım. Belki yakında giderdik. Bu arada Shawn ile konuştuk. Orda olduğumuz zaman saçma çıkma şakaları yoktu ve aynı davranacaktı. Yani, en azından dediği oydu. Valizi alp aşağı indim. Shawn'in annesi zaten annem ile konuşmuştu. "Maya dikkate et." dedi ve bana bir miktar para verdi. "Teşekkürler yanımda biraz vardı anne." dedim. Başını salladı. Ona sarıldım ve el sallayıp çıktım. 

-

Arabada vakit cidden yavaş geçiyordu. Müzik dinledik, söyledik. Ben uyudum fakat; olmuyor. "Shawnn aşırı sıkıldım." dedim. Ayaklarımı ona doğru uzattım. Biraz daha rahattı. "Bir de bana sor. Burada araba kullanıyorum."  itiraz etti ve elleriyle direksiyona vurdu. O da sıkılmış olabilirdi. Benim gibi. "Ben uyuyayım sen bizi hemen eve ışınla." dedim. Evet lütfen bu olsun. "Tabii ki bebeğim." dedi ve güldü. "Dalga geçme. Sıkıntıdan ölmek üzereyim." dedim ve bacakallarımı çektim. "Hey, sorun değildi." dedi ve tekrar uzatmam yardımcı oldu. "Teşekkürler. Bak orada tek olmak istemiyorum. Kimse yoksa nasıl eğleneceğiz?" dedim. Yani birileri olsa iyi olabilirdi. "David orada bir arkadaşım. Pek tanımazsın. Ama tanımanı da istemem zaten." dedi. Biraz daha rahat yayıldım. "Shawn çıkmıyoruz." dedim. ve elimi salladım. Lütfen ne sanıyordu ki? "Sen öyle söylüyorsan." EVET SÖYLEDİM! Neyse ki az kaldı ve ben biraz gözümü dinlendirebilirim.

Gözlerimi açtığımda arabada evin önündeydik. Ve beni arabada bırakıp gitti.  Belki de eşyaları aldı. Götürmek için. "Günaydın uyuyan güzel." İkinci tahmini gibi. "Günaydın." dedim ev kapıyı açıp çıktım. Biraz üstüm üşüyordu. Popom ise sıcaktı. Eve geçtim. Valizlerin olduğu kısımı bulmam uzun sürmedi. Shawn onları yerleştiremediği için yere bırakmıştı. "Shawn senden bir şeyler alıyorum. Sağ ol." dedim. Tabii ki cevap vermesini bekleyemezdim. Bir tane kırmızı renkli sweatshirt aldım ve banyoya ilerledim. üstümdekini çıkarıp onu giydim. "Sanırım eve bir şeyler söylemeliyiz. Ve.. çok.. çok yakışmış." dedi. Utanarak başımı gizledim. "Sen istediklerini söyle yiyelim ve sonrasında havuzda takılalım. " dedim masaya geçerken."Yemek aldım ve sonra da markete gideriz. Şimdi gel dışarda oturalım." dedi Shawn Başımla onayladım ve havuz başına geçtik. "Çok çirkin hissediyorum. Ve sakın aksini idda etme. Çünkü ciddiyim." dedim Mutlu gibi hissetmekten ziyade cidden çirkin hissediyordum. Gözümü açasım yoktu. "Ah, Maya." dedi ve telefonunu çıkardı. "Ne?" dedim. Birden resim çekmeye başladı. "Dur." ellerimle yüzümü kapatmaya çalıştım. "Sadece bir dakika bekle ve ellerini çek. Söz veriyorum. Zorlamıyorum." dedi. "Peki." dedim ve ellerimi çektim. Düz bir şekilde ona baktım. Telefonu çekince bende yanına gidip oturdum.