"Yıldızının ışığından beni mahrum bırakma sevgilim."
Saatlerdir bu cümle prensin beyninde yankılanıyordu ve her seferinde bedenini dalından düşmek üzere olan bir yaprak gibi titretiyordu. Sehun bunu nasıl öğrenmiş olabilirdi? Yada buna nasıl bu kadar normal bi tepki vermişti?
Yıldızının uyarısını düşündü. Belki de bu yüzdendi. Sehun onun kim olduğunu bildiği için uyarıyordu belki de.
Düşünerek bir yere varamazdı, gidip bunları Sehun'a sorması gerekiyordu.Saatlerdir oturduğu yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledi. Sehun bunu başkalarına da söylemiş olabilirdi. En önemlisi de Chanyeol'e. Söylememiş olduğunu ümit ederek odadan çıktı prens.
"Sehun!"
Koltukta oturmuş hiç bir şey olmamış gibi televizyon izleyen Sehun'a seslendi prens.
Büyük olan onu görünce gülümseyip televizyonu kapattı.
"Sonunda çıktın o odadan." Sehun bir çok kez kapıyı kırıp içeri girmek istemiş olsada sabırlı olması gerektiği için bundan vazgeçmişti. Prensin gözlerinde ki endişe muazzamdı. Kesinlikle çok eğlenecekti.
"Bunu nerden bildiğimi soracaksın sanırım."
Baekhyun sessizce gelip Sehun'a uzak bir koltuğa oturmuştu ama sormaya bi türlü cesaret edememişti, büyük olanda bunu fark edip önce davrandı."Ben.." Rahatsızca yerinde kıpırdandı. Aslında prens Sehun'un soracaklarından kaçıyordu.
"Sabah gördüm." Umursamaz bir tavırla söyleyip arkasına yaslandı. "...Sen uyurken."
Lanet olsun. İşte prensin korktuğu başına gelmişti. Dikkatsizliği yüzünden olmuştu tüm bunlar. Yıldızı tekrar yanmıştı prensin. Avucunu sıktı. Tüm bunlara anlam vermiyordu. Artık gücünün hepsine sahip olmak istiyordu. Böylelikle yıldızının ona söylemek istediklerini anlardı.
"Şuan bana açıklama yapman gerektiğini düşünüyorum bebeğim."
Sehun'un ukala tavırları Baekhyun'u fazlasıyla sinir ediyordu. Ona açıklama yapmak zorunda falan değildi. Zaten birine söyleyecek olsa kimse ona inanmaz, hatta delirdiğini düşünürlerdi.
"Bence artık onu benden gizlemene gerek yok." Prensin sıktığı eline bakarak söylemişti Sehun.
Yüzünde ki gülümseme dahada genişleken Baekhyun'a yaklaştı.Baekhyun hızla ayağa kalkıp Sehun'dan uzaklaştı.
"Neyden bahsettiğini bilimiy-.."
Prens in cümlesini bölen şey birinin kapıya alacaklı gibi vurmasıydı."Mutfağa gir ve sakın ordan çıkma."
Sehun sert bir şekilde söyleyip kapıya gitmişti. Baekhyun'sa yapacak başka bir şeyi olmadığı için söylediğini yapmıştı. İçinde kötü bir his vardı. Elini kalbinin üzerine koyup derin derin nefes almaya çalıştı. Kalbi bir anda ateşler içinde yanıyormuş gibi sızlamaya başlamıştı ve bunun tek bir sebebi olabilirdi."H-hyung.. Burda ne işin var?"
Sehun şaşkınlıkla konuşmuştu. İçinden lanetler ediyordu. Aptalın teki gelip her şeyi mahvetmişti. Yani Chanyeol."Küçük kardeşim neler karıştırıyor bir bakayım dedim."
Sehun'u kenara ittirip içeriye girerek söylemişti.
"Arkadaşın nerde? Onunla tanışmak istiyorum."
Oturma odasına girmiş ve etrafta biri var mı diye göz gezdirip koltuklardan birine oturmuştu.Sehun sinirini gizlemeye çalışıyordu. Baekhyun'un ortaya çıkmamasını ümit etti.
"O şeyde ımmm.."
Chanyeol kaşlarını çattı ve oturduğu yerden kalkıp Sehun'a yaklaştı. Şimdi emin olmuştu bir şeyler karıştırdığından.
"Chanyeol.."
Baekhyun Chanyeol'ün geldiğini kapı çaldığında anlamıştı zaten. Sesini duyunca kalbi sanki yeni hayata tutunmuş gibi atmıştı. Onu ne kadar da çok özlemişti. Ve evet dayanamayıp mutfaktan çıkmıştı. Onu tekrar görmek hayatı boyunca ona bahşedilen nadir şanslardan biri gibi hissetmişti. Ne ara bu kadar bağlanmıştı ona.
Chanyeol prensin sesini duyunca zihnin ona oyun oynadığını düşünmüştü, son zamanlarda olduğu gibi. Ama bu diğerlerinden çok daha gerçekçiydi. Sesin geldiği yöne baktı.
"Ba-baekhyun.."
Chanyeol daha fazla dayanamayıp koşarak prense sarılmıştı. Son olanlardan sonra ona bir daha bu kadar yaklaşamam diye düşünmüştü. Ama özlemi içinde ki korkuyu yenmişti. Ne olduğunu bilmesede kullarında ki bu muhteşem varlığa aşık olmuştu
Baekhyun istemese de Chanyeol'ü kendisinden uzaklaştırdı. Kokusunu çekebildiği kadar çekmişti içine.
Ondan uzak durmak canını yakıyordu ama Chanyeol'ün canını yakmak onun için ölümle işitti. O yüzden ondan uzak durmalıydı."Senin burda ne işin var?"
Chanyeol'ün aklında dolanan bir çok soru vardı ve bir yerden başlamasını gerektiği için ilk aklına gelen soruyu sormuştu.
Onu bulamayacağına dari düşündükleri kaç gündür acısını kat ve kat arttırmıştı. Ama şimdi o acının yerinde büyük bir mutluluk vardı, onu tekrar görebilmişti. Ve ona olan hislerinin tahmin ettiğinden daha büyük olduğunu anlamıştı."O sana bahsettiğim arkadaşım Chanyeol."
Chanyeol Sehun'un sesiyle onunda burda olduğunu ancak hatırlayabilmişti.
Ve içinde ki ihanete uğramışlık hissini yok etmeye çalıştı. Ona nasıl söylememişti Baekhyun'u bulduğunu?"Bana öyle bakmayı kes, Baekhyun istedi söylememi."
Prens kaşlarını çattı. Ona böyle bir şey söylememişti.
Ama Chanyeol buna hemen inanmıştı. Neden inanmasındı ki? Sonuçta saklanmayı seçen oydu.
"Hem onu ben bulmadım o beni aradı ve gelmemi istedi."
Prens Sehun'un ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. Sinirle avucunu sıktı.
Sehun'un söylediklerinden sonra hissettiği ihanete uğramışlık hissini bu sefer prense karşı hissetmişti Chanyeol.
Ama buna hakkı var mıydı?Hem tüm bunlardan önce Baekhyun'a fazlasıyla Sinirliydi Chanyeol. Ona hiç bir şey söylemeden çekip gitmişti. Bir açıklamayı kesinlikle hak ediyordu.
Baekhyun tam bir şey söyleyecekken Chanyeol buna izin vermemiş ve sert bir şekilde kolundan tutup hızla evden çıkartmıştı onu.
Tüm bu olup biten her şeyi öğrenmek zorundaydı Chanyeol, bunun içinde önce prensi evine götürecekti.
Sehun Chanyeol'a engel olmamıştı ve sinirle etrafında ki eşyaları dağıtıp kapıyı çarparak evden ayrıldı.
******
BÖLÜM SONU.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAD KİNG
FantasyYeryüzü prensi gökyüzü prensine,gökyüzü prensi de yeryüzü prensine aşık olursa ne olur..?? Acı.. Mutluluk.. Hüzün.. Tebessüm.. Gözyaşı.. Özlem.. Sevinç.. Sizce bu aşk onlara hangisini yaşatacak.? BOY×BOY *Chanbaek*