CHANYEOL
Kalbimin bu kadar hızlı atıyor olması korkudan mıydı yoksa aşktan mı emin değildim ama şuan deli gibi korkuyordum.
Buna rağmen kendime engel olacak güç benden hayli uzakta görünüyordu. İşte şimdi anlamıştım ki Baekhyun'un tadı uyuşturucu gibiydi. Zarar vereceğini bile bile istiyordun. Alana kadar durmayacaktım.Dudaklarını hissettiğim de kalbim dahada hızlanmıştı. Onu her öptüğüm de bu hissi ilk kez yaşıyor gibiydim. Oysa ki bir çok kişiyi öpmüştüm. Neden Baekhyun bu kadar farklı ve muhteşem hissettiriyordu?
Karşılık vermiyordu ama beni durdurmak istiyor gibide görünmüyordu. Alt dudağını dudaklarım arasına alıp emdiğim de daha fazla dayanamayıp karşılık vermişti. Şimdi her şey daha da kusursuzdu.
"Chanyeol."
Bir anda kendini hızla benden uzaklaştırınca kendimi büyük bir boşlukta hissetmiştim.
"Özür diler-." Tam onu öptüğüm için özür dileyecekken gördüğüm şey karşısında dilim tutuldu. "...Aman Tanrı'm."
Baekhyun'un avucunda bir yıldız vardı ve ışık saçıyordu. Yavaş yavaş ışık sönüp yıldız yok olurken gözümü kırpmadan onu izledim. Bu hayatım da gördüğüm en güzel şeydi.
"O benim gücümü temsil ediyor."
Şaşkın bakışlarıma bir cevap verdiğinde bakışlarımı elinden çekip gözlerine baktım.
Bana anlattıkları hala imkansız geliyordu ama gördüklerim ısrarla her şeyin gerçek olduğunu söylüyor gibiydi.Zaten Baekhyun'un normal biri olmadığını beni duvara fırlattığı zaman anlamıştım. Bütün anlattıkları her şeyi açıklıyordu ve inanmamak aptallık olurdu.
"Onu tekrar görmek istiyorum."
Elini tutarak söylediğim de bana güzel gülümsemesini bahşetti ve ayağa kalktı.
"Benimle gel."
Beklemeden kalkıp arkasından gittim. Hayal görüp görmediğimden emin olmak için o yıldızı tekrar görmek istiyordum.
Mutfak kapısından bahçeye çıkmıştık. Yüzünde anlam vermediğim bir korku vardı Baekhyun'un. Endişeli görünüyordu. Nedenini merak etsem de yıldıza odaklandım.
Biraz önce ki kadar parlak olmasa da avucunda ki yıldız tekrar ortaya çıkmıştı. Büyüleyiciydi. İstemsizce elimi kaldırıp yıldıza doğru uzattım. Dokunmak istiyordum.
Baekhyun elini hızla geri çektiğinde hayal kırıklığıyla baktım.
"Yıldızım gücümü kullandığım zamanlar da ve ay ışığında parlıyor."
Çimenlerin üzerine oturarak söylemişti. Bende yanına oturdum."O zaman seni öptüğümde..?"
"Kontrol edemiyorum. Bu yüzden benden uzak durmalısın Chanyeol."
Üzgün bir yüz ifadesiyle söylediğin de aslında bunu istemediğini anlamıştım. Hislerimin karşılıksız olmadığını biliyordum.Benden istediği şey fazlasıyla imkansız görünüyordu. Kontrol etmenin bir yolu olmalıydı.
"Bunu yapabileceğimi sanmıyorum."
Açıkca söylediğim de yüzünde ki anlık mutluluğu yakalamıştım. Yada öyle olmasını istemiştim. Emin değilim."Bir tek sana karşı böyle oluyor. Birde Sehun'a."
İstemsizce sinirlendiğimi hissediyordum. Bunu anlayacak kadar Sehun'la yakınlaşmışlar mıydı yani? Şimdi de kardeşimi kıskanıyordum ne güzel!
"Sehun'u öptün mü?" Tam olarak sormak istediğim şey bu değildi ama merak ettiğim şey buydu. Çünkü onu öptüğüm zaman oluyordu ne oluyorsa!
"Hayır tabii ki de nerden çıkardın bunu?" Sinirle cevap vermişti.
"Biz yakınlaştığımız zaman oluyorsa tüm bunlar Sehun'a karşıda öyle oluyordur diye düşündüm." Ve hala öyle olduğunu düşünüyordum. İstediğim cevabı henüz vermemişti.
"Onu gördüğüm zaman yanıyor yıldızım. Yakınlaşmama gerek kalmıyor. Onu karşı beni uyarıyor gibi anlamıyorum."
Sesinde ki çaresizliği hissetmiştim. Hiç bir şey yapamayacak olmak ise ölüm gibi bir şeydi. Hala anlam veremediğim bir çok şey vardı.
"Peki dün gelen kişi, Kris denen adam ne için gelmiş tam olarak ne istiyor senden."
Aklıma gelen ilk soruyu sordum. Dün gece bütün konuşmalarını dinlememiştim. Zaten bir şey anlamıyordum. Baekhyun bana her şeyi anlatacaktır diye ümit ederek ordan ayrılmıştım. Öyle de olmuştu.
"Gökyüzün de babamı kral olarak kabul etmeyen bi halk var. Abritex halkı. Babam onlara karşı bir savaş başlatmış. Tek tek hepsini öldürüyormuş. Kris'te o halkın yöneticisi. Babam onu yakalayınca öldürmeyip yeryüzüne sürgün etmiş. Hafızasını da her şeyi hatırlayıp acı çekmesi için silmemiş. Oda beni buldu yardım istemek için ama.."
Sesi son cümle de kısılmıştı ve başını eğip bakışlarını eline indirmişti. Onu böyle görmek kalbimde ilk defa hissettiğim bir sızıya sebep oluyordu. Baekhyun'u tanıdıktan sonra ilk defa hissettiğim hislerden biriydi bu."O adamın oğlu olmaktan utanıyorum Chanyeol."
Sesi titriyordu. Ağlamak üzereydi ve ben onu ağlarken görmek istemiyordum.
Kollarımı etrafına dolayıp sıkıca sarıldım."Bu olanlar senin suçun değil Baek. O adamın oğlu olmakta senin suçun değil." Onu teselli edecek kelimeler söyledim ve daha sıkı sarıldım. Bir ömür böyle kalabilirmişim gibi geliyordu. Ne ara ona bu kadar bağlanmıştım ki? Bilmiyordum ama kendime verdiğim bir söz gelmişti bir anda aklıma, Annemle babam öldükten sonra vermiştim bu sözü. Hiç kimseyi sevmeyeceğime ve kimse için üzülmeyeceğime dair bir sözdü. Ama sözümü tutamamıştım. Baekhyun'u seviyordum ve o üzüldüğü zaman bende üzülüyordum. Kollarımda ki bu melek beni çok değiştirmişti.
"Babam dediğim adam benim en yakın arkadaşımın ailesini öldürdü. Bazen Kyungsoo'nun gözlerine bakarken kendimi çok kötü hissediyorum."
Ağlıyordu. İstemsizce gözlerimin dolduğunu hissettim. Onu böyle görmek kalbimi parçalıyordu."Bu senin suçun değil biliyorsun lütfen üzme kendini."
Bir anda kollarımdan ayrıldığında hissettiğim soğuğu görmezden gelmeye çalıştım. Gözyaşlarını hızlıca silip güçlü görünmeye çalışmıştı. Sanırım şuan yaptığı şey için kendine kızıyordu. 'Beni bu kadar uzak mı görüyorsun kendine Baek? Dertlerini anlatıp sarılmak istemeyecek kadar uzak!'
Boğazımın yandığını hissediyordum. Yutkunarak o hissi geçirmeye çalıştım. Ama olmuyordu. Belki de mecbur kalmamış olsa bana gerçekleri de anlatmayacaktı? Belki de onun için gerçek hayatını gizleyecek kadar değersiz biriydim? Bunları düşününce sızı dahada artmıştı. Düşünmemeye çalıştım.
"İçeriye geçsek iyi olacak geç oldu."
Benimle göz teması kurmamaya çalışarak konuşup içeriye gitmişti. Derin bir nefes alıp arkasından gittim.
İçeriye girdiğimiz de Baekhyun "İyi geceler" diyip konuşmama izin vermeden yukarıya çıkmıştı. Neden birden böyle davranmaya başlamıştı ki? Lanet olsun!
Bende üst kata çıkmak için bir kaç adım atmıştım ki kapı çalmıştı. Saat epeyce geçti. Bu saatte kim gelmiş olabilir diye düşünerek kapıyı açmaya gittim.
"Aman Tanrım.." Kapıyı açtığım da gördüğüm manzara hayatım boyunca asla görmek istemeyeceğim bir manzaraydı. "...Sehun!"
******
BÖLÜM SONU.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAD KİNG
FantasyYeryüzü prensi gökyüzü prensine,gökyüzü prensi de yeryüzü prensine aşık olursa ne olur..?? Acı.. Mutluluk.. Hüzün.. Tebessüm.. Gözyaşı.. Özlem.. Sevinç.. Sizce bu aşk onlara hangisini yaşatacak.? BOY×BOY *Chanbaek*