fifteen

26 2 0
                                    


Okul meselesini hala konuşmadık. Şimdiye kadar. Aslında düşündüm ve kariyeri onun için güzel olan şeydi. Ve istediği şey. İlk başta küçükken bir ajansa kayıt olmuştuk. Shawn, bunu hep hayali olduğu için ilerledi. Bende yaptım ama onun gibi değil. Shawn'ın sesi de çok güzeldi. Şarkılarını kendisi yazıyordu. Bende söylemesine bayılıyordum

Ama sorun bu değil zaten. Bana ne yapmak istediğini söylese yeter. Şimdi mi? Şimdiyse ailelerimizle salonda oturuyorduk. Okul için neler yapmamız gerkeceklerini söylüyorlardı. "Anne aslında ben Maya ile olmak istiyorum." Karen gülümsedi ve benim anneme baktı. "Biz zaten birlikte olsanız mutlu oluruz." dedi annem ve devam etti. "Ama nasıl olur bilmiyorum. Yeni bir hayat." 

"Zaten sürekli birlikteyiz. Sıkılacağımız ve garipseyeceğimiz bir durum olmaz." dedim. Babam zaten benim için doğru olana sen karar ver diyordu. Çünkü beni zorlamak ve fikrimi etkilemek istemiyordu. "Oğlum zaten tek başına alabileceğin bir karar değil."  Babası da konuşunca ona döndüm. "Shawn ile zaten aynı evdeyiz. Bir şey olmaz ama baban haklı. Her şey bu değil değişecek bir çok şey olucak." dedim. Toronto da yaşıyoruz ve Ottava'da okulumuz olduğundan yol bir hayli uzun olacaktı. Orada küçük bir yer tutabilirdik. Sadece garip olurdu. Burada yaşadık ve ailemiz. Çocukluğumuzun geçtiği ev.. Bizim için yeni ve garip olsa da eminim taşınsakta bir süre sonra alışırdık. Sorun da değildi belki. Peki neydi? 

Ben fazla endişeleniyordum. Sonuçta hiç mi kavga etmeyeceğiz? Bilmiyorum ama şu an arkadaş konumunda değiliz ve bu büyük bir karar. Aslında ailemizin destek olması da baya iyi bir şeydi. 

"Ev, okula yakın olmalı tabii. Ama biz onaylasak bile sizin de bu konuda anlaşmanız lazım." Karen çok mantıklı konuştu. Shawn ile birbirimize döndük. "Doğru Shawn. Bunu konuşmamız lazım." dedim. O çok hevesliydi ve hayalini bozmak istemiyordum.

"Mutfağa gidelim mi biraz?" dedim. Başını salladı. Ayağa kalktık. "Hemen geliyoruz." dedi. 

İçeri geçtik ve ben tezgaha oturdum. "Shawn, seni anlıyorum. İsteklerimi ama ben geleceği düşünüyorum." dedim

"Neden? İyi olmaz mı? Hep bir evimiz olsun istedik. Şimdi sorun ne?" Sorun olmasından değil ama ilerde olacağını düşündüğümden böyleyim. "Ya ilerde bize bir şey olursa? Arkadaşlığımız da bozulacak. Ne yapacağız? Evi ikiye mi böleceğiz." dedim

"Hayır böyle bir şey olmayacak. Ben buna izin vermem." dedi ev ellerini yanağıma koydu. "Bilmiyorum."yaklaşıp beni öptü ve indirdi. "Bunları düşünme. Tamam mı? Olmayacak bunlar. Yıllardır tartıştığımızda sonunda hiç ayrı kalamadık. Bu da öyle olacak. Eminim." dedi. Başımı salladım. "Geçelim, konuşalım." dedi. Elimi tuttu ve içeri geçtik oturduk. 

-

Okul mevzusunu halletmiştik. Okulumuz belliydi. Aynı yere gidiyorduk. Yakınlarında bize ev kiralamak istediler. Ve bakmak için çok zamanımız olacaktı. O yüzden fazla uğraşmadık. Okumuz bitmeye yakın olduğudan da gitmiyorduk. Şimdi ise arka bahçede havuzdaydık. Ben Shawn'e meyve yediriyordum. "Shawn, çocuk musun? Al şunu tamam son." elimdeki çatalla Shawn'e muz yedirmeye çalışıyordum. Son bir tane kalmıştı. "Doydum ama." dedi ve karnıma yattı. "Almıycak mısın yani?" dudak bükerek ona baktım. Başını kaldırdı. "Peki tamam." çataldaki muzu alıp yedi. Çatalaı yandaki küçük masaya bıraktım. "Aferin oğluma." Tekrar karnıma yatınca saçını okşadım. 

Buraya pek sığmıyordu ama bu duruma alışmıştık. "Çok güneş var. Uykumu getiriyor." dedim. "Maya, yüzelim mi? Çok sıcakaldım." Doğruldu. 

"Hayır. Ben ıslanmak istemiyorum." dedim. Saçım temizdi. Bozulmasına gerek yok. "Bir şey olmaz. Ben kurularım seni." dedi. "Saçımda var." diye ekledim. Onun için de başını salladı. "Saçını da yaparım." dedi. 

"İyi o zaman, inanıyorum." dedim ve kalktım. "Soğuk mu bir bak." dedim. Ayağıyla havuzun suyu yokladı. Şapkamı ve gözlüğümü çıkarıp şezlonga bıraktım. "İyi gibi. Güneş ısıtmış. Ama çok da değil." Yani bu demek ki ısınmamış. Eliyle de suya bakarken arkasından yaklaştım. "Özür dilerim." arkasını döndü. Konuşmak için ağzını açtı ama ben onu suya ittim. Ani bir refleksle beni de kolumdan tuttu. Hayır, Shawn.

Sesli bir çığlık attım. Kafam suya gömülünce sesim kesildi. Ama sesim çıksa şu an da çığlık atardım. Sudan çıkınca kafasını sallayıp güldü. "Kötüsün." dedim. Tabii onu ben ittim ama konumuz bu değil. Ve ya bu. Aman olsun. Bana mı kızıcak?

"Beni sen ittin. Bende beraber düşelim istedim. Suç mu?" dedi. Yanıma yaklaştı. Bir de bana tepeden baktığı için utandım. Yukarıdan nasıl gözüküyorum acaba? "Olsun." dedim. Daha da yaklaştı. Dudaklarımız çok yakındı ama beni öpüyordu. Bende bunu tamamladım ve onu öptüm. Geri çekildiğimde "Affedilmek istiyorsan, bu biraz daha uzun sürer." diyerek beni öpmeye devam etti. Yaklaşık yarım dakika sonra bir öksürük sesi duyduk. Ben Shawn'ı itip arkamı döndüm. 

"Aaliyah, sen miydin? Korktum." Shawn'de oflayarak Aaliyah'e döndü. "Tam zamanında geldin. Her zaman ki gibi." Arkasını döndü ve geri suya daldı. "Bu da böyle işte." dedim. "Gelmez misin?" Aaliyah kafasını salladı. "Ben sizi bölmeyeyim. Sadece sıkılmıştım, bakayım dedim bunlar ne yapıyor." gülümsedi. Bizi neden hep böyle yakalıyor? Gerçekten zamanlama seçiyormuş gibi. "Öyle, takılıyorduk." Shawn diğer bir köşede havuzdan çıkmış oturuyordu. "Gel sende hadi." dedim. Aaliyah biraz düşündü. "O zaman bekleyin hemen geliyorum." eve doğru koşarak gitti. "Bizde devam edelim." arkamda sesini duyamam ile ürperdim. "Shawn, şöyle yaklaşma. Ve olmaz. Aaliyah birazdan gelir." onu ittim ve kendimi kaldırıp havuzun kenarına çıktım. Güneş çok kavurucuydu. 

"Yandım." Aaliyah bir an da bağırdı ve suya atladı. "Yavaş." diye bağırdı Shawn. Üstümüz su olsa da zaten ıslaktık. "Güzel atlayıştı ama." dedim. Cesaretli. Ben olsam üç saate anca girmiştim. "Bak şimdi iyi geldi." Aaliyah sudan çıkıp yanıma geldi. "Bu çocuğa nasıl katlanıyorsun? Ben bile bazen sitem ediyorum." birlikte gülüştük. Shawn yanımıza geldi. "Haha, kızın aklını böyle bulandırma. Beni çok seviyor ve katlanıyor. Senin gibi değil." Shawn ufak şakalarımızda bile alıngandı. Beni kaybetmekten mi yoksa artık normali mi anlamıyorum. Ama bu huyu küçükkende vardı. "Evet, seviyorum." Aaliyah'e göz kırptım ve dil çıkardım. O da bana göz kırptı. Yaklaşıp Shawn'e sarıldım. Yanağına öpücük bıraktım. "Kıskanma." Shawn, Aaliyah'e su atınca aralarında savaş başladı. Ben ise onlara bakıp arada katılıyor ve gülüyordum. 

-

Karen bize yemek hazırlayacağını söylediğinde hepimiz banyoya girdik ve yıkandık. Shawn söz verdiği gibi saçımı tarıyordu. Bir yandan da arada kurutma makinesini açıyordu. "Sen böyle ne kadar tatlı gözüküyorsun." dedi. Bebek olarak görüyor beni şu an. "Hey, işine dön. Sululuk yok." dedim. İş yapıyormuşçasına. "Biraz iltifat ettim sadece. Asla farklı bir amacım yok." gülümsediğinde gülümsedim. Saçım kuruyunca toplamaya çalıştı. Yapamayınca gülüp tokayı elinden aldım. "Bu işi bana bırak." Saçımı on saniye topuz yaptım ve Shawn'e döndüm. "Öğren öğren." 


"Seni çok seviyorum." yanağımdan öptü. "Bende seni." diye karşılık verdim. "Bazen seni hak edecek en yaptım diye düşünüyorum. Bana Tanrı'nın bir lütfusun." kalktım ve ona sarıldım. Beni kucağına aldı ve daha sıkı sarıldı. "Shawn, iyiki benimlesin." dedim.

"Yemek hazır." Karen aşağıdan seslenince ona baktım. "Seninle hep böyle kalmak istiyorum. Her an birlikte olalım istiyorum." dedi. "Fazla tatlısın. Isırayım mı seni?" dedim. Beklemeden yanağını çevirdi. "Salak, bunu yapmayacağım." 

"Çocuklar." Karen bir daha seslenince Shawn beni bıraktı. Onu son bir kez öptüm ve birlikte aşağı indik. Bu aptala asla kıyamıyorum. Sevmek böyle bir şey. Birde çok yakınsan değer asla biçilmiyor.

friends / s.m.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin