Luhan'dan sonraki hastalarıma aklımı bir türlü veremiyordum.
Yaşadığı şeyler öyle kötüydü ki. Kazanmış olduğu fobi de zaten yaşadığı bu travma sonrası olmalıydı ve dün olanlardan sonra üzerine gitmem de tuzla biber olmuştu.
Son hasta ile de ilgilendikten sonra hemen küçük odamdan çıkıp bekleme salonuna geldim. Baekhyun dosyaları düzenlerken ona çıktığımı ve çok fazla yorulmadan evine gitmesini söyledim.
Arabama bindiğimde kokusu arabama sinmişti ve buram buram Luhan kokuyordu. Rahatsız değildim ancak kokusu baş döndürücüydü.
Evin önüne geldiğimde ciğerlerime tekrar kokusunu doldurdum ve indim.
İçeri girdiğimde sevgilimin evde olmadığını gördüm. Bu iyiydi çünkü şuan onu hiç çekemezdim. İkimizin paylaştığı odaya girdim. Üstümü değiştikten sonra kendimi yatağa bıraktım.
Küçük, pembe dudakları gözümün önüne gelirken kalbimin ilk kez bu kadar hızlı attığına şahit oluyordum. Elimi istemsizce göğsümün üstüne koydum. Uzun zamandan sonra kalbimin attığını hissediyordum.
Yanlış anlaşılmasın Hye Mi'yi gerçekten seviyorum ancak bu çocuk aklımı karıştırıyordu.
Ona yakın olup, o dudakları hapsetmek istedim.
Ona sarılmak ve saçlarını okşamak istedim.
Sadece bir kere onun ellerini tutmak istedim.
Gözlerimi kapatıp yemek yemeden uyumayı denerken aklımda olan tek şey sarı saçların sahibi Luhan vardı.
-------------------
Dünkü olaydan sonra oldukça dinç kalkmıştım ve bu sefer ne alarm ne abimin sesi ne de yataktan düşmenin verdiği acı ile uyanmıştım.
Yatağımdan kalkıp saate baktığımda henüz saatin 6 olduğunu gördüm.
İş olduğu zaman kalkmayan ben, iş olmadığı zaman erkenden dikiliyordum.
Zaten şu ironiyi anlayan varsa bana da anlatsın lütfen.
Okul zamanı anneniz sizi bacağından tutup kaldırmaya çalışırken uyanmazsınız, hafta sonları bok varmış gibi erken saatlerde uyanırdınız. Bu sanırım hayatın piçliklerinden sadece en masum olanı.
Erken kalkmış olmanın verdiği gıcıklıkla abime kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Sevdiği şeyleri hazırlarken o da koca kıçını kaşıya kaşıya geliyordu.
Beni gördüğünde gözleri gülerken hemen masaya kurulmuş , meyve suyundan yudum bile almıştı.
İnsan ayı olmasın.
Birlikte kahvaltı ederken sessizdik.
"Çalışmaman sorun değil. Evde kalabilirsin."
Yediğim lokmayı öksürerek çıkartırken abim fırsattan istifade sırtına ölümüne geçiriyordu.
"Abi..."
"Hadi ben işe gidiyorum karıcığım."
Ney?
Kar-dan sonra ne dedi o?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can We Start With KISSING?
FanfictionDoktor : Oh Sehun Hasta : Park Luhan Tanı : Afefobi (birinin size dokunmasından ürkmek veya iğrenmek) Tedavi: Öpüşmek (?!?!)