Gözlerimi güneşin güzel ışığıyla falan açmadım. Unutun bunu! Siktiğimin alarmı zır zır öterken agresif bir ruh haliyle kalktım yatağımdan. Ne vardı sevdiceğim yanağımdan öpüp uyandırsaydı! Üzerimi hızla giyinip kravatımla uğraşarak mutfağa gittim. Koca kıçlı dev ner-
Aha not bırakmış."Lu~ Biz Baekkie ile kahvaltı yapacağız sende kendi başının çaresine bak.
-Koca kıçlı Abin-"İnsanın kendini tanıması ne kadarda güzel! Bok kafalı Ahmak herif! Tabi Luhan kim ki! Çöplükten buldukları porselen bebek değil mi?
Mutfağı talan etmekle uğraşamayacağım için ayakkabıları sinirle giyip dışarı attım kendimi.Evet ne yiyebilirim?
1- Bok
2- Zıkkım
3- Sanırım yemek3. Seçenekte karar kılıp, en sevdiğim cafeye gittim. Burası çok çok çok şekerdi.Uzun zamandır gelmiyordum. Kasadaki yaşlı bayana selam verip her zaman ki yerime geçeceğim sırada orasının dolu olduğunu gördüm.
WTF!
Onun burada ne işi var lan!
Benim beyaz önlüklü seksi doktorum ŞU.ANDA.BENİM.MASAMDA.KAHVESİNİ.YUDUMLUYOR!
Yanına gidip gitmemekte kararsız kalırken içeri giren bayanın onun yanına oturmasıyla kendimi onlardan uzak bir köşeye atmıştım.
Canımın yandığını iliklerime kadar hissetsemde bu tuhaf hissin adını koyamıyorum.
Garson bana her zaman ki siparişimi -donut ve kahve- getirdiğinde sıcak bir gülümseme verdim. Kahveden yudum alıp çaktırmadan onların masasına bakarken Sehunla göz göze gelmiştik.
Siktir! Siktir! Ne yapacağım şimdi!
Sıcak kahve yüzünden dilim yandığında öksürerek geri çıkarttım. Üstüme baktığımda dökmemiş olduğumu gördüğümde sevinmiştim.Ancak sakinleşmeliydim. Hızla lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp çıkacakken karşımda beliren kahverengi saçlı yahuşuhlu doktorumla duraksadım.
"Luhan."
Keskin sesi kulaklarıma bayram ettirirken sırıtarak baktım.
"Sehun."
Sert ifadesi yumuşamıştı.
"Ne işin burada? "
'Sanane be salak!' bakışı attım.
"İşe gitmeden bi' kahvaltı edeyim dedim. Peki ya sen?"
Hazır mısın Luhan?
Hayır
Hayır
Hay-"Bizde sevgilimle birşeyler atıştırmak için gelmiştik. "
Ne diye soruyosun ki! Herşey zaten açık değil mi? Geri zekalı!
"Ne güzel!" sahte gülümsememi ona sunarken bana doğru bir adım attı.
"İyi misin?" Hep aynı soru. Sananen dokto- dur lan adam doktor zaten. ıhm neyse. Hızla kafamı salladım ve telefonuma baktım.
İşe gitmem için 20 dakikam vardı ve yürümeye kalkarsam geç kaldırdım. Taksiye para verecek kadar zengin değilim.
Benim babam Suho değil taam mı? Neyse.
"Şey... Ben işe g-geç kalıyorum da. Ç-çıkmalıyım." Neden kekeliyorsam!
"Ah! İstersen seni işe bırakabiliriz."
-iz? Yani sevgilinde gelecek. Gelsin! O da gelsin! Ananlarıda çağır! Cümbür cemaat gidelim anasını satayım!
Neyin atarını yapıyorum hiçbir fikrim yok. Ancak Sehunla yalnız olmayı isterdim. Buna emindim.
"Y-yok!"
Yine kekeledim. Sikeyim böyle işi be!"Hadi ama Lulu~ Kırma beni"
O.BANA.AEGYO. YAPTI! Ve ve bana LULU dedi! Aman Tanrım!
Şaşkınlıkla kafamı salladım. Küçük çocuk gibi değişken halleri vardı. 1 günde nerden anladın demeyin. Bunlar özel Luhan güçleri.
Lavobadan çıkıp kasaya ilerledim. Hesabın ödenmiş olduğunu gördüğümde kaşlarımı çattım. Buna gerek yoktu. Sinirle dışarı çıktığım da sevgilisiyle birlikte bana döndü.
"Bak hayatım Luhan."
Şimdi o bana hayatım mı dedi? Yoksa hayatına benim Luhan olduğumumu söyledi?
Kız sevimli şekilde gülümsemişti. Sarı saçları tenine çok yakışmıştı.Kahverengi gözleri ise oldukça büyüktü.
Biran kendimle karşılaştırdığımda ben tabikide daha güzeldim! Hah! Sehun, o muşmulayı bırak ve Come in!
"Luhan, bu Hye Mi." Bilmem hye, mi? Tamam iğrencim.
Saygıyla kafamı eğdiğimde kız bakmakla yetinmişti. Kibirli kaltak!
Şşşt! Özel Luhan güçleri.A4'ün kenarına geldiğimizde Sehun elindeki kumandayla kilidini açtı. A4 kâğıt değil sizi fuckirler araba markası olan.
Sehun önce sevgilisinin kapısını açtı sonra kendi yerine geçti. Ne diyebilirim ki? Katıksız öküz!
Sinirlerim tekrar zıplamaya başlamadan hemen arkaya geçtim. Sehun'a hangi şirkette çalıştığımı söylediğimde hemen gazı köklemişti. Tabi şirkete varana kadar muhabbet falan etmedik.
Kibirli kaltak sürekli birşeyler anlatıp çirkin kahkahalarını atıyordu. Sehun ise zavallım hafifçe gülüyordu. Bende mazlum mazlum oturuyordum.
Şirkete vardığımızda arabadan dışarı çıkmak için hareketlendiğimde Sehun aynadan bana baktı.
"Bir sonraki seansı unutma Luhan yoksa kendi ellerimle sürükleyerek getiririm seni!"
Hayda kim bastı yine bunun kuyruğuna!
"Peki." diyip attım kendimi dışarı. A4 asfaltı ağlayarak uzaklaşırken o Sürtük ile gittiği için bende ağlayacak duruma gelmistim.
Hemen şirkete geçip kendimi masama bıraktım. Önüme yığılmış olan dosyalara bakarken duvara kafa atmamak için kendimi zor tutuyordum.
Verilen dosyaları tek tek çevirirken kendimi bir türlü veremiyordum. Aklıma sürekli Sehun geliyordu. Tamam çok yakışıklı herkes ona baktığında etkilenir ama o etki kısa süredir yani hemen geçer. Ama bende öyle değil. Garip hissettiriyor. Onu dün ilk kez beyaz önlükler gördüğümde kalbim hızlanmıştı, midemde kelebekler geyiklerle koşuyordu, garipti çok garip. Belki de ona sormalıyım. Sonuçta o psikolog.
Bu arada evet o psikologtu ve beyaz önlük giyiyordu. Ne olmuş yani okuldaki öğretmenlerde giyiyor! Hah!
Lanet olsun! Elimdeki kalemi fırlattığımda ofiste kimsenin olmadığını gördüm.
Saatte baktığımda 23.30u gösteriyordu.ÇÜÜÜŞ!
Kalk Luhan kalk güzel kıçını seviyorsan kalk.
Tabiki de seviyorum!
Tanrım sanırım gerçekten delirmeye başlıyorum.
#Hehe :D Sözümü tuttum ve bölümü attım :) kyaaa :D Yazdığım bölümlerden en çok hoşuma giden bu bölümdür haberiniz ola :D
Ve artık bıralarda olamıcam @scorpionist beni öldürecek :(
İkinci bi Ve de Bölüm ithafı @himinpark Sürtüğünedir :D
-Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfeeen :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can We Start With KISSING?
FanfictionDoktor : Oh Sehun Hasta : Park Luhan Tanı : Afefobi (birinin size dokunmasından ürkmek veya iğrenmek) Tedavi: Öpüşmek (?!?!)