"Baekhyun artık ağlama lütfen.."
Kyungsoo çaresizce söyleyip tekrar ve tekrar sarıldı prense. Chanyeol gittiğinden beri yaptığı tek şey ağlamaktı.
"Senden korkuyor olması senin suçun değil ki bilerek yapmadın daha kaç kere söylemem gerekiyor bunu."
"Önemli olan sebep değil Soo. Önemli olan sonuç." Sulu gözlerle baktı Kyungsoo'ya. Çok üzgün görünüyordu. Saatlerdir ağlayarak onu üzdüğünün farkında bile değildi. Herkesi üzüyordu işte.
"Aşık olduğun kişi senden korkuyor olsa ne hissederdin Soo?"
Prens üzgün bir ses tonuyla söyleyip Soo'ya baktı. Babası ona gerçekten de verilebilecek en büyük cezayı vermişti.Kyungsoo Kai'nin ondan korktuğunu bir anlık düşünmüş ve Baekhyun'u anlamaya çalışmıştı. Bu gerçekten çok zor olmalıydı.
"Sen biraz önce aşık olduğum kişi mi dedin?"
Prens bunu ilk defa itiraf ediyordu kesinlikle. Daha önceden bunun farkındaydı ama hiç bir zaman kabul etmemişti.
"Annemle konuştum Soo."
Prens rüyasını düşündü. O bir rüya değildi. Annesi onunla gerçekten konuşmuştu.
Kyungsoo nasıl dercesine bakınca devam etti prens.
"Rüyama geldi." Yüzünde ki kurumakta olan yaşları elinin tersiyle sildi. "... Bana kalbimin artık Chanyeol'e ait olduğunu ve artık mutlu olmam gerektiğini söyledi."
Kyungsoo sevinçle gülümsedi. Prense anlatmak istediği şeyde buydu işte. Tekrar gökyüzüne dönmesi imkansızdı ama Baekhyun buna bir türlü inanmak istemiyordu.
"Anneni dinlemelisin Baek."
"Öyle yapacağım."
Gülümsemeye çalıştı prens. Chanyeol ile mutlu olacaktı. Artık biliyordu, hiç bir zaman gökyüzü kralı olamayacaktı. O buraya aitti. Chanyeol'a aitti.Daha sonrasında bütün kötü şeyleri düşünmemeye çalışarak akşama kadar Kyungsoo'yla konuşmuşlardı.
Prens Kai'ye minnettardı. Ona bir teşekkür borçluydu Kyungsoo'ya bu kadar iyi bakıp onu mutlu ettiği için.***
Sonunda Kai ve Chanyeol işten gelmişlerdi ve birlikte akşam yemeği yiyorlardı.
Chanyeol elinden geldiği kadar Baekhyun'la göz teması kurmamaya çalışıyordu. Ve bu kesinlikle çok zordu.
"Artık biz kalkalım." Kai bir an önce eve gidip Kyungsoo'yla yalnız kalmak istiyordu. Onu çok özlemişti.
"Kai."
Kyungsoo ve kai evden çıkmak üzereyken seslendi prens.
Kai Baekhyun'un ona ilk kez kara çocuk yerine ismiyle hitap etmesine şaşırmıştı.
"Kyungsoo'yu mutlu ettiğin ve ona bu kadar iyi baktığın için teşekkür ederim."
Kai tekrar şaşırmıştı. Gülümseyerek karşılık verdi ve Kyungsoo'nun elini tutarak evden ayrıldılar.
"Bu gün yorucu bir gündü erken uyuyacağım sana iyi geceler."
Prense bakmamaya çalışarak söylemişti Chanyeol. Yorgun falan değildi sadece Baekhyun'a karşı kendini kötü hissediyordu sabah ki olanlardan sonra.
"Sana söylemek istediğim şeyler var."
Prens ciddi bir şekilde söyleyip koltuklardan birine oturdu. Chanyeol'ün ilgisini çekebilmişti.
"En kısa zamanda bir iş bulup kendime ev tutacağım."
Chanyeol yanına gelip oturunca direkt söylemişti.Büyük olan şaşkınlıkla Prense baktı. Ne saçmalıyordu böyle.
"Saçmala Baekhyun hiç bir yere gitmeyeceksin."
"Gitmemi istersin diye düşünmüştüm. Sonuçta hiç kimse korktuğu biriyle aynı evde yaşamak istemez."
Baekhyun hızlıca cevap vermişti. Elinden geldiği kadar ciddi olmaya çalışıyordu. Şuan sadece Chanyeol'ün hislerinden emin olmaya çalışıyordu.Büyük olan telaşla Baekhyun'un elini tuttu. Sanki yanından yok olup gidecekmiş gibi hissediyordu. Elini tutuşu gitme der gibiydi. Rüzgara inat dala tutunmaya çalışan yaprak gibi tutunmuştu. Bıraksa ölecek gibiydi. Bıraksa yok olup gidecek gibiydi. Bıraksa bir daha tutamayacak gibiydi!
"Senden korkmuyorum Baek. Senden hiç bir zaman korkmadım. Sadece bana artık her şeyi anlatmanı istiyorum. Kafamda ki sorular aklımı karıştırıyor ve ben bir çıkış yolu bulamıyorum. Bana sadece sen yardım edebilirsin."
Hiç nefes almadan hızlıca konuşup Prensin gözlerinde ki ışıltıya baktı. O ışıltı olmadan nasıl yaşayabilirdi ki.
"O zaman kanıtla."
Gülümseyerek söyleyip Chanyeol'ün dudaklarına yaklaştı prens.
Dudakları birleşmeden önce hafifçe gülümsemişti Chanyeol.
Birbirlerini şehvetten uzak sadece aşkla öpüyorlardı.
Baekhyun kollarını Chanyeol'ün boyununa dolayıp ona daha da yaklaştı. Daha bu sabah kendini evrenin en şanssız ve mutsuz insanı gibi hissederken şimdi en şanslı ve en mutlu insanı gibi hissediyordu. İkisinin de sebebi Chanyeol'dü. Mutluluğu da ona bağlıydı mutsuzluğu da.
"Bana söz ver Baek." Dudakları ayrıldıktan sonra alnını Baekhyun'nun alnına dayamıştı büyük olan. ".. Bana gitmeyeceğini dair söz ver."
"Söz veriyorum."
Gülümsedi Chanyeol. Daha fazlasını isteyemezdi. Kollarını Baekhyun dolayıp sıkıca sarıldı. Baekhyun'a ait olduğu yeri göstermek istercesine sarıldı.
Bu güzel ani bozan şey kapının çalması olmuştu. Ama Chanyeol'ün Baekhyun'dan ayrılmaya niyeti yok gibi görünüyordu. Kapı ısrarla çalışıyordu.
Prens gülümseyerek geri çekildi.
"Baksan iyi olacak."
Gülümseyerek söyledi.Chanyeol derin bir nefes alıp gelen kişiye içinden küfürler ederek kapıyı açmaya gitmişti.
"Kimsiniz?"
Chanyeol kapıda ilk kez gördüğüne emin olduğu kişiye bakarak sordu.
Prenste kimin geldiğini merak edip Chanyeol'ün arkasından gitmişti.
"K-kris."
Gözleri prense oyun oynuyor olmalıydı.
*****
BÖLÜM SONU.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAD KİNG
FantasyYeryüzü prensi gökyüzü prensine,gökyüzü prensi de yeryüzü prensine aşık olursa ne olur..?? Acı.. Mutluluk.. Hüzün.. Tebessüm.. Gözyaşı.. Özlem.. Sevinç.. Sizce bu aşk onlara hangisini yaşatacak.? BOY×BOY *Chanbaek*