12.BÖLÜM

259 46 4
                                    

PART 1

Kai böyle bir şeye elbette izin vermezdi, ne anlatacaksa burda anlatmalıydı.

Bundan Chanyeol de hoşlanmamıştı tabii ki ama bir şey söyleyemezdi, bu yüzden sessiz kalmayı tercih etti. Hem Baekhyun'un hoşlandığı kişi evliydi öyle değil mi? Bu Kyungsoo olamazdı.

"Ne anlatacaksan burda anlat." Kai sessizliği bozarak sert bir ses tonuyla söyledi.

"Yalnız konuşmamız gerekiyor dedim." Prens te aynı sinirle karşılık verip Kyungsoo'nun elinden tutmuştu. "....Benimle gel Soo. Odamda konuşalım, sana her şeyi anlatacağım."

Kai buna her ne kadar izin vermek istemesede Kyungsoo geçmişine dair bir şeyler öğrenmek istediği için karşı koyamamış ve kabul etmek zorunda kalmıştı.

***

Baekhyun ve Kyungsoo birlikte prensin odasına girmişlerdi. Baekhyun Soo'nun elinden tutup yatağa doğru götürdü ve oturup onu da yanına oturtturdu.

Kyungsoo hem heyecanlıydı hemde korkuyordu. Heyecanlıydı çünkü; yıllar sonra onu tanıyan biriyle karşılaşmıştı. Korkuyordu çünkü; kötü şeyler öğrenebilirdi.

"Önce sana herşeyi anlatacağım, eğer hatırlamazsan ben sana yardım ederim hatırlaman için."
Prens ciddi bir şekilde söylemişti. Her ne kadar anlatacakları Soo'yu üzecek olsada buna mecburdu. İstese gücünü kullanarak her şeyi hatırlamasını sağlayabilirdi ama bunu yaparsa kendisi için iyi olmazdı. Güçlerinin hepsini kullanamadığı için bu bedenine fazlasıyla zarar verirdi. Belki bir hafta belki de daha fazla bir süre baygın kalabilirdi. Bunu bir çok kez yaşamıştı çünkü. Ama bunun bir önemi yoktu Kyungsoo için her şeyi yapardı.

"Ailem?" Kyungsoo'nun sorduğu ilk şey bu olmuştu. "...Her şeyden önce onların nerde olduğunu öğrenmek istiyorum."

Baekhyun biliyordu tabii ki ilk onları soracağını. Ama en başından başlayacaktı anlatmaya. Derin bir nefes aldı ve Kyungsoo'yla tanıştıkları ilk günden bu güne kadar her şeyi anlattı. Soo bi kaç kez bölecek olsa da buna izin vermemişti. Oda prensi bir masal dinliyormuşcasına dinlemişti. Ama anlattığı hiç bir şeye inanmamıştı. Dalga geçtiğini düşünüyordu.

"Seni niye dinledim ki bunlar saçmalık." Oturduğu yerden kalkarak söyledi.

Baekhyun hemen kolundan tutup onu durdurmuştu.

"İnanmayacağını biliyordum."
Üzüntüyle söyledi prens. "Sana bir prens olduğumu kanıtlayabilirim."

Soo'nun kolunu bırakıp avucunu açarak yıldızının ışık saçmasına izin verdi.

Kyungsoo büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla prensin eline bakıyordu. Elini uzatıp yıldıza dokunmak istemişti.

"Bu gücümü temsil ediyor."

"Muhteşem." Soo hayran hayran bakmaya devam ederek söylemişti. "..Nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama güzel numara, etkilendim."
Aslında şuan da fazlasıyla korkuyordu. Ya gerçekten güçleri varsa ve bana bir şey yaparsa diye düşünmeden edememişti.

"Elini yıldızın üzerine koy." Prens daha fazla onu inandırmaya çalışmayacaktı çünkü bir işe yaramayacağını anlamıştı.

Soo geriye doğru çekilmişti, korkuyordu.
Prens derin bir nefes alıp kolundan tutarak elini yıldızının üzerine koymuş ve avucunu kapatmıştı.

"Gözlerini kapat."
Prensin söylediği şeylere karşı koymanın anlamsız olduğunu anlamıştı Kyungsoo, bu yüzden söylediğini yaptı.

Gözlerini kapatır kapatmaz. Bir şeyler görmeye başlamıştı. Hayatı. Hayatını izliyor gibiydi. Her şeyi unutmadan önceki her şeyi.

Bir kaç dakika sonra gözlerini yavaşça açarak nefesini düzenlemeye çalıştı. Her şeyle birlikte ailesine olanları da izletmişti ona prens.

"S-soo.."

Baekhyun bitkin bir ses tonuyla söylemişti. Gözleri kapanmadan önce söyleyebildiği tek şeydi.

"Prensim."
Soo endişeyle seslenmişti. Baekhyun'un yüzünü elleri arasına alarak çaresizce seslenme devam etti. Onu ne kadar da çok özlemişti. Her şeyden çok. Her zaman yaptığı gibi yine onun için kendini düşünmemişti prensi.

"Baek.. Lütfen uyan. Sana anlatmak istediğim çok şey var.. Lütfen. Lanet olsun bunu neden yaptın ki.."
Göz yaşlarını silmeye çalışarak konuşmuştu, ağlamasını durduramıyordu. Eğer Baek uyanmazsa yaşayabileceğini sanmıyordu.

"Neredeyse iki saat oldu hala bitmedi mi konu..."
Kai kapıya tıklattıktan sonra ses gelmeyince içeriye girerek konuşmuştu.

Kai ve Chanyeol iki saat ancak bekleyebilmiş ve iki saatin yeterli olacağını düşünüp yukarıya çıkmışlardı.

Chanyeol Kai'nin arkasından odaya girip niye bu kadar şaşırdığına baktı.

Baekhyun baygın bir şekilde Soo'nun kollarında yatıyordu ve küçük olanın ağlıyor olması da Baekhyun'un sadece uyumadığını açıkca belli ediyordu. Zorla yutkunup prense doğru yaklaştı. Kalbin de tarifi imkansız bir acı oluşmuştu onu bu şekilde görünce.

"Ona ne oldu..?"

Zorda olsa sorabilmişti. Prensin teni o kadar beyazdı ki sanki ölmüş gibiydi.

"O.. O sadece Ba-bayıldı.."

Kyungsoo öyle olmasını umut ederek söyledi. Kai hemen Soo'nun yanına gelip ona sarılmıştı. Onu ağlarken görmek istemiyordu.

Chanyeol'da prensin yanına oturmuş endişeli bir şekilde solgun yüzüne bakıyordu.

"Kai hemen bi doktor çağır."

Baekhyun nefes alıyordu, her ne kadar solgun ve bembeyaz olsada yüzü sadece bayılmış olduğunu düşündü Chanyeol.

"Hayır! Doktor bir şey yapamaz."

Kai tam telefonunu çıkaracakken onu durdurmuştu Kyungsoo.

"Bu ne demek oluyor?"
Chanyeol sinirle sordu. Kyungsoo'nun bu olanları açıklaması gerekiyordu.

"Şuan sadece uyuyor. Ne kadar sürer bilmiyorum ama olanları uyanınca o anlatacaktır."

Soo uyanmasını ümit ederek söyledi. Prens ilk defa gücünü bu kadar çok kullanmıştı bu yüzden ne olacağını oda bilmiyordu.

*******

Uzun bir süreden sonra tekrar burdayım ve bitirmedende gitmeyeceğim. Umarım beğenirsiniz. ❤️❤️❤️

DEAD KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin